9 え4

970 52 7
                                    

Jiyong eve geldiğinde hala kızın kıkırdama sesini düşünüyordu. Ne kadar da benziyordu. Elindeki resimleri masaya bıraktıktan sonra bir bardak içkiyle masaya geri döndü. Gömleğinin düğmelerini açıp masaya yaklaştı resimleri eline aldı baş parmağıyla Hana'nın yüzünü okşadıktan sonra elini çekti etrafına baktı. Acaba şu an Japonya da mıydı? Hana'nın hemen arkasındaki ağaca asılmış tabelaya baktı biraz zorlayınca okuyabildi. Japoncası Seungri'nin ki kadar iyi olmasa da iyiydi veya Hana'nın ki kadar bazen aralarında Japonca konuşup  onu sinir ederlerdi. Arkadaki yazıyı okuduğunda neden ormana böyle bir tabela astıklarını düşündü. "Hayat size verilmiş bir hediye."  Diye mırıldandı bu da HyunWoo'nun yazdığı notu açıklıyordu. Ama neden ormanda böyle bir tabela vardı? Neden HyunWoo bununla dalga geçmişti. Ormanın adı yazmadığından bilgisayardan "Fuji dağına yakın ormanlar" olarak arattı ilk çıkan siteye "Aokigahara Ormanı" na tıkladı resimlerle kanının vücudundan çekildiğini hissetmişti. Ağaçların altında cesetler, ağaçlara asılmış cansız bedenler, mektuplar, ilaç kutuları... İntihar ormanı...
"Kuroi Kaiju romanınından sonra intihar merkezi haline gelen orman"
Kuroi Kaiju... bu isim Jiyong'a bir yerden tanıdık geliyordu ama nereden? Hemen oturduğu yerden kalktı Hana'nın odasına koştu kapıyı açar açmaz kitaplığa yöneldi bu Hana'nın kitaplarının isimlerini liste yapmak gibi bir alışkanlığı vardı ve bu listeyi kitaplığına yanına yapıştırırdı başlarda Jiyong'a saçma gelmişti ama sonradan zekice bir hareket olduğunu anlamıştı. Hana her zaman kitaplarına düşkün olmuştu ve onları kaybetmek neredeyse en çok korktuğu şeylerden biriydi. Listede hızlıca elini gezdirdikten sonra alt sıralarda Kuroi Kaiju yazısını gördü yani son zamanlarda aldığı bir kitaptı. Onun yanındaki son zamanlarında...
Jiyong aklı karışmış bir şekilde masasına döndü ne yani Hana o ormana kitaptan etkilendiği için mi gitmişti? Pekala bu Hana'lık  bir hareketti. Bir keresinde okuduğu bir kitapta karakter kendini küvette boğmasının imkansız olduğuna inandığı için kendini boğmaya çalışmıştı ve Jiyong onu sudan çıkarışını hatırladı hatırlaması bile tekrar korkmasına yetiyordu.
***
Bir anlığına gözlerini açmayacağını  düşünmüştü ama başını sudan çıkarırken o beyaz pürüzsüz yüzünden saçları da suyla birlikte aktığında uzun olduğu kadar sık olan  kirpikleri kıpırdadı ve gözlerini araladı
Neden bu kadar saçma bir şeyi denediğini sorduğunda;
"Korkma insan zaten kendini küvette boğamaz bu imkansız... Ama o yaptı..."
"Kim?! Sen aptal mısın neden böyle saçmalıklarla beni korkutuyorsun! Çık şuradan titriyorsun!."
"Böyle bir şey yapsam ne yaparsın? "
Jiyong onu sudan çıkarmış havluya sarıyorken cevaplamıştı;
"Nasıl?"
"Kendimi öldürsem?"
"Sen ne saçmalıyorsun! Böyle bir şeyi nasıl sorabilirsin?!"
"Uzatmada cevap ver ne yaparsın?"
"Düşünmek bile istemiyorum sende düşünme tamam mı güzelim? Böyle saçma kitaplar okuma!"
"Düşünmek bile istemiyor musun? Hımm"
"Bu cevap seni tatmin etmedi mi?"
Bunu söylerken Hana'yı belinden tutup kendine çekmişti ıslak olmasını umursamıyordu.
"Çok... basit bir cevaptı."
"Nasıl bir cevap bekliyordun?"
"Daha farklı "Anlayamadığım için üzülürdüm" gibi"
"Neyi anlamayacak mışım?"
"Hiçkimse birden intihar etmez Jiyong insanı intihara insanlar iterler... Bu aşamalı bir şey..."
"Beni korkutuyorsun Hana."
"Korku bazen iyidir... Aghh hayır korku her zaman iyidir sana kaybedeceğin şeylerin olduğunu hatırlatır. "
