-Vay be bir davadan bu kadar kazanıldığını bilmiyordum!
-Bilmediğin milyonlarca şeyden sadece biri Ji abartma!
-Ezikledin mi sen şimdi beni?
-Yok canım ne ezicem, sen zaten öylesin?... Tamam tamam bırak saçımı...
-Bir kere ben ezik değilim Japoncam ve İngilizcem var, ve iyi bir ajansta rapçiyim, ha bir de smtm3 ü filan kazandım bil yani...
-Evet benim ingilizce ve Japonca dersi verdiğim en berbat öğrencim öylesin diyeyim ve saçımı bırak!
-Sen öğretemiyorsun ben ne yapayım?
-Bir davadaki kazancın %25 ini alabilirim ve ilk davam bayağı tuzluydu bende bir arabamız olması gerektiğini düşündüm ve burdayız ee sonuç olarak bu mu? Bu mu?
Hana ikiside siyah olan arabaları göstererek sordu hala karar verememişlerdi Jiwon içi büyük olan arabayı göstererek
-Bu iki kişiye fazla büyük diğeri daha iyi ve daha havalı bence.
-Yani öyle... bu olsun o zaman çok düşündük ya içim sıkıldı gidelim artık...
Hana karar verip evrakları imzaladı. Ardından çok sıkıcı geçen iki saat sonrası araba galeriye geldi Hana yeni arabası ile Jiwon'u Hastaneye bıraktıktan sonra Jiwon'un ve grubunun kaldığı yurda yakın bulduğu kiralık eve bakmaya gelmişti, Jiwon'un tabii ki de bundan haberi yoktu. Hana lüks gözüken apartmana girmek üzereyken güvenlik görevlisi hemen yanına geldi
-Buyurun kimin için gelmiştiniz?
-Şey ben kiralık daire için gelmiştim ama sahibi burada olacağını söylemişti?
-Buyurun ben size eşlik edeyim kendisi evdedir.
Hana'ya bakacağı evin katına çıkana kadar asansördeki aynadan güvenlik görevlisinin taciz edici bakışlarına maruz kalarak geçen süre o kadar uzun gelmişti ki asansör durunca ev yüzüncü katta gibi hissetmişti.
Hana kapıyı çaldığında arkadaki görevli rahatsız edici bakışlarıyla hala onu süzüyordu kapı açılmayınca bir kez daha zili çaldı kapı yine açılmayınca geri dönmüştü ki karşı dairenin kapısı açıldı genç güzel sayılabilecek dalgalı saçlı beyaz tenli bir kız ile göz göze gelmişti
-Hana hanım siz misiniz?
-Evet ve siz?
-Ben Nahyun karşı komşunuzum Bayan Kim'in acil bir işi çıktı bana haber vermişti ama ben güvenliğe söylemeyi unuttum kusura bakmayın.
-Önemli değil artık içeri girelim mi?
-Ah tabi.
Ayakkabılarını giyip kendi kapısını çektikten sonra hızla Hana'nın bakacağı dairenin önüne geldi ve şifreyi girdi Hana kendini içeri atınca rahatlamış hissetti çünkü adamın taciz edici bakışları yoktu, bir de kızın çok fazla güven veren havası Hana'yı inanılmaz rahatlatmıştı. Hana eşyasız çok geniş gözüken eve göz attı, iki odası bir Amerikan tarzı mutfak ve salonu vardı, salonun çoğu camdı ve evin 12. katta olması manzarayı mükemmel yapıyordu. Evin banyosu büyük değildi ama ebeveyn odasının ayrı banyosu vardı. Hana evi gereğinden fazla beğenmişti şu an kaldığı evden küçük olsa da ev fazlasıyla güzeldi.
-Nasıl beğendiniz mi?
-Evet çok güzel.
-O zaman tutuyorsunuz.
Hana kızı ilk gördüğü andan itibaren sevmişti kız etrafa pozitif bir enerji yayıyordu.
