Kento gergince karşıdaki üçlüye ve yanındaki kıza baktı, evet hikayenin Hana hariç iki ana karakteri ve bir de yardımcı karakteri karşısında duruyordu, galiba kendisi de karşısındaki kız gibi olabilirdi, o da bir yardımcı karakterdi, Önde sinirle konuşan çocuğa baktı bu Jiwon olmalıydı, diğerini ise zaten tanıyordu, onu tanımayan mı vardı?
-Neden buradasınız?
-Önce ben sordum! Siz neden buradasınız?
-Zaman geçiriyorduk! Siz üçünüz neden birliktesiniz? Açıklama yapma sırası sizde!
-Öncelikle burada bağrışmamalıyız, ilerideki seyyar et lokantasına gitmeye ne dersiniz? Konuşacak çok şeyimiz var gibi?
Hana küçük oturakta oturmuş, Jiwon ve Jiyong'un Kento'ya onu öldürmek ister gibi bakmasını izliyordu, Nahyun'u ise tamamen görmezden geliyordu.
-Neden birliktesiniz?
Jiwon tam konuşmak için ağzını açmıştı ki Nahyun onun bacağına dokunarak susturdu ve kendisi konuşmaya başlardı.
-Ah seninle Hyunwoo hakkında konuşmak istiyorduk.
-Siz üçünüz, Hyunwoo hakkında? Ne konuşacaksınız merak ediyorum.
-Ihım ben senin eski dosyalarına ulaştım, hastane kayıtlarından, dört yıl önce psikiyatriden destek alıyormuşsun.
Hana Nahyun'un söylediği şeyle sinirlendi, hastane kayıtları olmadığını biliyordu, hele de psikiyatri bölümünde o gitse babası bununla ilgili asla kayıt bırakmazdı, hem babasının dediği doktor özel kliniği olan bir doktordu, Hana sinirle üzerindeki elbisenin etek kısmını sıktı, bu kız kendini ne zamandan beri bu kadar zeki sanıyordu? Gerçi hakkı vardı, Hana ve Jiyong'u aylarca parmağının ucunda oynatmıştı. Hana sabrının kalmadığını hissediyordu, yorulmuştu, insanları düşünmekten, aptal yerine konmaktan yorulmuştu.
-Bak Nahyun, sabrımı sınıyorsun biliyor musun? Çok az kaldı, yaptıklarını hala sindirebilmiş değilim sende yaptığın onca şeyden sonra bir de karşıma geçmiş doktorculuk oynuyorsun.
-Hana...
-Şimdi de böyle mi ağzımdan laf alacaksın? Olay bu mu? Ve siz ikiniz! Siz sorsaydınız da ben söylerdim Hyunwoo'nun kim olduğunu ki zaten biliyorsunuz. Bunun için mi bu tantana?
Masadaki herkes kızın sinirine şaşırmış bir şekilde sessizce dinliyordu, herkes içinden ına hak veriyordu, Nahyun bile. Jiyong geldiğinden beri elindeki defterleri masaya bıraktı.
-Hana, Hyunwoo'yu arar mısın? Gelsin buraya görüşelim.
-Hyunwoo burada değil, Seoul de.
Jiwon kendini daha fazla tutamadan konuştu, Hyunwoo yüzünden kafayı yemek üzereydi.
-Hani Busan da bir lise öğrencisiydi. Bana yalan mı söylüyordun?
-Jiwon saçma saçma konuşma! Bugün hepinize ne oldu? Hyunwoo Seoul de dershaneye gidiyor.
Bu kez şoka girme sırası Jiyong'daydı Hyunwoo hep dershaneye gidiyordu, belki de Hana'yı tanıdığından beri bu çocuk dershaneye gidiyordu, hepsinin aklındaki şüpheler güçlenirken Jiyong suçlulukla bağırdı.
-Ne?!
-Sakin olur musun?
-Bak Hana iki Hyunwoo var ve ikisi de dershaneye gidiyor.
-İki Hyunwoo?... Ahh diğeri ile kazadan sonra hiç görüşmedim. O da mı dershaneye gidiyordu? Benimle yaşıt olduğunu söylemiştin?
-Hana bebeğim bak şimdi, bu hafıza kaybı olayın her şeyi karman çorman ediyor, sana söylediğim şeyleri kendini zorlayıp hatırlayabilir misin?
Jiwon bebeğim kelimesi ile bakışlarını Jiyong'a çevirdi, sinirleri bozulsa da Hana için susuyordu, şu an korkacak ve düşünecek daha önemli şeyleri vardı. Gündoğumuna birkaç saat vardı hepsi yorgundular ama bunun uykuyla bir alakası yoktu.
-Peki, deneyeceğim.
Hana'nın cümlesi ile Nahyun çantasından kalem ve defter çıkardı. O da Hyunwoo hakkında bir şeyler biliyordu, Jiyong'un anlattığı kadarıyla.
Not alsa fena olmazdı, Hana'nın ondan tiksinen bakışlarını görünce yutkundu. Başını önüne eğdi.-Seninle nasıl tanıştığımızı hiç hatırlamıyorsun değil mi?
Jiwon sinirden dolan gözlerini silerek masadan gürültü ile kalktı,
-Sevgilimin eski sevgilisi ile tanışma anılarını dinleyemeyeceğim. Bu yüzden sevgilimin sahte nişanlısı ile liseye gideceğiz.
Hana üzülerek Jiwon'a baktı o da bu konuşmada onu burada istemiyordu, bu tuhaftı çünkü. Masada ki herkes Jiwon'a hak verircesine hımladı.
-Neden ?
-Halletmem gereken işler var ve arabaya ihtiyacım var bu yüzden o da benimle gelsin.
Kento masada olmaması gerektiğini hissediyordu, teklifi kabul ederek oturduğu yerden kalktı ve Nahyun'a döndü onunda kalkması gerekiyordu. Nahyun istemeye istemeye oturduğu yerden kalktı, doktor olarak kalmak istiyordu ama yanındaki iki kişi de onu artık doktor olarak görmeyi çoktan bırakmıştı.
Akuma'yı okumayan vardır diye buraya da belirtmek istedim, aslında hikayeyi silecektim çünkü sıkıldığınızı söylüyorsunuz ve benim başlarkenki hedefim 88 bölümdü iğrençleştiğini söyleyen bile var, bu yüzden çok okunması olan bir hikaye değil zaten diye silecektim ama az da olsa takip edip çok seven insanlar var bu yüzden bitireceğim ama ben Hana ve Jiyong'u seviyorum aceleye getirip sıkılarakta yazmak istemiyorum umarım bekleyebilirsiniz. Ve belirtmek isterim cidden kimseye zorla okutmuyorum iğrenç buluyorsanız, okumak zorunda değilsiniz.
Neyse her şey için teşekkürler
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Who you? ||GDragon
Fanfiction-"Hiçkimse birden intihar etmez Jiyong insanı intihara insanlar iterler... Bu aşamalı bir şey..." -"Beni korkutuyorsun." -"Korku bazen iyidir... Aghh hayır korku her zaman iyidir sana kaybedeceğin şeylerin olduğunu hatırlatır. " 07.06.2017-04.07.201...