Yağız'dan...
"Alo askim ." Dedi dolunay telefonun diğer ucundan.
"Efendim güzelim . " dedim koltuğumda daha da yayılarak. Çünkü hastanedeki odamdaydım ve birkaç saat sonra işlerim bitecekti.
"Doktor kontrolümüz var bu gün babaları. Ben götürüp getireceğim. " dedi ve ekledi.
"Haberin olsun evde bizi göremeyince dellenme . " dedi.
"Beni bekleseydiniz de ben götürürdüm. " dedim.
"Saatimiz var aşkım olmaz.hem selin de gelecek ve bir koruma alacağım yanıma . " dedi.
"Tamam güzelim dikkat edin." Dedim.
"Tamam aşkım ederim kolay gelsin sana." Dedi ve telefonu kapattı.Odamdaki hasta dosyalarını karıştırırken odamın kapısı çaldı.
"Gel" dedim gür sesim ile.
Asistanım içeri girdi ve "yağız hocam biri sizi görmeye gelmiş . " dedi.
"Hasta mı?" Diye sordum.
"Hayır. Bir yakınınızmış." Dedi genç asistan.
"Tamam al içeri . " dedim koltuğuma geri oturarak.
Bir dakika geçmeden kapı çaldı "Gel" demem ile arkası dönük bir şekilde içeri bir kadın girdi gözlerinde güneş gözlüğü vardı.
Bana döndü ve gözlüğü çıkardı.
Ama! Bu nasıl olur ben onu yurt dışına göndermiştim .
"Bu ne cürret!" Dedim sinirle.
"Sana geri dönmeyeceğimi mi sandın? Veya oğlumu yanlız bırakacağımı mi?" Dedi bilmişce aysa karşımda. (Asya👇)"Ben sana ne dedim senin bir oğlun yok Beni de unut !" Dedim.
Geldi önümdeki koltuğa oturdu ve bacak bacak üzerine attı.
"Birşey ısmarlamayacak mısın ?" Dedi bana bakarak.
"Asya konuyu değiştirme. Sana ne işin var dedim !" Diye bağırdım.
"Kırıcı oluyorsun ama yağız . Oğlumu özledim ben !" Dedi.
"Asya senin oğlun yok artık! " dedim koltukta dikleşerek.
"Var!" Dedi.
"Yaa adı ne peki ?" Diye sordum.
"Şey adı ...." Dedi ama cevap vermedi başını eğdi.
"Hiç söylemedin . " dedi.
"Dolunay ona annesi gibi bakıyor . Zaten annesi onun. Yanı.. Sana ihtiyacı yok !" Dedim.
"O kadın ne hakla oğluma dokunur benim " dedi.
" geldiğin yere defolup gitmen için sadece 1 gün vereceğim sana." Dedim .
"Gitmeyeceğim!" Dedi o da bağırarak.
Ayağa kalktım ve kolundan sert ce tutarak. Ayağa kaldırdım.
"Bana bak !....birdaha seni buralarda . Görmeyecegim!" Dedim. Birşeyler daha da demek için ağzımı açtım ama telefonumun melodisini duyunca elimi cebime attı.
Ekrana baktığımda ' meleğim arıyor ...' yazısını gördüm.
"Kapa çeneni " dedim ve telefonu açtım.
"Efendim güzelim . " dedim ama arkadan garip sesler siren sesleri geliyordu.
" Alo.." bu bir erkek sesiydi.
" Dolunay nerde .!" Dedim sinirle.
"Dolunay hanım bir kaza (!) geçirdi. Beyefendi ! Durumu ağır. " dedi . Dediği şey ile bir an afalladım.
Benim meleğim kaza geçirmişti.
"Peki ya bebekler ?" Diye sordum .
"Bebekler arka koltukta pusette oldukları için durumları iyi." Dedi.
"Hangi hastane.?" Diye sordum.
"...... araştırma hastanesi" dedi.
"Ben doktor yağız . O hastanede doktorum. " dedim.
"Peki hocam biz hemen getiriyoruz hastaları. " dedi ve telefonu kapattı.
"Oğlum . Ona birşey mi oldu ?" Dedi asya kolumu çekiştirerek.
"Kapa çeneni!" Diye bağırdım tüm gücümle .
"Defol buradan asya eğer seni burada görürsem hiç iyi şeyler olmaz ! Hayatımızdan çık ve seni gönderdiğim yere geri dön." Dedim ve odadan çıktım.
Asistan hemşirem'e "ameliyat haneleri hazırlayın bir kaza vakası var. Ve hastanenin en iyi cerrahlarını çağır. " dedim. "Peki hocam" dedi ve koşarak gitti. Ben de hemen hastanenin önüne gittim ve ambulansı beklemeye başladım.
Ileride siren sesleri gelince arkamdaki hemşireler hazır bir şekilde duruyorlardı.
Önümüzde durdu ambulans ve içerisinden selin ve bebekler çıktı.
"Bebekler nasıl sen nasilsin ?" Diye sordum.
"Biz iyiyiz ama Dolunay abla bizim için hayatını hiçe saydı..." Dedi ve ağlamaya başladı.
"Ilgilenin ." Dedim arkamdaki hemşirelere.
Sedyeyi ambulanstan indirdiler ve girişe doğru yani bana doğru yaklaştılar.
O an onu o sedyede gördüğüm an dünyam başıma yıkıldı.
Hemen sedyenin yanında ilerlemeye başladım ve elini tuttum.
"Dayan güzelim. Beni , bebeklerimizi bırakma. " dedim gözümden bir damla yaş düşerken.
Yari baygın yarı uyanık tı.
"Bebekler sana emanet... onları verme kimselere." Dedi ve gözlerini kapattı.
Meleğim'i ameliyathaneye soktular. Ben de girecektim ama hemşire izin vermedi.
"Hocam sakin değilsiniz sonra girin . Ve bize güvenin . " dedi. Kafa salladım ve koridorda bir o yana bir bu yana yürümeye başladım.
Aklıma gelen ile duvara yumruk atmaya başladım.
"Evlenecektik ..... mutlu olacaktık!" Diye sayıklamaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmkansız Aşk
Teen Fiction"Kapak Tasarımı: acelyacavdarr" Biz insanlar aşk denen lanet şeye tutuluruz. Bazılarımız karşılıklı olarak sever. Bazılarımız ise imkansız aşka tutulur. Ben Dolunay Sönmez. Benim hikayemi bu kitapta okuyacaksınız . Umarım beğeneceğiniz bir hikaye...