"Bu konuşma nereye gidecek bilmiyorum ama çok fazla titriyorsun üzerini değiştirelim. Sonra konuşuruz."
***
Jiyong o an da Hana'nın bakışlarındaki soğukluğu hatırladı içinden geçen ürpertiyle arkasına yaslandı. Bu konunun devamı olmamıştı, konuşmamışlardı.
Ekrana tekrar döndüğünde bunun pişmanlığını yaşamıştı. Hana'nın nereye gittiğini,  o an ne yaptığını, ne yediğini, ne düşündüğünü... Hepsini az çok hayal edebilmişti ama bu fikir aklına bile gelmemişti. Ölmüş olabileceği... Gözleri yanmaya başladığında kendi kendine konuşuyordu;
"Hayır öyle bir şey yapmış olamaz... İmkansız... Ailesinin yanına bile döner ama kend-... ahh ne saçmalıyorum ben! İmkansız... Hana hayatta! Hem öyle bir şey olsa çoktan bulurdum onu..." biriken göz yaşlarını silip ekrana korkarak yaklaştı arama motorunu silip yerine "İntihar belirtileri" yazdı. Okumaya korkuyordu ilk siteye tıkladı
-İntihar etmekten bahsederler ve her on kişiden sekizi intihardan önce belirgin uyarı ve ip uçları verirler.
Jiyong olayın ne zaman olduğunu düşündü muhtemelen Hana gitmeden bir bir buçuk ay önceydi. Korkarak okumaya devam etti
-Kendilerini dayanılmaz acılar içinde hissederler.
Jiyong Hana'nın resim odasına yaptığı şeyi hatırladı. Bunu insana yaptıran acıdan başka bir şey olamazdı.
-Düşünce içerikleri daraldığı için başka bir alternatifi fark etmeyecek kadar dar bir tünel algısı içindedirler
Jiyong buna gülümsedi hiçbir şey Hana'nın düşünce şeklini daraltamaz idi. Değil mi?
-Bir yandan hiçbir şeyi bilmek, görmek ve düşünmek istemez iken diğer taraftan bir çözüm arayışı içindedirler.
"Gitmesinin bir sebebi olmalı..." yazısı Jiyong'un gözünün önüne geldi. Bu bir çözüm arayışı olabilir miydi? çekinerek ekranı kaydırdı ve son maddeyi okudu
-Genellikle yüksek standartları olan, mükemmeliyetçi, yanlış yapmaktan korkan, kendini sıkça eleştiren kişilerdir.
İşte bu madde Jiyong'un beynine kurşun gibi saplanmıştı. Hana mükemmeliyetçi sayılabilecek bir insandı her konuda öyleydi ve kolay kolay hata yapmazdı. Yıllardır çıkmalarına rağmen bir kez bile netizenlere yakalanmamışlardı ve bu Hana'nın sayesindeydi. Dersleri her zaman iyiydi bunun yanında Korece dahil üç dil biliyordu ve Fransızca kursuna gidiyordu baya ilerletmişti de Baby Good Night deki Fransızca kısımları Hana kaydetmişti ve çok da güzel konuşuyordu aksanı yeni öğrenmiş biri gibi değildi. Resimdeki becerisini, yüzme, basketbol ve kort tenisindeki yeteneklerini göz önüne alırsak yapamadığı bir şey yoktu. Standartları yüksek bir insandı Jiyong bunun farkındaydı hatta bu halleri her zaman ona çekici gelirdi. Kendini sıkça eleştirilen bir insan mıydı?
***
"Sence fanların bizi yakıştırır mıydı?"
"Ahaha bilmem sen fanım değil misin?"
"Üff gıcıklaşma! Cevap ver!"
"Bakalım bir... Beyaz cilt, uzun siyah dalgalı saçlar, uzun kıvrık kirpikler, büyük gözler, düzgün bir burun, büyük olmasa da şekilli dudaklar, 80b kalıp, ince bel, uzun bacaklar..."
"Kes kes kes! Düşündüm de fanların bana yazık olduğunu düşünecek!"
"Aghh utandın mı sen?"
"Ne alaka?! Neden utanayım?"
"Bilmem kızarmış olmayasın? Ve yazık olduğunu mu düşünecekler? Kore de benden daha iyisi mi var?"
"Ohh uzun bir liste olmasaydı sayardım!"
"Ha ha ha komik mi?"
"Gerçekler bazen de komiktir."
"Say bakalım kimmiş benden iyi?"
"1-Seungri"
"Dur! Ne? İstersen aradan çekileyim!"
"Aradan çekilmeni isteseydim bu çoktan olurdu neyse 2-TOP 3-Lee jung suk 4-Kim Woo Bin..."
"Öyle mi! Peki gidiyorum ben! Onlarla çık o zaman!"
"Nere gidiyorsun burası senin evin beni kovman gerekmez mi?"
