Başlamadan önce, zaten karışık bir de bölüm atlayarak okuyorsunuz, anlamazsınız bence atlamadan okuyun. Ve bu bölüm için 21. Yüzyılda doğmuş okuyucularımdan özür dilerim.
Jiyong Hana'yı kucağından yatağa bırakmadan önce yatağın üzerindeki örtüyü üzerindekilerle birlikte aşağıya çekti bu arada Hana düşmemek için bacaklarını Jiyong'un beline daha sıkı sarmıştı, ikisi de inatla birbirlerinin dudaklarını inatla bırakmıyordu, bahçeden odaya kadar bırakmamışlardı zaten, Hana sırtı yatakla buluştuğunda Jiyong ağırlığını Hana'ya vermişti. Hana Jiyong'un dudaklarına gülümseyerek ayrıldı, nefes almaya ihtiyacı vardı, Jiyong Hana'nın gülümsediğini hissettiğinde bu tüm vücuduna başta tatlı bir uyuşma daha sonra tüm vücudunun yanmasına sebep olmuştu. Jiyong Hana'nın üzerinde biraz daha yukarı kayıp dirseklerini Hana'nın başının yanlarına dayadı. Hana bu hareketine daha çok gülümserken Jiyong Hana'nın yüzüne ufak öpücükler bırakırken Konuşuyordu
-Seni... çok... özledim. O kadar özledim ki, on yıl öpüşsek özlemim geçmez.
-Öpüşsek geçmez bak bunu aşağılarda hissedebiliyorum.
Jiyong utansa da geri çekilmeden Hana'nın dudaklarına kapandı.
-Seni o kadar özledim ki, diyecek bir şey bulamıyorum, sadece içime sokmak istiyorum Hana, neden bu kadar geç hatırladın, az kalsın ölüyordum.
Hana suratına düşen damlaları hissedince bu kez Hana Jiyong'un dudaklarına kapandı Jiyong saçlarında hissettiği ince parmaklarla ne olduğunu anlamadan kendini Hana'nın altında bulmuştu, kesinlikle her halini çok özlemişti, en çokta kontrolü eline aldığı zamanı özlemişti. Jiyong'un gülümsemesi ile Hana öpmeyi keserek Jiyong'un karnından biraz daha aşağılara oturdu.
-Özür dilerim, senin için çok zor olmalı. Meraktan çıldırmış olmalısın. Bu arada son albümlerin çok iyi olmuş.
Jiyong Hana'nın sırıtırken birden karşısına bakıp duraksamasını umursamadan Hana'nın ensesinden tutup tekrar bir öpüşmenin içine çekti birden Hana geri çekilince Jiyong telaşlansa da Hana kucağında hapşırınca Jiyong kahkaha atmaya başladı. Birden Hana'yı da kucaklayıp ayağa kalktığında
-Üşüdün küçük hanım bence duş alalım. Birlikte.
Jiyong Hana'yı küvetin kenarına oturtup üzerindekileri çıkarırken Hana'nın küçük bir çocuk gibi itaat etmesi Jiyong'u daha çok tahrik ediyordu. Hana Jiyong'a bakmak yerine banyonun içine bakarken Jiyong Hana'nın utandığını düşündüğünden suyun dolmasını beklemeden onu küvete oturttu kendi kıyafetlerini de çıkarıp hızlıca küvete girdiğinde Hana yine ona bakmıyordu, Jiyong dikkatini çekmek için ona yaklaşınca Hana ona dönmüştü.
-Hana... Hana... Hana! Ne düşünüyorsun?
-Hiçbir şey, birden hatırlayınca öyle oldu.
Jiyong küvetin içinde Hana'yı sırtı göğsüne gelecek şekilde kucağına çekip başına öpücükler kondurmaya başladı
-Havuzda ne yapıyordun peki?
Hana bir süre sessiz kalıp düşündü bu arada Jiyong kollarını Hana'nın omuzlarına sarmıştı.
-Birden aklıma geldi, belki denersem bir şeyleri hatırlarım diye düşündüm. Ve işe de yaradı.
-Ya ben gelmeseydim? Ya sen!...
-Arabanın sesini duyduğum için yaptım.
-Ya ben olmasaydım? Ya başkası olsaydı da farketmeseydi!?
-Jiyong bu civardaki tek ev senin. Ve...
Jiyong Hana'nın sözünü tamamlamasına izin vermeden onu kendine çevirip öpmeye başlamıştı. Hana kapalı gözlerini açmadan Jiyong'a karşılık verdiğinde Jiyong üzerinde durmadan o da gözlerini kapattı.
Jiyong Hana'dan ayrılıp alınlarını birleştirdiğinde Hana'nın gözleri hala kapalıydı.
-Konuşacak çok şeyimiz var. Ama en çok merak ettiğim şey neden gittiğin, gerçekten kardeşin için mi gittin? Yoksa benden mi bıktın? Duvardaki yazılar... Ben...
-Jiyong. Bak bebeğim, gitmek istedim çünkü...
Hana'nın bakışları Jiyong'dan ayrılıp Jiyong'un arkasında gezindi ve Jiyong'a geri döndüğünde devam etti
Hem kardeşim vardı hem de sen değişmiştin ve ben bunu anlayamıyordum, sanki beni sadece yatmak için seviyorsun gibi hissetmiştim. Ve... Bu yüzden gittim, sana biraz zaman verecektim ve ben de bu arada işlerimi hallederim hem de nefes alırım diye düşünmüştüm. Sana geri dönecekim ben... Özür dilerim.
Hana konuşmayı bırakıp Jiyong'un omzuna kafasını dayadı. Jiyong huzurlu hissetmişti. Hana onu bırakmadığını söyleyince iki yılın acısı birden yok olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Who you? ||GDragon
Fiksi Penggemar-"Hiçkimse birden intihar etmez Jiyong insanı intihara insanlar iterler... Bu aşamalı bir şey..." -"Beni korkutuyorsun." -"Korku bazen iyidir... Aghh hayır korku her zaman iyidir sana kaybedeceğin şeylerin olduğunu hatırlatır. " 07.06.2017-04.07.201...