Öncelikle geçiktiğim için özür dilerim :(
"Ee şimdi ne yapalım gençler." dedi talha. "Aslında benim karnım acıktı." dedi benim öküz kuzenim! "Oha arda daha 2 saat olmadı yemek yiyeli. " dedim. "Ne var kızım be acıktım işte bize bir şeyler yapsanıza ? " dedi kuzencim. "Tamam ne istiyorsunuz onu yapalım. Ama bizi uğraştıracak birşey olmasın." dedim . "Tamam. hani kuzen senin yaptığın bir makarna var dı ya ." dedi arda.Ne demek istedğini anlamıştım. "Makarna mı yiyeceğiz ? Fatma sultan'a söyliyelim o yapsın." dedi Miraç. "Hayır öyle makarna değil ama adını unuttum şeyde yapılıyordu şeyde.." "Fırında makarna mı?" dedim. "Heh evet fırında makarna." dedi hemen . "Tamam kuzen yaparım . siz başka birşey istiyormusunuz?" diye sordum . "evet. rus salatası." dedi yağız. "Yapmasına yaparım da malzemeleri var mı?" diye sordum . "Evet var. " "Tamam öyleyse yaparım." dedim ve ayağı kalktım." Yağız ve kankalarına baktım ve " Biriniz mutfağı ve malzemeleri göstersin . Yapıyım bende." dedim. Yağız ayağa kalktı" Gel cadı ben sana gösteriiyim mutfağı." dedi. Tekrardan yağız önde ben arkada mutfağa gidiyorduk ki Fatma teyze karşımıza çıktı. "Ne istediniz evladım bana söyleyin ben yaparım." dedi. "Yok Fatma teyzem ben yapacağım bu gün sen git otur." dedim Fatma teyze yanaklarımı sıktı ve"Olur mu öyle şey, sen misafirsin." dedi. Ama ben yerim bu kadını. "Ne misafiri Fatma teyzem . Sen git otur içeridekiler ile ben yaparım." dedim. "Evet Fatma sultan ben de yardım ederim cadıya ." dedi yağız. "Aynen fatma teyzem bu çok bilmiş bana yardım eder. " dedim "Eh iyi bakalım ben gidiyim içeri , birşeye ihtiyacınız olursa seslenin bana." dedi. "Tamam sesleniriz." dedim . Yağız yürümeye başlayınca ben de onun yanında yürümeye başladım. Mutfak kapısından ikimiz girmeye çalışınca bilin bakalım ne oldu. Evet birbirimize çarptık birde öyle böyle değil baya acıdı omzum. "Yavaş olsana be öküz!" "Asıl sen yavaş ol be kızım . Kolum gitti yaa!" diye söylenmeye başladı. "Of ya uzatma işte benim de acıdı ben söyleniyormuyum?" dedim. "Yok ya sen cadı değilsin . " "Herhalde değilim" dedim bende. "Tam bir sakar cadısın sen!" . "Çok konuşma da malzemeleri çıkarsan olmaz mı bay çok bilmiş?" dedim ve kafamı yana doğru eydim. "Tamam ama ne malzemesi gerek söyle. " "Bekle google amca'ya soralım." dedim bu dediğime yağız kafasını salladı. "Heh buldum . Söylüyorum. Makarna , tereyağı,un , soğuk süt, tuz birde kaşar peyniri." dedim. "Oha ne yapacaksın bu kadar şeyi?" "Fırında makarna yapacağım" "Tamam demedim var say." . Yağız ve ben böyle didişe didişe makarna'yı yapmaya başladık. " bay çok bilmiş önce bana bir tencere versene." dedim. "Ne yapacaksın tencereyi?" "Hani bir şarkı var ya 'tencere tava kuşkana'(bir an aklıma bu geldi:D) onu çalacağım." dedim "Saçmalama istersen ne yapacan?" dedi . "1 saç malanmaz taranır ( biliyorum çok kötü bir espiriydi ) 2- Makarnayı elimde mi haşlayım ?" "Sen allah için öl ya o nasıl bir espiridir sakar cadı? tamam şurada aşşağıda." dedi . Aşağıdaki bir çekmeceyi gösteriyordu. Tencereyi aldım ve ocağa koydum. Üzerine su ilave ettim ve tuz attım . Su kaynayınca makarnaları da koydum ve haşlanmaya bıraktım. Arkama döndüğümde yağız tam arkamdaymış bir an ödüm koptu ama bu arada çok yakındık . Fazlasıyla. "Ee şey se..sen beşamel sosu yapar mısın?" dedim . Ben kekeledim evet ben ama neden kekeledim bilmiyorum. "Ta.tamam yaparım sen malzemelerini söyle." dedi. Hemen telefonumu açtım ve Beşamel sosa baktım. "Tereyağı'nı erit. Sonra un ekle onları biraz kavur sonra üzerine süt ekle. Sonra da tuz ekle" dedim Yağız kafasını salladı ve beşamel sosu yapmaya başladı.
Ocağa baktığımda makarna haşlanmıştı ocaktan aldım ve sıcak suyu döküp üzerine soğuk su döktüm. Yağız da Beşamel sosu yapınca makarnayı tepsiye koyup hazırlamaya başladık. Fırına koyduk ve pişmeye bıraktık. "Ee rus salatası yapacakmısın?" diye sordu. "Tamam " dedim. Yağız bana garnitür'ü verince onu da yaptım ve bitti. Fırın baktığımda biraz daha pişmesi gerektiğini gördüm.
"Ee şimdi ne yapacağız bunu olmasına az kaldı. ?"
"Bekleyelim ya olur şimdi."
"Beklerken ben masayı hazırlayım" dedim. Masaya çatal kaşıkları koydum ve Tabaklara sıra geldiğinde "Yağız tabaklar nerde." diye sorduğumda. Üst dolapları gösterdi. Dolabı açınca alacağım boyuttaki tabaklar en üstte olduğunu gördüm. Uzandım ama alamadım. "Sanki evde basket bolcular yaşıyor anasını satayım." diye söylendim. "Alamadın mı?" diye sordu yağzı gülerek. "Yok aldım ama ben de oyalanıyorum burada." diye tersledim. "He anladım" "Ne alması be! zürafa'mıyız biz de bunlara yetişelim?" dedim. "Tamam ben alırım kay." dedi ve yanıma geldi. Kolunu kaldırdı ve tabakları aldı. Ben o bunu yaparken ona bakıyordum. Kafasını bana çevirdiğinde göz göze geldik hemen gözlerimi çektim diyemem çünkü çekmem. "Al bakalım sakar cadı . Bunları kırma ha" "ne kıracam be ben bunları." "Tabi sen tabak değil başka şeyler kırarsın!" diye mırılandı sanki ben duymadım. "Efendim , birşey mi dedin?" "Hayır demedim. " ddi hemen. neyse.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmkansız Aşk
Genç Kurgu"Kapak Tasarımı: acelyacavdarr" Biz insanlar aşk denen lanet şeye tutuluruz. Bazılarımız karşılıklı olarak sever. Bazılarımız ise imkansız aşka tutulur. Ben Dolunay Sönmez. Benim hikayemi bu kitapta okuyacaksınız . Umarım beğeneceğiniz bir hikaye...