Gülümseyerek söylediğinde Jiyong hayatının sonuna kadar bu gülümsemeyi sıkılmadan izleyebileceğini düşündü
"Doğru benim evim... Dur neden toplanıyorsun?"
"Gidiyorum."
"Neden?"
"Seungri ile çıkacağım veya TOP belki Lee jung suk belli olmaz belki Kim Woo Bin ile ?"
"Seni öldürürüm!"
Bu sözlerle Hana Jiyong ile arasındaki farkı kapattı aralarında santimler kala durdu
"Bu beyaz cilt, uzun kirpikler, şekilli burun, güzel dudaklar... Kıyabilir misin ki?"
Jiyong uzaklaşmasına izin vermeden karşısındaki cürretkar bedeni beline kollarını sararak kendine çekti
"Denemek ister misin? Kıyabiliyor muyum kıyamıyor muyum o zaman görürsün?"
Dudaklarının arasında santimler vardı Hana'nın dudakları hafif yukarı kıvrıldığında Jiyong'un bakışları Hana'nın dudaklarına kaydı
"Ben hala Seungri diyorum."
Jiyong geri çekilip Hana'nın gözlerine CİDDİ MİSİN?  Der gibi bakınca Hana Jiyong'a yaklaşıp dudaklarını birleştirdi."Sanırım tatlı bir panda hiçbir zaman bir ejderhayı yenemez he?"
"Tatlı olan panda ama?"
Bu cümleyle Hana bir kez daha dudaklarını Jiyong'un dudaklarıma bastırıp çektikten sonra kendi dudaklarını dilinin ucuyla yaladı;
"Ahh sanmıyorum şu an bir ejderha pandadan daha tatlı! İnanabiliyor musun?!"
Jiyong'un gülümsemesi sırıtmaya dönerken sevgilisinin yüzünü yakından izliyordu.
"Peki sen tatlı mısın?"
"Ohh... Aradan çekileyim o zaman sen pandayla devam et Nyongtory!!!! Bak beni Seungri için bırakırsan kızmam."
"Ne?!"
Jiyong sırıtırken Hana kollarını Jiyong'un boynuna doladı o an dans eden çiftler gibi gözüküyorlardı
"Yani Nyongtory diyorum?"
"Beni Seungri'den kıskanan kıza ne yaptın?"
"Geçen okuduğum Nyongtory ile onu gömdüm! Tanrım çok yakışıyorsunuz! Ve fanın seni tanıyor gibi yazmıştı çok gerçekçiydi! İnanabiliyor musun? Ben seni kendimden başka biriyle shipledim ve ha birde TOP ve Dae var onlar da çıkmalılar! Çok tatlılardı!..."
Jiyong gülmekten karnına sancılar girince kanepeye oturdu ama sevgilisi tam bir VIP gibi karşısında heyecanlı heyecanlı Shiplerinden bahsediyordu. Gülmesine ara verip onu kucağına çekti kucağına çekince konuşması kesilen sevgilisinin kulağına usulca fısıldadı
"Şimdi Seungri ile mi çıkayım?"
"Ahh şey yani ben..."
Jiyong'un kollarından kurtulmaya çalışırken kekeledi
"Ne istiyorsun? İstersen senin için Seungri ile fan servis yapabiliriz?"
"Ne gibi mesela?"
"Okuduğun hikayedeki favori sahnen hangisiydi?"
Hana yüzünün kızardığını biliyordu ama kızarmasının sebebi pozisyon muydu yoksa aklına gelen sahne miydi karar veremiyordu. Son bir güçle Jiyong'un kollarından kurtulup ayağa kalktı.
"Benim gitmem gerek saat geç oldu"
"Neden kıpkırmızı oldun? Neler geçiyordu aklından?"
"Sırıtma yemin ederim azını yüzünü kırarım senin!"
"Bu güzel ve türünün son örneği surata kıyabilir misin ki?"
"Deneyelim mi?"
Jiyong cevap olarak daha çok sırıtırken Hana eşyalarını toplamaya başlamıştı.
***
Jiyong bunları hatırlarken sırıtmasına engel olamıyordu. Birden gerçeğe dönünce sırıtması suratından yavaşça silindi İntihar etmiş olabilir miydi?























#Bana mı dedin?

#PANDA VS EJDERHA

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.










#PANDA VS EJDERHA

#PANDA VS EJDERHA

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


#BEN NYONGTORY DİYORUM

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




#BEN NYONGTORY DİYORUM

#BEN NYONGTORY DİYORUM

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Who you? ||GDragon Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin