37 あ15

808 53 8
                                    

Hana kapıyı çektikten sonra dışarıda bekleyen Hanbin'in yanından hızla geçti. Şu an Hanbin'in sorularına cevap verecek modda değildi. Bir yerlere gidip düşünmek istiyordu, hazır Jiwon'un yanında birileri varken biraz kafasını dinlemeliydi. Merdivenleri hızla inerken Hanbin'in sorularını duymazdan geliyordu. Zaten kafasında o kadar fazla soru vardı ki Hanbin'in sesi arka plandan geliyordu. Dış kapıdan çıkmak üzereyken Hanbin'in kolundan tutup onu kendine çevirmesiyle Hanbin ile göz göze gelmesi bir oldu.

-Hana sana diyorum! Cevap versene!

-Ne dedin? Duymadım.

-İçeri de ne oldu? Jiyoung sunbae ile ne konuştunuz?

-Hiç ona dava açacağımı söyledim sadece.

-Ne davası? Ve sadece bu kadar mı?

-Uzun hikaye Hanbin sonra anlatırım. Evet bu kadar. Sende bize geçsene benim bugün biraz işim var. Jiwon yalnız kalmasın.

-Jiyong hyung sana cidden bir şey demedi mi?

-Ne demesi gerekiyordu? Sen bir şey mi biliyorsun?

-Ne? Yok canım bir şey bilmiyorum... Sadece anlattıkların çok saçma geldi bende ondan sordum...

Hana Hanbin'e kısa ama anlamlı bir bakış attıktan sonra gitmek için tekrar arkasını döndü

-Tamam o zaman sende bize geçersin.

-Hana...

-Efendim?

-Bir şey soracağım...

-Hımm?

Hanbin bakışlarını kaçırdı, bakışları yerdeki parkeleri incelerken Hana soracağı şeyi daha çok merak ediyordu.

-Eğer, yani, şey... Geçmişini hatırlarsan... Jiwon'u bırakacak mısın?

-Ne?

Hana gülerek sorduğunda Hanbin bakışlarını Hana'ya çevirince çok samimi bir gülümseme ile karşılaşmıştı. Bu içindeki bir şeyleri kıpırdatınca Hanbin Jiwon'un ne demek istediğini anlamıştı.

-Anladın işte. Artık büyükannesi de yok, bir tek sen varsın Hana, onu bırakmazsın değil mi?

-Bak Hanbin, bizim Jiwon ile ilişkimiz kesinlikle sevgililikten öte. Aramızdaki şey aşk mı ondan bile emin değilim. Çok daha derin bir şey gibi... Anlatamıyorum, sanki Jiwon hep hayatımdaymış gibi... Hafıza kaybımdan önce bile hep hayatımda varmış gibi. Onu hastane de ilk gördüğümde bile yabancı gelmemişti, diğer herkesin aksine... Uzun lafın kısası Hanbin; Jiwon'u hayatımdan istesem de çıkaramam. Korkma büyükanneye söz verdim hep onun yanında olup onu hep koruyacağıma dair...

Hanbin Hana'ya sarılıp geri çekildi, o kadar kısaydı ki Hana karşılık bile verememişti.

-Bak eğer sözünü unutursan büyükannenin yerine ben binerim tepene. Zaten Jiwon da hep öyle diyor biliyor musun?

-Ne diyor?

-Sen ilk geldiğinde hani kazadan önce büyükanne sana üst katı kiraya vermemiş ya başta...

-Öyle mi olmuş?

-Bahsetmemişler miydi?... Neyse, Jiwon beni aramıştı, senden bahsederken rüyalarıma giren kıza benziyor demişti. Tabi o zaman henüz kiracı değildin yani büyükanne ile anlaşamamıştınız... Galiba, yani orasını bilmiyorum.

-Hayır bahsetmemişlerdi ve Jiwon'un rüyalarına giren kız mı?

-Evet Jiwon'un sürekli rüyalarına giren bir kız varmış, yani çocukluğundan beri... Sana anlatmadı mı?

Who you? ||GDragon Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin