(bebek ağlama sesi) "Şşt kızım anneyi uyandıracaksın ." dereğin sesiydi bu yavaş yavaş gözlerimi araladım. Dereğin kucağında ağlamaktan kıp kırmızı olan kızıma baktım.
"Derek?" Dedim. "Ne oldu neden ağlıyor meleğim?" Diye sordum. "Bilmiyorum ki güzelim ağlamaya başladı aniden. Ne yapacağımı bilemedim ." Dedi.
Ayağa kalktım ve kızımı kucağıma aldım.
"Karnı tok. Altı da temiz ." Dedim.
Sırtını sıvazlamaya başladım. "Belki kuzumun gazı vardır." Dedim.
Bir süre sırtını sıvazlayınca gazını çıkardı .
"Oh yarasın kuzuma. Sen ondan mı ağlıyordun aşkım. He annem ." Garip garip sesler çıkarınca . "Ee annem kuzum " onun gibi ses çıkarmaya çalıştım ben de. Oğlum da da bakıyordu bana .
Ona döndüm ve . "Oğlum kuzum . Uyandın mı sen ?" Dedim. Ikisi de yatakta yatıyordu. Ben üzerlerine eğilmiş. Bir kızımın göbeğini bir oğlumun göbeğini öpüyorum . Kafamı kaldırıp dereğe baktığımda beni ve çocuklarımı kameraya çektiğini gördüm. Gülümsedim ve el salladım. On kamerayı açtı ve bu mutlu aile tablosuna kendini de dahil etti.Kamerayı kapattığında yüzümde hala aptalca bir sırıtma vardı.
"Neyse derek. Aşağıya inelim furkan acıkmıştır." Dedim.
"Furkan'dan bize ne?" Dedi.
"Nasıl bize ne. O benim diğer çocuğum." Dedim.
"O adamın çocuğu o !" Dedi sinirle .
"Annesi olmayan masum bir bebek sadece . Ben anneyim anne . Diğer annelere benzemem . Bu evdeki üç bebeğin de annesiyim . Bu kadar !" Dedim be bebeklerimi omzuma yatırdım."Nereye ?" dedi.
"Aşağıya yemek yemem gerek. bebeklerime süt depolamam gerek. senin gibi yatmıyorum ben !" dedim.
"Tamam kızımı ver bari ." dedi . İtiraz etmedim ne de olsa o da babalarıydı. Merdivenlerden indiğimde nesrin abla mutfağa gidiyordu. "Abla" diye seslendim.
"Efendim kuzum ?" dedi. "Furkan nerde ?" diye sordum.
"Yağızda." dedi. Kafa salladım ve salona ilerledim.
Galiba misafirlerimiz vardı. çünkü salondan konuşma sesleri geliyordu.
Salona girdiğimizde . Bir sürü kişi vardı. Hiç birini de tanımıyordum. Ama aralarından 3 kişi tanıdıktı.
Adelia teyze, mehmet amca ve kızları.
"Çocuklar da geldiğine göre yemeğe geçelim istersen mehmet." dedi babam. "Hala? Dayı ?" dedi derek. Hala ve dayı dediğiklerine baktığımda el ele tutuşuyorlardı. İkisi de gençlerdi. Halası 35 yaşlarındaydı.
"Ah tatlım derek?" dedi titreyen sesiyle kadın.
"Ah ich kann nicht glauben." dedi dayısı olacak adam . herkse 'what?' dercesine bakıyordu.
"Bu Dolunay mı ?" dedi adam.
"Evet onkel (Dayı demek ) dolunay." dedi derek.
"Tatlım hatırladın mı beni ? küçükken sen oyun oynardık hep." dedi.
"Hatırlayamadım hanım efendi. Siz benim yanımda olmadığınız için." dedim.
"Ama siz yeni evlendiniz?" dedi kadın.
Yalancı bir kahkaha attım. "Ne zaman evlendik ?" dedim .
"2 ay oldu ." dedi kadın.
"Tabi canım iki ay oldu evet haklısınız." dedim.
"Kucağınızdaki bebekler kimin ? .....ah ben söyliyeyim. Şu kız bebeklerini size mi baktırıyor." dedi elayı göstererek. Herkes şaşkındı.
"Hanım efendi....." dedim kızgınlıkla. "Ah canım selma abla diyebilirsin." dedi.
"Selma hanım ! o kız daha 3 ay bile olmadı evleneli.... Ayrıca biz evleneli tam 2 yıl oldu. Ayrıca bebek dedikleriniz benim ve dereğin çocukları!" Dedim kadının ağzı açık kaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmkansız Aşk
Teen Fiction"Kapak Tasarımı: acelyacavdarr" Biz insanlar aşk denen lanet şeye tutuluruz. Bazılarımız karşılıklı olarak sever. Bazılarımız ise imkansız aşka tutulur. Ben Dolunay Sönmez. Benim hikayemi bu kitapta okuyacaksınız . Umarım beğeneceğiniz bir hikaye...