Multide pervin var .
Pervin'den..." Yuh yavaş be." dedim sesimi yükselterek. "Pardon yanlışlıkla oldu iyimisin ?" dedi . Bir de iyi misin diyorlar ya ona sinir oluyorum. "Değilim hadi. İyi değilim ne yapabilirsin ?" dedim. "Yere de düşmedin ki neyin olabilir ki ?" dedi. "Evet sayende düşmedim tuttun saol." Dedim sinirle. "Sevdin galiba kollarımı ." Dedi. Birde böyle ukala oluyorlar ya ona sinir oluyorum. "Ya sabır !" dedim . Ve sandalye yi çekip oturdum. Arkama baktığımda hala arkamdaydı. "Ne var ya. Öküzün trene baktığı gibi bakıyon ?" dedim.
"İşine gücüne bak sen kardeşim hadi. " dedi talha. Bana çarpan ukala da kafasını sallayıp gitti. "Ukala herif.!" dedim arkasından çocuk arkasına döndü ve sırıtıp yoluna devam etti. "Tamam pervin boşver sen onu biz eğlencemize bakalım." dedi dolunay. "Evet peyvin abla ." dedi Ayaz da. "Tamam ayazcım . Bana gelmek istermisin ?" dedim. Önce dolunaya baktı ve sonra arda ya baktı ikisi de kafasını sallayınca "Tamam." dedi ve yere inip benim yanıma geldi. Onu yerden aldım ve kucağıma oturttum.
"Sen ne kadar çok tatlısın ya." dedim ve yanağını öptüm. "Sende tatlısın." dedi Ayaz da . Bu dediğine güldüm ve "Teşekkürler." dedim. "Ne Yiyeceksiniz ?" dedi Yağız. "Balık ekmek var mı ?" diye sordu Dolunay. "Evet efendim var." dedi Garson da. "Tamam o zaman bana balık ekmek. Ee bir tane de küçük balık ekmek yapar mısınız çocuk yiyecek de. " dedi dolunay. "Tabi efendim başka bir isteğiniz." dedi Garson. "O zaman herkese balık ekmek ve kola ama bu yakışıklıya meyve suyu." dedi Yağız . Garson siparişleri aldı ve gitti. "Ne iyi ettik de buraya geldik deniz havası mis gibi vallahi ." dedi Arda. "Benim sayemde o da." dedi Dolunay. "Aynen ama buradan sonra başka yere de gideceğiz gençler ." dedi Yağız.
"Nereye gideceğiz ki ?" dedim ben de hemen. "Yakışıklıyı Lunapark'a götüreceğiz." dedi Yağız. Ayaz el çırptı sevinçle. "Aşkım sen bana gel yemek gelince beraber yeriz." dedi Dolunay. "Kalsaydı ben yedirirdim." dedim hemen. "Yok tatlım ya sen rahatça ye hem biz yeriz demi Yakışıklım." dedi Dolunay bana bakıp son kelimeleri söylerken Ayaza bakmıştı. "Tamam Dolunay'ım geliyorum." dedi ve kucağımdan inmeden önce yanağımdan öptü ve kucağımdan inmeye çalışınca ben indirdim onu. "Teşekkürler ayaz." dedim. "Bir şey değil. " dedi o da. Ekmekler geldi ve hepimiz konuşa konuşa yemeklerimizi yedik.
Yemekler Yendikten sonra sahil kenarı olduğu için oturduğumuz yer "Gençler sahil kenarında biraz yürüyelim mi ?" dedim. "Ne güzel olur hadi gidelim." dedi Dolunay da. "Ne yapacaksınız orada ya oturun oturduğunuz yerde." dedi Arda. "Siz oturun erkekler olarak biz gideriz." dedi Ela. "Ela abla bende gelebilir miyim sizinle." dedi Ayaz. "Gel tabi tatlım hadi gel sen bana." dedi ve kucağına aldı ayazı ela. "Dolunay ben ayazı taşıyım sen de benim çantamı al." dedi ela ve ayaklandı. Dolunay kafasını salladı ve o da ayağa kalktı ben ve kainat da kalkınca Kafe den çıktık. "Ee onlar da gelmeyecek mi ?" diye sordum. "Merak etme canım 5 dakikaya damlar la." dedi Ela. "Tamam öyleyse nereye gideceğiz ?" dedim. "Şu sahile doğru yavaşça gidelim . Onlar da gelirler." dedi Kainat. Biraz ilerledik ve sahildeki kumlara oturduk. Saat 4'e geliyordu. Yanımıza birileri oturduğunda o tarafa baktım bunlar talhalardı. "Gene hesabı bize kitlediniz ya." dedi Miraç . Talha kafasına vurup "Kızlara mı ödetecektin p*ç" dedi. "Olabilir." dedi Miraç sırıtarak. "Ben bunu tanımıyorum Hatta bunu kimse tanımıyo bu insan olamaz ki ." dedi Talha sonra Miraç'a bakıp "Gerizekalı." dedi. Tabi biz bunlar konuşurken gülmeye başladık. Pardon! Anırmaya başladık bildiğin :D
"Neyse ne Ee şimdi ne yapacağız ?" dedi Arda. "Midye yiyelim ?" dedi Ela. "Varmıdır ki buralarda midye Hatun ?" dedi Arda. "Abi ? " dedi ayaz. "Efendim aslanım." dedi Arda. " Hatun ne demek ?" dedi Ayaz bu arada herkes tekrardan gülmeye başladı ama ben neden güldüklerinden bihaberdim. "Boşver aslanım sen daha küçüksün ama şunu söyliyim sevdiğin kadına hatun denir ." dedi Arda Elaya bakarak . "O zaman dolunay da hatun." dedi Ayaz. Dolunay gülerek. "Sen bana aşkım desene yeterli Kuzum." dedi ayaza. "Tamam." dedi. Yağıza baktığımda Dolunay'a o kadar güzel bakıyordu ki anlam veremedim. Biraz daha baktığımda .
