Genç adam yavaş hareketlerle katlanan kağıdı açtı. Okurken gözlerini büyümesiyle beraber "Nasıl yani ya" dedi.
Şaşkın bakışlarla müdüre bakarken bir yandan da elinde ki kağıdı yırtmamak için kendini zor tutuyordu. Açıklama bekleyen gözlerle müdürü baktı. "Ne demek oluyor bu" dedi yutkunarak. Gözlerinden ateş çıkıyordu adeta. "Geç otur şuraya fethi hocam". Eli ile koltuğu göstererek. Fethi ise sert bir dille "Böyle iyi" diyince müdür tekrar konuşmaya başladı.
"Sizi buraya öğretmen açığımiz var diye istedik. Şuan ise fazlamiz oldu. Çünkü kadrolu değilsiniz. Yani anliyacaginiz 3 hafta sonra okul ile ilişkiniz kesiliyor. Okulumuz için verdiğiniz emeklerden dolayı teşekkür ederiz" dedi yavaş bir şekilde. Genç adam daha da sinirlendi. Elinden bir kaza çıkmaması için odadan çıktı. Önce bir lavobaya gidip elini yüzünü yikadi daha sonra da bahçeye çıktı. Eylem'i mor çiçeklerin başında mutlu bir şekilde görünce tüm kızgınlığını bir kenara atıp gülümsedi. Yavaş adımlarla eyleme doğru yaklaştı ve o da yanına eğildi. Genç kız adamı görmesiyle kocaman gülümsedi. "Büyümüş" dedi genç kız diktikleri fidanı göstererek. Genç adam sadece kafa salladı. Kız dikkatli bakışlarıni adamın üstünde gezdirmeye başladığını anlayan adam ayaklandı ve banka oturdu. Eylem ise hemen peşinden giderek "Bişey mi oldu hocam" diye sorunca genç adam bakışlarını kaçırdı. Genç kız yanına oturdu ve kafasını yüzünü görmek istercesine eğdi. Genç adam daha fazla kacamiyacagini anlayınca "Evet var!" dedi. Genç kız daha çok banka yerleşerek dikkatle genç adamı dinlemeye başladı. "3 hafta sonra okuldan gidiyorum". Eylem duyduğu cümle ile şok olmuş bir şekilde karşısindaki adama baktı. "Nasıl yani ya.." diyince adam tebessüm etti. "İlk duyduğum da bende aynı tepkiyi verdim" diyince kız da zor olsa da gülümsedi. "Kesin gidiyorsunuz yani" . Fethi eyleme bir bakış atarak "Kesin. İlk öğrenen de sen oldun." diyince eylem ağlamamak için kendini zor tuttu. "Neden peki" diye bir soru yöneltince fethi "Kadrolu değildim zaten" dedi. Eylem karşısında ki adama satılmamak için kendini zor tutuyordu bir yandan ise ağlamamak için gözlerini kirpıştırıyordu. "Üzüldüm sizin adınıza" dedi cılız çıkan sesi ile. Bı hışımla banktan kalkıp hızli adımlarla okula girdi.
"Hayır eylem. Hayır. Burası yeri değil. Lütfen ağlama lütfen...." diye kendi kendine konuşarak girmişti okula.
Okul çıkışında eylem hiç kimseye gözükmeden eve gitmişti. Kendisini odaya atar atmaz hıçkırık ile karışık ağlamaya başladı. Telefonunun çalmasıyla kafasını gömdüğü yaptıktan kaldırıp telefona baktı. "Efendim nazlı" dedi cılız çıkan sesi ile. "Kuşum nerdesin? Çıkışta göremedim seni" diyince eylem manasız bir şekilde tekrar ağlamaya başladı. "Noldu" diye bağırınca nazlı eylemin ağlaması daha da kuvvetlendi. "Nazlı ben hiç iyi değilim" diyince nazlı "Kapat telefonu eve geliyorum" dedi. Eylem telefonu yatağın diğer ucuna fırlatıp yeniden kafasını yastığa gömdü.
Bir süre sonra nazlı yavaş adımlarla odaya girdiğinde karşısında ağlamaktan gözleri kıpkırmızı ve şiş bir kızla karşılaştı. "Canım" diyip kocaman sarıldı eyleme. "Ağlamaktan bitkin düşmüşsün ne oldu sana böyle" dedi ve yanına oturdu.
"Fethi...!" diyip tekrar ağlamaya başladı nazli'nin göğsünde. "Ne oldu fethi'ye" diyince eylem gözyaşlarını sildi ve nazli'nin göğsünden kalktı. "Fethi okuldan gidiyor" dedi burnunu çekerek. "Ohaa niye gidiyor" diyince eylem omzunu silkti. "Ne önemi var. Gidiyo işte" diye bağırınca nazlı susturdu. "Bağırma annen gelcek şimdi". Eylem yataktan kalkıp pencerenin önündeki koltuğa oturdu.
