69 あ 30

275 15 5
                                    

Hana hala olduğu yerden kapının önündeki bedeni izliyordu. Hyunwoo Hana'nın üzerinden tek adımda içeri geçerken kapı  hava akımı yüzünden hızla kapanmıştı. Bu Hana'nın olduğu yerde sıçramasına sebep olmuştu. Hana olduğu yerden kalkamazken birden saçlarında hissettiği elle saç dipleri koparcasına acımıştı. Hana acıyla birlikte oturduğu yerden çekiştirilerek kalkmıştı şimdi Hyunwoo'nun nefesini ensesinde hissediyordu

-Hadi ama bu eve gelmeyeli neredeyse iki yıl oluyor gezdirmeyecek misin?

-Se... sen...?

-Hadi ama Hana, sen uçurumun kenarında bile kekelememiştin. Hatırlıyorsun değil mi?

-Ne? Ne- den bahsediyorsun sen? Ne uçurumu?

-Bu sefer... Bu sefer Gebereceğinden o kadar emindim ki!

-Hyunwoo dinle...

-Aghh Hyunwoo öyle mi? Hyunwo!

Hana Hyunwoo'nun bağırmasıyla sıçramıştı.

-Canım acıyor.

-Benimki de acımıştı, hem de sandığından çok...

-Ben... ben sana bir şey yapmadım. Sadece hafızamı...

-Bir şey yapmadın mı? Hala hatırlamıyorsun. Yine sikik hafıza kaybı olayların. Keşke geberip gitseydin herkes daha mutluydu şu an.

Hana cevap veremeden Hyunwoo onu çekiştirmeye başlamıştı. Hana gittikleri odayı anladığında duvarlara tutunarak Hyunwoo'ya direnmeye çalışıyordu. Ama kanayan saç derisi buna pek imkan vermeden kendini oda da yanmış tablo küllerinin ve izmaritlerin arasında buldu. Kalkan tozlar ciğerine dolarken Hana öksürmeye başlamıştı.

-Bu odadan çıkmadan gebermeliydin! Ama sen öyle bir sürtüksün ki, kendini öldürmek yerine gidip bir gece daha o piçin altına girdin! Ölmelisin Hana! Sen başından beri ölmeliydin!

Hana zihnine dolan görüntülerle kendini sürükleyerek geri çekmeye başladı, bir şeylere yaslanmalıydı.

-Ben...

-Sen... Evet sen? Sen ne Hana!? Özür mü dileyeceksin? Özürlerin hiçbir boka yaramıyor! Özürlerin siktiğimin hiçbir şeyini düzeltmiyor! Duydun mu?!

-Ben... Ben...

-Aaa bak ayıp oldu iki yıldır görüşmüyorduk, böyle direk konuya girdik olmadı, kimse bir şey anlamadı şimdi.

-Hyun...

-Sen siktir olup gidince her şey düzelecek mi sandın? Büyükanne seni kabul edecek mi sandın? Beni unutacağını mı sandın?

Hyunwoo'nun kahkahası evde yankılanırken Hana onu izliyordu. Büyük Hyunwoo ile küçük Hyunwoo arasında ki fark Hana'nın tüylerini ürpertmişti.

Kapının çalmasıyla Hyunwoo Hana'ya döndü

-Birini mi bekliyorduk... Ben seninle başbaşa oynamak istiyordum ama... Oysa ki bu kez ben kazanacaktım... Belki de sikik sevgilin gelmiştir, sen şimdi burda bekle bir yere ayrılma ben onu da alıp geleyim. Üçümüz takılırız, sonunda büyük aşkın Kwon Jiyong ile de tanışırız değil mi?



Hyunwoo:

Hyunwoo:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Who you? ||GDragon Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin