-Artık onun kim olduğunu söyleyecek misiniz? Yani o kızın adını?
-Hayır bu günde söylemeyeceğim...
-Yani bir gün söyleyecek misin?
-Bilmem.
-Neden bunu saklıyorsun?
-Çünkü... Sadece öyle istiyorum.
-Peki sizi fazla zorlamayacağım
-Teşekkürler... Sanırım hayatınız da iyi bir şeyler oluyor?
-Nereden çıktı bu şimdi?
-Sürekli sırıtmandan olabilir mi?
-Sırıtmıyorum.
-Sırıtıyorsun.
-Peki tamam.
-Yani...?
-Sanırım oluyor.
-Ne oluyor? Erkek arkadaşın mı var?
-Neden soruyorsun?
-Merak ettim?
-Sadece merak?
-Evet başka ne olacak?
-Peki öyle olsun. Evet bir arkadaşım var ama erkek değil, üzülme yani.
-Üzüldüğümü nerden çıkardın?
-Suratından ?
-Üzülmedim bir kere peki adı ne?
-Kimin?
-Arkadaşının?
-Sen bana onun adını söyleyene kadar bende sana tek arkadaşımın adını sana söylemeyeceğim.
-Bende sana onun adını söylemeyeceğim.
-O zaman sorun yok. Bu günlük seansımız bitti geldiğiniz için teşekkürler Jiyong Bey.
-Size de iyi günler Nahyun Hanım.
Jiyong ceketini giyip odadan çıktı kapıda bekleyen koruması ile uzaklaşırken Nahyun onu arkadan izliyordu ama izlediğinin farkında bile değildi. Nasıl oluyordu da böylesine egoist bir kral bu kadar uzun zamandır onu bırakıp giden bir kızın acısından ne yapacağını bilemez hale gelebilmişti, kıza olan aşkı ile karakteri çok fena çatışıyordu muhtemelen en büyük sebebi bu diye düşündü Nahyun. Bazen bu adamın aşkının güzelliği kitaplara konu olacak cinsten diye düşünüyordu ama böyle güzel bir aşkta kızın hiçbir şey demeden çekip gitmesi saçma geliyordu...
Çalan telefonu ile bakışlarını Jiyong'un sırtından çekti. Arayan Hana'ydı gülümseyerek telefonu açtı hala hastaneden olmayan birinin onu araması garip geliyordu.
-Efendim?
-Ah rahatsız ettim mi? İşin yoktu ya?
-Yok yok işim yok. Ben de yeni araya girmiştim ne oldu bir sorun mu var?
-Evet büyük bir sorunum var! Hemde çok büyük bir tane!
-Neymiş o sorun?
-Jiwon'a ne alacağımı bilmiyorum.
-Neden ona bir şey alıyorsun?
-Çıkışı yaklaşıyor ve henüz taşındığımdan haberi yok ondan habersiz taşındığıma kızmasın diye bir hediye alsam iyi olur diye düşündüm.
-Hımm anladım iyi düşünmüşsün bence de.
-Ee peki ne almalıyım?
-Yüzük almaya ne dersin?
-Ha ha ha komik miydi şimdi bu?
-Ne var? Kızlarda evlenme teklif edebilir!
-Bak bir de gülerek konuşuyor ciddiyim ben ne almalıyım ona?
-Yüzük?
-Bir daha yüzük dersen yüzüne kapatırım telefonu.
-Şimdi yarın öbür gün çıkış yapınca ona çok kız yüzük alır zaten bence de sen yüzük falan alma ne bileyim git cüzdan, cap, ayakkabı falan al.
-Ne diyorsun ya ne alaka şimdi diğer kızlar?
-Gerçekler bunlar Hana'cım yüzüğü olmayan yakışıklı ve yetenekli idolleri sadece fanlar değil idol kızlar bile ayakta götürüyor.
-İdol kızlar mı?
-İdollerin dişi olanları Hana hani aynı mesleği yapıyor aynı sahneye çıkıyor ve birlikte dans felan ediyorlar ya kızlarla?
-Aghhh...
Nahyun zafer çığlıklarını içinden atarak büyükannenin odasına doğru yürüyordu
-Şimdi parmağında sürekli taktığı bir yüzük falan olsa sevgilisi falan var diye belki uzak dururlardı var mı öyle bir şeyi?
-Hayır! Hayır yok!
-Bağırma sağır ettin beni!
-Nahyun...
-Hımm?
-Şu idol kızlar...
-Hımm?
-Benden güzeller mi?
-Bilmem sonuçta çok bakımlı kızlar senden güzeli de vardır çirkini de...
-Nasıl bir şey olsun?
-Ney?
-Yüzük...
-İşte benim kızım!
-Kulağıma bağırma!... Sende gelsene?
-Nereye?
-Yüzük almaya.
-Tamam ama iş çıkışı olabilir, peki parmağının ölçüsü?
-Sanırım Hanbin'den alabilirim.
-Hanbin?
-Jiwon'un arkadaşı... Aslında Hanbin ile buluşmaya sende mi gelsen?
-Neden?
-Hanbin ile tanışırdın? Yada boş ver unut bu teklifi.
-Neden ne oldu?
-Bu gün gülme günündesin herhalde ne desem gülüyorsun!
-Sanırım... hahah tamam sebebi söyle şimdi
-Aghh acı gerçeği hatırladım...
-Neymiş o gerçek?
-Hanbin'in senden küçük olduğu gerçeği... Ama sanırım Minho değil.
-Sakin ol! Biriyle tanışmak zorunda değilim.
-Şimdi sakin ol ve son attığım mesaja bak
Nahyun telefonu kulağından ayırıp mesajlara girdi görüntü yüklenince hemen kulağına götürdü
-Lütfen bunun Hanbin olmadığını söyle...
-Neden? Ne de olsa tanışmayacaksın kimseyle?
-Bu kim Hana! ?
-Hiç televizyon izlemiyorsun değil mi? Aghhh o zaman kim olmasını istersin?
-Minho olabilir idol mü bu ? Çok tatlı!
-Evet tam olarak o.
-Evvet!
-Tamam sakin ol. Daha önce hiç çöp çatanlık yapmadım. Bu yüzden çok hızlı bir şey bekleme...
-İdol değil mi bu?
-Evet
-Tanıştınız mı peki?
-Evet Jiwon'un en sevdiği hyunglarından.
Arkasından gelen makine sesleri ile arkasına döndü Hemen sonra peşinden ona çarparak giren hemşireler neredeyse telefonu düşürmesine sebep oluyordu. Adımlarını oraya yöneltirken
-Neyse bunu sonra konuşalım mı?
-İşin mi var?
-Evet.
-Tamam son bir şey?
-Nedir?
-Büyükanneme bakar mısın?
-Neden?
-Bilmem. Sadece bak işte. Neyse sen bak bana mesaj atarsın.
-Tamam
Nahyun büyükannenin yanına girdiğinde hemşirelerin hepsi önünden çekildi...
.
.
.
"Büyükannen iyi sadece artık bünyesi terapi ilaçlarını kaldıramayacak kadar zayıfladı... Jiwon hemen çıkış yapsa iyi olurdu..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Who you? ||GDragon
Fanfiction-"Hiçkimse birden intihar etmez Jiyong insanı intihara insanlar iterler... Bu aşamalı bir şey..." -"Beni korkutuyorsun." -"Korku bazen iyidir... Aghh hayır korku her zaman iyidir sana kaybedeceğin şeylerin olduğunu hatırlatır. " 07.06.2017-04.07.201...