"İlk öğrenen de benmişim" dedi içini çekerek. "İlk sana söylemiş ne güzel. Seni önemsiyor" diyince eylem nazlıya dik dik baktı. "Nazlı lütfen böyle yapma. Fazla bağlanmak istemiyorum. Sen böyle konuşunca...." lafını tamamlamaya hali bile yoktu. "Tamam canım anladım" diyip eliyle ağzına fermuar çekti.
Ateş fethi'nin evine elinde kırmızı bir şarap ile gelmişti.
A:"Lan oğlum. Öğleden sonra hiç görmedim seni. Kayboldun ortalıktan." dedi içeri dalarak.
F:"Dersim yoktu. Bende geldim." dedi ateşin elindeki şişeyi alarak.
A:"Noldu lan. Yüzünden düşen bir parça"dedi. Karşıdaki koltuğa yerleşerek.
F:"Okuldan gidiyorum." dedi elinde şarap bardakları ile gelerek.
A:"Neee" dedi şaşkın bir şekilde.
F:"İlk eyleme söyledim. Üzüldü baya. Çaktırmamaya çalıştı ama ben anladım" dedi o anı düşünerek.
A:"Üzülür tabi de. Neden? Sen şu işi bi baştan anlat" dedi koltuğa iyice yerleşerek.
Yarın sabah eylem suratsız bir şekilde okula gelmiş ve herkes onun bu haline bakıp fısır fısır konuşmuştu. "Eylem şöyle somurtma artık. Herkes sana bakıyor." Nazli'nin uyarısı ile eylem omzunu silkti. "Ben kantinden çay alicam. Sen çık sınıfa" dedi nazlı. Eylem ise sadece kafasını salladı.
"Eylem..!" dedi arkadan tanıdık bir ses. Eylem bu sesin sahibini o kadar iyi biliyordu ki tebessüm ederek arkasını döndü. "Efendim hocam". Bı kaç adım adama yaklaştı. "Benimle 2 dakika matematik sınıfına gelir misin?"dedi. Meraklı gözlerle genç kızı süzerek. Yalancı bir gülüşle "Tabi" dedi eylem. Birbirlerine kaçamak bakışlar atarak sınıfa geldiler. Genç adam eli ile koltuğu gösterince eylem oturdu. Elinde kitap ile eylemin yanına oturunca eylem tebessüm etti.
"Bu kitabı okumuş muydun?" diye başladı konuşmaya. Eylem ise sadece kafasını aşağı yukarı salladı. "Ama sizin için bir kez daha okurum" dedi adamın gözlerinin içine bakarak. Fethi de gözlerini kaçırmiyordu. Eylem kocaman bir gülüş atarken genç adam onun gülüşüne mest olmuş bir şekilde bakıyordu. Eylem kitabı eline alınca "Orhan Pamuk / Kara Kitap" diye mırıldandı.
"Benden sana bir hatıra olsun istedim" diyince eylem buruk bir şekilde baktı karşısında ki adama. Kitabı daha da sıkıca tutarak yerinden kalktı. Fethi'nin onunla birlikte kalkmasiyla burunları birbirine çarptı. Genç adam kızın dolan gözlerine içi giderek bakıyordu. Biraz daha yaklaşmasıyla zilin çalması bir oldu. "Ben gidiyim en iyisi" diye geri çekildi genç kız". Hızlı adımlarla odadan çıkınca gözünden yaşların süzülmesi bir oldu. Fethi de ondan farksız değildi. Onu birdaha görmemek dokunamamak fikrine dayanamazken yasiyacak.
"Eylem.." Nazlı pencere kenarındaki eyleme yaklaştı. "Neden derse girmedin" dedi omzuna dokunarak. "Halim yok. Çekemem şimdi ders felan" diyince nazlı yalandan bir gülüş attı.
"Onu düşünüyorsun demi". Dikkatli bir şekilde eylem'i süzdü. "Sence" dedi göz devirerek. "Ya şuan sırası değil ama anlatmassam catlicam" dedi kocaman gülerek. Eylem de onun gülmesi ile zor da olsa gülmüştü. "Noldu anlat".
"Dün beni o kadar gaza getirdin. Ateş ile konuş diye. Şimdi de unut" dedi yalandan trip atarak. "Ayy canım gerçekten unuttum. Çabuk anlat". Heyecanlı bakışlarını nazli'nin suratında gezdirdi.
"Gittim. 2 senedir seni seviyorum felan dedim. Tam sınıftan çıkacakken beni çekti öptü" diyince beraber çığlık attılar. "Yaa canım. Senin adına çok sevindim. En azından birimiz mutlu". Tekrar yüzü düşünce nazlı sarıldı. "Ya mutlu ol diye anlattım. Asma artık suratını." diyince eylem yalandan bir gülüş attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmkansız Aşk'ım ✨ / EyFet'
FanfictionBir öğretmen ve bir öğrencinin hikayesi . İmkansız onların aşkları ama ikisininde vazgeçmeye niyeti yok!? F:"Sen imkânsıza aşıksın. Ama bana bu kadar imkansız fazla!"🌹 E:"Sen benim imkansızımsın..!" 🍷 Farklı Bir EyFet🔪