7-utanç

1.1K 75 3
                                    

CEMRE





Nadide'nin odasına girdiğimde kendi evimdeki odadan çok daha büyük ve lüks olduğunu görmem gülümsememe neden oldu. Bu topitopun ayağını kaydırıp bu odaya yerleşmek vardı. Yine küçük düşündüm. Emre'nin ayağını kaydırıp onun odasına yerleşmek daha iyi. Biraz daha büyütüp Emre'yi mi tavlasam. Kendi düşüncelerime gülüp fikir büyütme işine tuvalette devam etmek için odanın içerisindeki küçük banyoya girdim. Makyajının patlamış dudağımı hala sakladığını görünce tazeleme işine girmeden işini bitirdim ve oyalanmadan banyodan çıkınca Karan'ın içeri girip kapıyı kapatıp kilitlediğini gördüm. Yine kötü düşündüm ve başıma yine kötü bir şey gelecek. Tuvalette hayal kurarsam olacağı buydu ama hepsi Nadide'nin odasının suçuydu çünkü insana benimle hayal kur diye bağırıyordu.




CEMRE



"Misafirlerin kullanacağı lavabo üst katta Karan Bey ben size yolu göstererek yardımcı olayım."



"Lavaboyu aramıyorum."



"Başka bir ihtiyacınız varsa Nadide Hanım dışarıdaydı isteseydiniz yardımcı olurdu."



"Evet. Başka bir şey arıyordum ben."



"Yardımcı olayım."



Stresten cümleyi ne kadar sık tekrarladığımı fark ettim ve Karan böyle yarım sırıtır şekilde bakmaya devam ederse biraz sonra benim yardıma ihtiyacım olacağını düşünmeye başladım.



"Kedimi arıyorum."



Oyundan sıkılıp oflayarak kapıya doğru ilerledim ama anahtar üzerinde değildi. Bıkkınlıkla arkamı dönerek Karan'a baktım. Parmaklarının ucundaki anahtarı sallıyordu.



"Bunu mu arıyordun küçüğüm? Senin gibi yavru kediler nasıl diyor? Yardımcı olayım."



"Ol."



"Nasıl?"



"Yüzündeki şu yavşakça gülümsemeyi yok ederek başlayabilir sonrasında anahtarı bana verebilirsin."



Yanına yaklaşıp anahtarı almak istediğimde elini havaya kaldırdı. "Bunu mu arıyordun dedim."



"Karan ver şu anahtarı. Yaptığın hiç hoş değil."



"Aklımdan geçenleri söylesem onlara da 'hiç hoş değil' diyeceksin ama uygulamaya geçtiğimde sen beni bırakmayacaksın."



"Sen ne zaman bu kadar mide bulandırıcı oldun Karan? Anahtarı ver!"



Elini hala yukarıda tutarken sinir bozucu gülümsemesiyle devam etti. "Al."



"Yapmayacağımı biliyorsun."



Bir sene önce bana biri gelip hayran olduğun bu gülümsemeden bir sene sonra tiksineceksin deseydi avuç içimle alnından melodik sesler çıkarırdım. Yapardım biliyorum, çünkü yaptım. Simay bana demişti. "En çok bir yıl sonra ben bunun nesini sevdim diyerek anlatacaksın" demişti ve ben o zaman aptal gibi Simay'dan şüphe edip beni kıskanıyor olabileceğini aklımdan geçirmiştim. İnsan bir şeye meyillenince gerçekten o şey için kör olabiliyormuş.



Karan anahtarı cebine koyunca panik yapmak için iyi bir bahanem oldu. Buradan o istemedikçe çıkamayacağımı anladım. Madem buradan çıkamıyorum kendimi banyoya kapatmam mantıklı olurdu. Banyonun olduğu tarafa doğru ilerlemeden önce yaptığım hata banyo kapsına bakmak oldu.



Karan ne yapmak istediğimi anlayınca yolumu kapatıp beni kolumdan tutarak duvara doğru ittirdi.



"Nereye?"

Buz ve Ateş #Wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin