32.BÖLÜM

4.1K 147 13
                                    

Keyifli okumalar♥

  Bir şey büyüyor içimde, nefesime yer kalmıyor. o an diyorum ki "bi bağırabilsem." bi bağırabilsem kendimi bile korkuturum. fakat gün sonunda bir fısıltı çıkarmayı dahi yediremeyen yanıma yeniliyorum.  

  Araf bana olan bakışlarını bir saniye bile ayırmamış yanıma doğru yaklaşarak benim olduğum tarafa gelip hemen yanıma oturdu."Telefonda ki rü-"devamını getiremeden Araf sözümü kesip konuşmaya başladı.

 "Evet rüyayla konuşuyordum"diye mırıldandı. Ben Araf'ın bunu bu kadar rahat söylemesine sinirlenirken konuşmaya ben devam ettim. 

"Bunu bu kadar rahat söyleyebiliyor olduğuna inanamıyorum!"diye itiraf ettim öfkeli çıkan sesimle. Araf koyu kahverengi gözlerini ela rengi gözlerime sabitleyerek yüzümü inceledi daha sonra ellerini yüzüme yerleştirerek ona bakmamı sağladı. 

"Bunu rahatça söyleyebiliyorum çünkü ben yanlış hiç bir şey yapmıyorum! Sadece seni ve edayı bu beladan uzak tutmaya çalışıyorum"diye açıkladı yumuşak çıkan sesiyle. Araf'ın bu denli sakin olması benim sinirlerimi iyice germişti. 

"Bizi onlardan uzak tutmaya çalışırken rüyayla yakınlaşmanıza göz yummamı mı istiyorsun?"diye sordum. Araf ellerini yüzümden çekerek aramızda ki mesafeyi açtı. 

"Gerçekten her gün aynı konuyu konuşmaktan sıkıldım! Ya ben anlatamıyorum ya sen anlamıyorsun! Rüya benim geçmişim ve onunla yaşananlar geçti gitti! Bana her defasında ondan bahsetmen hiç hoşuma gitmiyor"diye karşı çıktı sesini yükseltmeden. Araf'ın tüm bunları bizi korumak için yaptığını elbette biliyordum fakat bu süreçte rüyanın Araf'a her fırsatta yaklaşması benim edanın öğrenmemesi için hiç bir şey yapamamam zoruma gidiyordu. 

"O kızın hedefi biz değiliz! Sensin"diye itiraf ettiğinde Araf'ın yüzünde daha önce hiç görmediğim bir ifade sezdim. 

"Seni benden almak istiyor Araf! Sende benim tüm bunlara seyirci kalmamı istiyorsun!"diye ekledim. Araf yutkundu söylemek isteyipte söyleyemediği bir şeyler olduğunu artık kesin bir şekilde anlamıştım. 

"Ve o davet sıradan bir davet olmayacak!"diye mırıldandım. Bugün Araf'a içimden geçen her şeyi söylemiştim. Ben içimden geçenleri söylemenin rahatlığıyla derin bir nefes alırken Araf ayağa kalktı.

 "Bugün o davetten döndükten sonra rüyanın adını bile ağzına alamayacak kimse! O davete gitmem şart!"diye ısrar etmeye devam etti. Hala davete gitmekte ısrarcıydı. 

"O zaman bende geleceğim! Seni o davette tek başına gitmene izin veremem!"diye mırıldandım. Araf cümlemi bitirmeden kaşlarını çatmış öfkesini kontrol etmek için derin bir nefes almıştı. 

"Seni oraya götüremem! Bu herhangi bir tuzak bile olabilir"diye itiraf etti. 

"O zaman sende gitme Araf"diye karşı çıktım. Araf sıkıntıyla verdiği nefesi dışarı bırakırken bende hızlı bir şekilde ayağa kalkıp önünde durdum ve Araf'ın ellerini tuttum. Araf önce tuttuğum ellerine daha sonra bana baktı ve konuşmaya başladı. 

"Ellerimi bir saniye bile olsa bırakmayacaksın!"diye mırıldandığında davete beni de almak istediğini dolaylı yoldan olsa bile söylemişti. 

TEHLİKELİ KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin