Jiyong lavabonun yerini Jiwon'a sorarak ikisinin yanından ayrılmıştı, hala ikisine karşı tuhaf hissediyordu; Nahyun'a karşı nefret beslemiyordu, gözünde sadece değersiz bir insandı, olmasada olurdu. Jiwon'a karşı mahçuplukla beraber beslediği kıskançlığı vardı, Jiyong kapıyı koridorun sonundaki kapıyı açtıktan sonra buranın lavabo olmadığını Hana'nın odası olduğunu anlamıştı, arkasına baktıktan sonra odaya girip arkasından kapıyı kapattı, Jiwon kontrole gelmezdi, içeride Nahyun'dan hastalıkla ilgili detayları öğrenmekle meşguldü.
Jiyong yatağa oturup bir süre boş duvarları izledi bir süre sonra aklına gelen fikirle kapıya baktı, yatak örtüsünün altından Hana'nın yastığını çıkardı ve burnuna dayayarak kokusunu içine çekti, o hatırlamıyordu belki ama aynı kokuyordu. Yastık elinde oturduğu yerden kalkarak makyaj masası olması gereken ama kitaplarla dolu olan masaya yaklaştı, masada çerçevelenmiş iki fotoğraf vardı, birinde Hana ve Jiwon'un ortasında oturan sevinli bir gülümseme sunan yaşlı bir kadın vardı, bu büyükanne olmalıydı, Jiyong'un içi pişmanlıkla burkuldu. Hana'nın saçları kısaydı ve açık kahverengiydi. İçten bir gülümseme sunuyordu kameraya. Diğer fotoğrafa baktığında kanının kolundan doğru çekildiğini hissetti tüyleri ürperdi, fotoğrafta Hana'nın saçları açık sarı veya griydi ışıklardan mavimsi gözüküyordu, Jiwon'un koluna girmişti, bu Jiyong'un Youngbae'den fotoğrafları almak için bara gittiği gündü, Hana'nın kıkırdaması kulağına gelirken gözlerini kapattı. Nasıl bu kadar aptal olabiliyordu? Neden gidip kızın kolundan tutmadı ki? Bunu yapsa şu an çok daha farklı şeyler yaşıyor olabilirdi. Jiyong sinirle çerçeveyi ters bir şekilde masanın üzerine bıraktı, masanın önündeki tabureye oturup bir süre aynaya baktı, gözlerinin altı çökmüştü eliyle masaj yapmak için elini kaldırırken eline çarpan zarf ucu ile çekmeceyi farketti, Jiyong çekmeceyi açarak büyük kahverengi zarfı çıkardı, yaptığı şey yanlıştı ama öyle hissetmiyordu belki de oda Hana'nın olduğu içindi.
Zarfın üzerinde HANA'ya yazıyordu, bir dava dosyası olmalıydı birinin yolladığı. içinden dosyaları çıkardı. Dosyayı açınca içinden soruşturma evrakları çıktı bir kaçı japoncaydı Jiyong sadece öylesine baktığı kağıtlarda kendi ismini okuyunca Hana'nın ona fırlattığı dosyalar olduğunu anladı yani hala bu işten vazgeçmemişti. Jiyong daha çok bozulan morali ile kağıtları dosyaya geri sokmak üzereyken zarfın içindeki katlı kağıt dikkatini çekti. Ona fırlattığı zarfta böyle bir şey yoktu, katlı kağıdı hızlı bir şekilde açtı
"Hana...
Belki de sevgilini kurtarabilirsin? Büyük belalardan..."Jiyong yazıyı birkaç kere daha okuduktan sonra bir süre kendine bakmadan aynaya baktı, birisi bunları Hana'ya yollanmıştı. Ama kim? Muhtemelen Hana bunları aldığında Jiyong'u hatırlamıyordu... O zaman sevgilin kısmını Jiwon olarak anlamıştı. Sinirle saçlarını karıştırdıktan sonra aklına gelen isimleri düşünüyordu. Böyle bir şeyi kim yapardı? Bu dosyalara ulaşabilecek kadar güçlü? Mizuhara? Muhtemelen o yapmıştı. Jiyong da aptal gibi bu dosyaları Hana'nın bulduğunu düşünmüştü. Jiyong sinirle zarfı çekmeceye fırlattı çekmecenin içindeki bir şeyler devrilince Jiyong merakına yenik düşerek çekmecenin içindeki kutuyu çıkardı, kutunun içine bakarken gözlerinin dolmasına engel olamadı, bunlar Jiyong'un Hana'ya aldığı ufak şeylerdi, Jiyong hepsini geri vermesi için Seungri'ye bıraktığını düşünmüştü, şöyle bir bakınca Hana'nın sıkça kullandıkları burda pahalı ve gerçek altın olanlar Jiyong'daydı. Hana'nın amacı hiçbir zaman para olmamıştı ki. Jiyong kutuyu çekmeceye geri koyarken çekmecedeki diğer kadife kutu dikkatini çekti, kutuyu alarak açmayı denedi ama kilidi vardı, Jiyong biraz zorlasa da eski olduğu belli olan kutuya zarar vermekten korkarak geri yerine koydu. Jiyong diğer çekmeceyi açarak içindeki defteri çıkardı, içini açtığında, Hana'nın çizim karalama defteri olduğunu farketti, çizgisiz defterde bazen insan bazen hayvan çizimleri vardı ve köşelerinde tarihleri yazılıydı, demek ki hafızanı kaybetsende alışkanlıklarını unutmuyordun. Jiyong defterin içindeki resimleri incelerken Hana'nın onsuz geçirdiği aylardan olduğu için daha yoğun bir merakla inceliyordu, resimdeki duygu olaylarından az çok anlardı, ve Hana'nın çizimlerinden yalnız olduğunu anlayabiliyordu, karamsar olduğunu anlayabiliyordu, bazı sayfalardaki gözyaşı izleri Jiyong'a hak verircesine kendini belli ederek tükenmez kalemin çizgilerini akıtmışlardı, Jiyong gözündeki yaşı silerken sayfayı çevirdi ve gördüğü çizimin çizimdeki kişinin tanıdık gelmesine şaşırarak daha dikkatli baktı. Jiyong çizime yakından baktı, bir insan portresiydi ama tükenmez kalemle çizildiğinden çizimdeki hatalar düzeltilmek yerine öyle bırakıldığından bu kişinin nereden tanıdık geldiğini çıkaramıyordu. Jiyong oturduğu yerden kalkarak odanın içinde gezinmeye başladı, nereden tanıdık geliyordu bu çocuğun yüzü? Kimdi bu? Jiyong sayfaları hızlıca çevirdi, bu çizimden başka aynı kişinin üç çizimi daha vardı, Jiyong çizime bakarak ünlü biri mi diye düşündü. Hayır Hana bu çizimleri ayarlayarak çizmezdi o an karşısında ne varsa çizerdi, hatta Jiyong'u defalarca çizmişti. Hana'nın yokluğunda sıkça baktığı çizim defterleri evde duruyorlardı hala. Jiyong farkettiği şeyle odanın kapısını hızla açtı, resimi çizilmiş kişi Busan'dan biri olabilirdi. Bu normal olurdu, belki kitapçıya sürekli gelen bir öğrenci olabilirdi. Ama Jiyong'a nasıl tanıdık gelebilirdi ki? Jiyong içeri girdiğinde Nahyun ve Jiwon hararetli konuşmalarından Jiyong'un uzun zamandır yanlarında olmadığını yeni farkediyorlardı. Jiwon Jiyong'un elindeki defteri farkedince ayağa kalktı
-Sen içeride ne yapıyordun? O defteri nereden buldun? Bu yaşına kadar insanların özellerinin karıştırılmaması gerektiğini öğretmedi mi? Ver şu defteri!
-Bu çocuğu tanıyor musun?
Jiwon sinirden kudursada istemsizce resime bakmıştı. Hayır tanımıyordu. Sinirle defteri çekmek için uzandı ama Jiyong ondan önce davranıp defteri hızla çekti.
-Busan'a gitmemiz gerek.
Nahyun ve Jiwon birbirine baktıktan sonra Jiyong'un açıklama yapmasını bekleyerek ona döndüler. Jiyong açıklama yapmak yerine arkasını dönmüş odadan çıkıyordu.
Ama önce benim evime gitmemiz gerek.
Diğer bölüm kısa ve geçişti... Sizi çok bekletiyorum değil mi?
Bu arada geçen bölümdeki Kento...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Who you? ||GDragon
Fiksi Penggemar-"Hiçkimse birden intihar etmez Jiyong insanı intihara insanlar iterler... Bu aşamalı bir şey..." -"Beni korkutuyorsun." -"Korku bazen iyidir... Aghh hayır korku her zaman iyidir sana kaybedeceğin şeylerin olduğunu hatırlatır. " 07.06.2017-04.07.201...