Yoksaa !! Bu Dolunayı seviyor mu? Yok ya sevmez herhalde. Neyse sevse de zaten yabancıya gitmez ikiside iyi olur . "Bakın şurada midyeci var hadi gidelim." dedi Ela. Herkes ayağı kalktı Ama ayaz Hala dolunayın kucağındaydı. Kızın artık beli ağrımıştır kesin.
Midyecinin başına üşüştük hemen. "Herkes yiyecek mi?" diye sordu. Herkes onaylayınca "Abi bize yirmi liralık versene ." dedi arda. "Yuh arda. on- onbeş liralık nerene yetmiyor." dedi ela. "Herkes yiyecek ee bu hayvanlar da yerse biter hatun ben ondan çok alıyorum." dedi Talha, Yağız ve Miraç'ı göstererek.
Tekrar sahil kenarına gidip yuvarlak bir şekilde oturduk. Miyeler ortadaydı baya bir midye vardı. Ela midyelerin poşetini açtı ve "Yumulun gençler." dedi. Herkes bi güldü ve midye yemeye başladı. Ayaza baktığımda midyenin kabuğunu açmaya çalışıyordu. "Ver istersen ben açayım kuzu." dedim. "Tamam." dedi ve midyeyi bana verdi midyeyi açtım ve limon sıkıp ağzına verdim. "Nasıl." diye sordum. "Güzelmiş." dedi. Böyle de bir yarım saatimiz geçmişti.
Dolunaydan...
"Genşler artık gidelim mi ?" dedim. "Ne güzel oturuyorduk ya kanka." dedi Kainat. " Tamam biraz daha oturalım Zaten ayaz birazdan uyanır lunaparka gider sonra evlere gideriz." dedim. "Aynen . " dedi herkes. Akşam olmaya başladığı için biraz üşümüştüm Ayaza baktığımda kuzum iki büklüm olmuş kesin üşüdü.
Yağız ceketini çıkarıp bana verdi. "Ne yapayım bunu ben." dedim . "Hava soğudu ayaz üşümüştür belki üstüne ört." dedi. Kafamı sallayıp "Teşekkürler." dedim. Ceketi Ayazın üzerine örttüm.
Yarım saat sonra...
Ayaz kucağımda kıpırdanmaya başlayınca uyanacağını anladım. Hala ona bakarken gözlerini açtı. Biraz etrafa baktıktan sonra doğruldu ve başını boyun girintime koyup tekrar uyumaya başladı. "Gidelim mi artık ?" dedim. "Bence de lunapark a uğrayacağız daha." dedi Yağız. Ben ayağa kalktım ama ayaz saatlerdir kucağımda uyuduğu için ayaklarım uyuşmuştu. "Arda alsana bi ayazı arabaya kadar götür." dedim. "Tamam kuzen sen ver aslanı bana." dedi ve Ayazı kucağına aldı. Arabalar zaten çok uzakta değildi. Arda ayazı arabaya çocu koltuğuna yatırırken ayazın uyandığını gördüm. "Günaydın paşam." dedim. "Günaydın." dedi o da . Herkes arabalara bindi ama bu sefer arabayı Yağız kullanacaktı.
Ön koltuğa oturdum ve ayaza baktım daha yeni uyandığı için uykulu gözlerle etrafa bakıyordu. "Kuzum lunapark'a gidelim mi?" Diye sordum. "Oluy. " Dedi. "O zaman lunapark'a gidiyoruz. " Dedi yağız ve arabayı çalıştırdı.20-30 dakika sonra....
Yağız arabayı lunapark'ın biraz ilerisine park etti . "Ee yakışıklı bu sefer benim elimi tut olur mu çünkü burada çok insan var .." Dedi ayaz. "Tamam büyük bey." Dedi ayaz da.Arabadan indik ve yağız ayazı kucağına aldı. Ardalar da geldi ve biz lunapark'a girdik.
Lunapark'ta birkaç oyuncağa bindik bu sefer de ayaz altı karıncaya binmek istedi. . Ben ,ayaz , ela , kainat ve pervin hepimiz atlıkarınca ya bindik.
Yağız'dan....
"Hepsi çocuk gibi aga." Dedi Talha. Arda ve Miraç da biraz ilerdelerdi. "Aynen." Dedim bende. Özellikle Dolunay ve ayaza bakıyordum.
"Siz dolunay ile ne iş aga. " Dedi talha. "O kadar belli mi ?" Dedim. " herhalde ben anlamayacağım da kim anlayacak?" Dedi. "Galiba ben bu cadı ya aşık oldum kardeşim. " dedim Talha ya.Ben geldim. ! Nasılsınız? Umarım bu bölümü beğenmişsinizdir.
Neyse iyi okumalar .
Yorum ve votelerinizi bekliyorum . 🤗😊😊 hoşçakalın 🤗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmkansız Aşk
Подростковая литература"Kapak Tasarımı: acelyacavdarr" Biz insanlar aşk denen lanet şeye tutuluruz. Bazılarımız karşılıklı olarak sever. Bazılarımız ise imkansız aşka tutulur. Ben Dolunay Sönmez. Benim hikayemi bu kitapta okuyacaksınız . Umarım beğeneceğiniz bir hikaye...