Her tarafı gece olan bir adamı ışıkları kapatarak korkutamazsın.!
Sabah gözlerimi edanın kapıyı tıklatmasıyla açtım bir kaç dakika sonra eda kapıyı açıp içeri geçti bende yavaşça Araf'tan ayrılarak edaya baktım.
"Sizin için çok güzel bir kahvaltı hazırladım hadi gelin!"diye tebessüm edip odadan çıktı bende Araf'ı dürterek uyanmasını sağladım. Araf'ta ayağa kalkarak banyoya geçti bende yatağı düzenledikten sonra odadan ayrıldım ve edanın yanına gittim. Gerçekten de çok güzel bir kahvaltı hazırlamıştı.
"Keşke beni de uyandırsaydın beraber yapardık!"diye mırıldandım gülümseyerek. Bir kaç dakika sonra Araf'ta geldikten sonra hep beraber kahvaltımızı yapmıştık.
"Kuzen ofise giderken beni de yol üstü bırakır mısın?"diye sordu eda Araf'a doğru bakarak.
"Bugün işe gitmeyeceğim evde çalışacağım!"diye mırıldandı hala kahvaltısını yapmaya devam ederken.
"Sevgili karını evde yalnız bırakmak istemiyorsun sanırım!"deyip sinsice güldü eda bana bakarak.
"Ya sevgili karıcığımı bir saniye görmesem çok özlüyorum!"deyip alayla gülümsedi. Ben utançtan başımı öne eğerken ikisi de alayla gülüyorlardı. Kahvaltıdan sonra eda dışarı çıkarken Araf odasında çalışıyordu. Kapının çalınmasıyla kapıya doğru ilerledim gelen Araf'ın ortağı ve en iyi dostu Burak'tı bana Araf'ı kurtarmama yardım eden kişiydi.
"Hoş geldin!"diye selamladım o da aynı şekilde tebessüm ederek içeri geçti."Araf nerede?"diye sordu.
"Odada!"deyip elimle işaret ettim daha sonra elinde bazı dosyalarla Araf'ın yanına geçti. Aslında konuştuklarını merak etmiyor değildim kapıya yaslanıp konuştuklarını dinlemek istedim. Daha çok Burağın sesini duyuyordum.
"Nasıl oldu omzun?"diye sordu. Bu soruyu sorması iyi olmuştu bende merak ediyordum fakat onun için meraklandığımı düşünsün istemiyordum.
"Biraz daha iyi!"diye kısa bir cevap vermişti çatallaşmış sesiyle.
"Büyük planı ne zaman harekete geçiriyoruz?"diye sordu Burak ciddi çıkan sesiyle. İlk bir kaç saniye hiç ses duymadım büyük plan derken neyden bahsediyorlardı?
"Hemen yarın akşam!"diye net bir cevap vermişti Araf kalın ve sert sesiyle.
"Sen daha tam iyileşmedin bile Araf! Bir kaç gün daha erteleyebiliriz!"diye bir öneride bulundu.
"Her an elimizden kaçırabiliriz! Risk alamayız bu durumda sen gerekli olan her şeyi hazırla yarın akşam başlıyoruz!"diye kesin bir cevap verdi Araf gergin çıkan sesiyle. Ben hala neyden bahsettiklerini anlamıyordum.
"Bu durumda eşin ne olacak! Biliyorsun onların ne yapacağı belli olmuyor biz oradayken yengeye zarar verebilirler!"diye mırıldandı. Burağın bahsettiği yenge ben oluyordum sanırım!
"Onu da düşündüm biz oradayken yağmuru babaannemlerde bırakacağım! Orası daha güvenli!"diye cevap verdi Araf! Beni düşünmesi birden bire hoşuma gitmişti. Fakat hala nereye gideceklerini öğrenememiş olmam canımı sıkmıştı. Tehlikeli bir iş olduğu kesindi benim güvenliğim için bu kadar tedbir aldığına göre yapacakları iş hiç güzel değildi. Kapının birden açılmasıyla tüm dengemi kaybedip yere düşüyordum ki güçlü iki kolun beni son anda tutmasıyla yere düşmekten kurtulmuştum. Bu Araf'tı çatılan kaşlarıyla bana bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEHLİKELİ KARANLIK
Teen FictionKaranlığı içerisine hapsetmiş bir çift kahverengi göz! içi ve dışı kara olan bu adam adeta ölümü andırıyordu bakışlarıyla sevdiriyordu cenneti de cehennemi de! Sadece bir kez bakmak ve gözlerinin içinde kaybolmak gerekiyor ölüm kokan nefesini hissed...