-Muhtemelen...
-Ah bu çok iyi oldu gerçekten ev öğrenciye gidecek diye korkuyordum.
-Neden?
-Çünkü öğrenciler sorundur ve apartmanda yaşayan aileler onları istemeyip bir sürü toplantı düzenleyecekti. Toplantılardan nefret ederim. Bu arada siz ne iş yapıyorsunuz?
-Ben avukatım. Siz?
-Ben de doktorum ama henüz stajyerim yani daha tam doktor sayılmam olmaya çalışıyorum ama bay Lee engel oluyor hep böyle pislik bir insan işte!... AHh üzgünüm çok konuştum.
-Yok önemli değil fazla doldunuz anlaşılan.
-Evet ve konuşacak bir arkadaşım bile yok.
-Aslında benimde pek arkadaşım yok.
-Neden popüler havalı herkesin arkadaş olmak isteyeceği bir tip gibi duruyorsun.
-Öyle mi? Bilmem yok işte bir tek Jiwon var
-Kardeşiniz mi?
-Bilmem.
-Anlamadım?
-Biraz karışık da peki sizin neden yok işiniz yüzünden mi?
-Evet ve sanırım insanlar beni pek sevmiyor.
-Neden ben ilk görüşte ısındım sanki önceden tanışıyormuşuz gibi.
-Cidden mi? Sizde bana öyle geldiniz arkadaş olalım mı?
-Haha sanırım bu teklife hayır diyemem.
Hana kızın aniden sarılmasıyla başta tepki veremese de sonra o da sarılmıştı. Buna ihtiyacı var gibi hissediyordu. Bir arkadaşa. Tamam Jiwon da vardı belki ama o sayılmazdı çünkü o arkadaştan ötesiydi.
-Artık bir arkadaşım var ve doktor değil mükemmel!
-Doktorlarla sıkıntıların var sanırım.
-Hayır tüm gün hastane de ya onlarla birlikteyim yada hastalarla özel bir hayatım yok bu yüzden.
-Anladım. Benimde yok pek fazla avukatlığa dönmeden önce bir kitapçım vardı sadece kitaplar
-Öyle mi? Ne kadar güzel. Peki neden ara verdin avukatlığa?
-Bi kaza geçirdim diyeyim ve sende detay isteme.
-Aaa geçmiş olsun ama çok merak ettim ve kaç yaşındasın benden küçüksün o belli de
-Bence aynıyızdır 26
-Hayır ben 28 unni dersin artık?
-Cidden bunu istiyor musun?
-Hayır
-Anlamıştım.
-Bana geçip bir kahve içelim mi Hana? Hem birbirimizi daha yakından tanırız?
-Ya da fazla erken biliyorum ama benimle gel buraya eşya bakalım tek gitmek istemiyorum.
-Cidden mi? Gerçekten arkadaşım var... Çok teşekkürler tanrım.
-Neden teşekkür ediyorsun?
-Dün gece yatmadan dua etmiştim bana bir arkadaş ver artık diye... Az bi dur aramıza girme şu Bay Lee işini de bir hatırlatayım da belki o da kabul olur.
-Hahahah peki peki sustum... Bay Lee kim bu arada ?
-Bak bu uzun hikaye gel çantamı alalım yolda anlatıcam sana...
Hana hayatının sandığı kadar kötüye gitmediğini yanındaki kızın gülümseyen gözlerinden anlamıştı. Tanrı birini elinden alıyorsa belki başka birini vermek için hazırlıyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Who you? ||GDragon
Fanfiction-"Hiçkimse birden intihar etmez Jiyong insanı intihara insanlar iterler... Bu aşamalı bir şey..." -"Beni korkutuyorsun." -"Korku bazen iyidir... Aghh hayır korku her zaman iyidir sana kaybedeceğin şeylerin olduğunu hatırlatır. " 07.06.2017-04.07.201...