Adam “Sakin ol! Bırakacağım ama bağırmayacaksın.” dediğinde hemen başımla onayladım ama aklımdan geçirdiğim başkaydı.‘Oldu şekerim. Sen bırak ben bütün sokağı çığlığımla öpeceğim.’
AYAZ
Elimi çeker çekmez yine kapattım çünkü bir kolumla hala garson kızı tuttuğumdan derin ve sesli bir nefes aldığını fark ettim ve bu çığlığın habercisiydi.
“Kızım bir rahat dur! Bir şey yapmayacağım. Bağırma! İddia çocuğuyum ben. Sadece seni korkutmak istedim başka bir niyetim yok. Şimdi bırakacağım ve herkes kendi yoluna. Anlaştık mı?”
Kız tekrar başını olumlu anlamda salladı ama nedense içimden bir ses bıraktığım anda bağıracağını söylüyordu.
“Ben sana güvenemedim kızım. Çok kımıl kımılsın sen. En iyisi sen kapalı ortamda bağır.”
Kız bir an dondu kaldı ve bana bakmaya çalışırken “Hm!” diye bir ses çıkardı. Bir kaç saniye bu şekilde kaldık ve arabaya doğru sürüklemeye başladığımda o da tekrar çırpınmaya başladı.
Allahtan ufak tefek bir şeydi. Kızı araca doğru sürüklerken ortalığın ıssız ve aracın yakın olmasına şükrettim. Bu halde yakalansam benim açımdan bir sorun olmazdı ama boşuna can sıkıntısı, vakit kaybı yaşardım.
Elimi ağzından çekmeden kızı arka kapıya yaslayarak hareket edememesi için üzerine ağırlığımı verdiğimde kızın ağzından çıkan inlemeyi duydum. 'Bu kadar yüklenmese miydim?' diye düşünürken aynı zamanda ön kapıyı açarak tek hamlede kızı içeri atıp kapıyı kapatmam zor olmadı.
Sürücü tarafına geçerken ön taraftan dolandım ve kızın yüzünde ki korkuyu görmem istemeden keyiflenip gülümsememe sebep oldu. Nasıl güldüysem kızın kapıyı açmak için verdiği mücadelenin korkudan sonlanmasına sebep oldu.
Arabanın rahat koltuğuna oturur oturmaz pişman oldum çünkü kız biraz önce kapı koluna uyguladığı baskıyı benim üzerimde uygulamaya başlamıştı. Hem gelişigüzel vurup hem ağzına gelen bütün kötü kelimeleri sıralamaya başladı.
“Sen gerizekalı mısın? Sen kimsin? Aç kapıyı oğlum. Eşkıya mısın?”
Kız hiç susmadan bağırırken ellerini tutmaya çalıştım ve nihayet başarabildiğimde gülmeyi de bırakıp konuşmaya başladım.
“Sadece korkutmak istemiştim. Kötü niyetim yok. Olsa da o niyeti sende heba etmeye niyetim yok. Dışarıda bıraksam bağıracaktın ve millet başımıza toplanacaktı.”
Kaşlarını çatmış korkutucu olmaya çalışırken sadece komik olduğunun farkında değildi. Biri ona bunu söylemeliydi ama bu biri kesinlikle ben olmayacaktım çünkü izlemek keyifliydi.
“Tamam. Bırak o zaman ellerimi. Aç kapıyı ineceğim.”
Ellerini bırakır bırakmaz kapıyı açmaya çalıştı ama ben henüz kilidi açmamıştım. Gözlerini kısarak bana döndü.
“Sen benimle dalgamı geçiyorsun?”
Tekrar vurmaya başlamaması için ellerimi teslim olur gibi kaldırıp “Hayır. Gidebilirsin ama önce beni dinle. Seni eve bırakayım. Saat henüz çok erken ve hava aydınlanmadı.” Dedim.
Biraz düşündü ve gözlerini kısıp kendi yolunu çizmeye çalıştı.
“Sen nerede oturuyorsun?”
Ben de onun gibi gözlerimi kıstım.
“Neden merak ettin? Ayrıca bakışların beni korkuttu. Sanki sen beni zorla arabana bindirmişsin gibi hissetmeye başladım. Kendimi korumam gerekir mi? Bana tecavüz mü edeceksin?”
![](https://img.wattpad.com/cover/102700454-288-k61447.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buz ve Ateş #Wattys2018
Romancesıcak ve soğuk buluşunca ateş ve buz karışınca karla güneş değince ilk nefesi alınca, son nefesi verince sevinçten ağlayinca, çaresizlikten gülünce bırakıp gidince, geride kalınca buz mu erir ateş mi söner?