Hana gözlerini araladığında karşısında görmeyi beklediği peluş ayı yerine siyah bir yastık vardı, gözlerini elleriyle ovup görüşünü netleştirdikten sonra yattığı yerden doğruldu. Ne ara bu odaya gelmişti bilmiyordu. Bakışları kapının girişinde bekleyen Jiyong'u bulduğunda durdu. Ufak bir tebessümle
-Şu an kahvaltı hazırlaman gerekmiyor muydu? O zaman klişe sahnemiz tamamlanırdı.
-Aslında tam iki saat önce bunun için kalkmıştım. Ama...
-Ama?
-Gidersem gidecekmişsin gibi hissettim ondan gidemedim.
-Film çekmiyoruz Jiyong.
Hana dalga geçse de Jiyong'un bu kadar masum davranmasına şaşırmıştı. Annesini özleyen küçük bir çocuk gibi davranıyordu. Hana yataktan yavaşca çıkarken Jiyong ona cevap vermemişti sadece izlemeye devam etmişti.
Hana kollarını esneterek devam etti-Yani aç kaldık.
-Aslında ben pek yemek yapamam. Aç kalmamız zehirlenmemizden iyidir.
-Yani diyorsun ki; yemeği sen yap.
Jiyong sırıtarak saçlarını karıştırdı. Geçen sene bugün ona bu sahneyi yaşayacağını söyleselerdi inanmazdı ama şu an yaşıyordu. Her şeyi unutup mutluluktan kafayı yemek üzereydi Jiyong. Hana Jiyong sırıtırken kapının yanına gelmişti.
-Birlikte yapabiliriz yemeği?
Hana cevap vermeden gülümsemesini genişletip kapıyı tuttu,
-Olur ama, önce izin ver üzerimi değiştireyim.
Hana kapıyı Jiyong'un onaylayan başıyla birlikte kapatıp nefesini bıraktı. Jiyong kesinlikle sırıtınca bir şeyleri hatırlatıyordu. Şu an hatırlanmaması gereken şeyleri.
Hana yatağın kenarındaki küçük valizini alıp yatağın üzerinde açtı, açar açmaz kadife kutu yatağa düşmüştü. Hana valizden aldığı siyah şort ve bol tişörtü üzerine geçirdikten sonra kutuyu eline alıp zorlamayı denedi. Ama açamamıştı. Biraz sonra Busan da kiracı kızların verdiği işlemeli anahtarı hatırladı. Hana hızlıca yerde duran el çantasını aldı ama içinde anahtarı bulamıyordu. Sinirle çantayı ters çevirdi çantanın içindeki her şey yatağa dökülünce aradığı anahtarı bulmuştu. Hana anahtarı alıp yatağın boş kısmına oturdu. Tahmin ettiği gibi anahtar kilidi açmıştı. Kutunun içinde kalın mektup zarfları ve kart cüzdanı vardı, ve bir tane kolye vardı. Hana sakince zarflara tek tek baktı, on dört tane zarf vardı zarflardan dokuz tanesinin üzerinde Hana'ya yazıyordu yalnız birinin üzerinde Jiwon'a yazıyordu. Hana büyükannenin yazısını tanımıştı. Diğer dört zarfta Büyükannenin ismi yazılıydı, o el yazısı başka birine aitti ve adreste vardı, Hana tanıdık gelen adrese odaklandığında adresin babasının evi olduğunu hatırlamıştı, on beş yıl önce Hana'nın evinden Büyükanneye mektup gelmişti. Hana elleri titreyerek kendi mektuplarından önce tarih sırasına göre o mektubu açtı. Hana okumaya başlamadan odanın kapısı tıklatılmıştı. Hana cevap veremeden Jiyong içeri girmişti. Jiyong'un hala bırakamadığı sırıtışı Hana ile göz göze geldiği an da bozulmuştu. Jiyong huzur buraya kadar diye düşündü. Ve Hana'nın elindeki kutu ve mektuplara baktı. Bir şeyler doğru olmalıyı bırakalı çok olmuştu ama Hana'nın bakışları başka bir yıkım gösterisini aralıyor gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Who you? ||GDragon
Fanfiction-"Hiçkimse birden intihar etmez Jiyong insanı intihara insanlar iterler... Bu aşamalı bir şey..." -"Beni korkutuyorsun." -"Korku bazen iyidir... Aghh hayır korku her zaman iyidir sana kaybedeceğin şeylerin olduğunu hatırlatır. " 07.06.2017-04.07.201...