Gözlerinin tekrar kapanmasının ardından Hana kendini uykusuz hissediyordu. Başındaki ağrı gittikçe şiddetlenirken uyumanın kötü bir fikir olmadığını düşündü Hana, cidden kaç saattir bu haldeydi? Az önce gördüklerinin rüya olup olmadığı hakkında en ufak bir fikri bile yoktu. Sadece gördüğü şey her neyse Hana'yı çok fazla yoruyordu. Hana sadece bu konuda emindi. Hana gördüğü şeylerin anı olması ihtimali aklına gelince birden gözlerini araladı, anı olabilir miydi? Hana yattığı yerin altında dönmesi ile gözlerini tekrar kapattı. Ellerini başına götürmek üzereydi ama kolunda hissettiği acı ile bu fikirden vazgeçti. Koluna serum mu takmışlardı? Hana gözlerinin yukarı doğru kaydığını hissettiğinde başındaki sancı tekrar kendini hissettirmişti.
Hana gözlerini yüzüne vuran güneş ışığı ile araladığında ilk gördüğü şey yastık ve canını yakan güneş ışığı olmuştu, güneşi arkasına alarak döndüğünde bu kez fark ettiği şey ile üzerindeki çarşafı yavaşça kaldırdı, çıplaktı...
Hana yavaşça yattığı yerden kalktı ve kendinin olduğunu düşündüğü çamaşırları toplayarak giyindi. Ürkek adımlarla odadan çıkarken bir yandan da tanıdık gelen odayı inceliyordu. Geniş odanın kahverengi kapısının önüne geldiğinde son kez arkasını döndü bu kez yatakta daha önce fark etmediği bir şeyi fark etmişti, yavaşça yatağa yaklaştı beyaz çarşafın tam ortasındaki kırmızı lekenin ne olduğundan emin olmak istiyorcasına yatağın üzerine eğildi. Hana şokla elini ağzına götürdüğü sırada hızlı adımlarla geri yürümeye başladı, bu rüya yada her neyse çok fazla gerçekçiydi, arkasını dolaba çarptığında hissettiği acı gibi,
Hana odadan çıkmak istiyordu ama bir yandan da istemiyordu, eğer bu rüya veya hayal belki anı, her neyse bu yine Hyunwoo ile ilgiliyse, yataktaki kan ne anlama geliyordu? yatakta çıplak olmasaydı farklı yorumlayabilirdi ama bu tamamen o anlama geliyordu. Ne yani kardeşiyle? Hana saçlarını toplayarak yerde bulduğu- muhtemelen onun olan- lastikle bağladı Dışarıdaki kardeşi değilse muhtemelen bebeğin babasıydı? Yani öyle olmasını umuyordu. Hana bunları düşünürken dışarıdan gelen sesle düşüncelerinden ayrıldı. gidip bakmaktan başka çaresi yoktu. Hana çekinerek kapıyı açtı sessiz olmaya özen göstererek parmaklarının ucunda odadan çıktı. Merdivenleri yavaşça indiğinde hemen sağ tarafında mutfak vardı, birisi yemek hazırlıyordu, ne klişe ama? Hana ona yeterince uzak olan buzdolabının hemen arkasına saklandı, yüzünü görmeliydi ilk önce, Hana kalbi kulaklarında atarken neden heyecanlandığını anlamaya çalışıyordu. Sonuçta bu gerçek olmayabilirdi. Hana dolabın kenarından mutfakta bir şeyler yapan adamı izlemeye koyuldu, çokta uzun sayılmazdı ama omuzları genişti üzerinde bir şey yoktu altında sadece eşofman altı vardı. Hana tekrar heyecanlandığını fark ettiğinde bunun saçmalığı yüzünden kahkaha atmak istemişti. Adam bir türlü arkasını dönmüyordu, yaptığı işe fazla odaklanmış gibiydi. Hana bakışlarını ondan çekerek yaptığı işin ne olduğunu anlamaya çalıştı, başaramayınca dolabın arkasına çekildi, yanına gitmeli miydi? Hana olduğu yerde kaçmakla yanına gitmek arasında kalarak döndüğünde belinin etrafına sarılan kollarla kıpırdamayı kesti. Yakalanmıştı,
-Ben de seni uyandırmaya geliyordum.
Hana duyduğu sesle içinde ürperme hissetti. "Şaka yapıyorsun değil mi? Nasıl bir hayal gücüm var benim? Bilinçaltımı fazla kirlettim bu adamla." diye geçirdi içinden. Peki neden kalbi böyle atıyordu?
Utanıyor musun?
Duyduğu şeyle utandığını hissetmişti. Ama sadece bir rüyada bu kadar gerçekçilik fazlaydı.
Dün gece bana aldığım en güzel hediyeyi verdin
Hana elleriyle yüzünü saklarken kıpkırmızı olduğunun farkındaydı, ve ensesindeki dudaklar bu kırmızılığı morluğa götürebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Who you? ||GDragon
Fanfiction-"Hiçkimse birden intihar etmez Jiyong insanı intihara insanlar iterler... Bu aşamalı bir şey..." -"Beni korkutuyorsun." -"Korku bazen iyidir... Aghh hayır korku her zaman iyidir sana kaybedeceğin şeylerin olduğunu hatırlatır. " 07.06.2017-04.07.201...