14.BÖLÜM

5.8K 222 32
                                    

Herkese keyifli okumalar diliyorum♥

Bölüm sonunda düşüncelerinizi belirtmeyi unutmayın.

  Hayatım bir uçurtma gibi rüzgar onu nereye savuruyorsa oraya gidiyordu ne başı beli ne de sonu! Nasıl desem uçurtmanın bir parçası kopmuş başka diyarlara gitmesini izliyorsun gibi bir hayat! Patlaması mı daha çok üzer seni yoksa kaçması mı? Diye düşünürken elinden kayıyordu ipi! Elinden kayışını izliyordum hayatının! Bir daha da hiç bir şey eskisi gibi olmuyordu ya biraz daha fazla ya biraz daha eksik. Ama hiç bir zaman tam değil!  

  Midemin bulanmasıyla açmıştım gözlerimi başımın ağrısı artmıştı Araf'tan ayrılarak yavaş bir şekilde ayağa kalktım gecenin kaçı olduğunu bile bilmeden banyoya doğru yöneldim bunların hepsi bugünkü ardı ardına içtiğim içki yüzünden olmuştu buna emindim. Banyo kapısının tıklatılmasıyla Araf'ın bana seslendiğini anlamıştım. 

"iyi misin?"diye soruyordu. Bende yüzümü yıkadıktan sonra kapıyı açıp cevap verdim."Biraz başım ağrıyor sadece!"diye mırıldandım.

 "Daha yeni yeni iyileşirken bu kadar çok içmen! Sahi sen neden içtin? Benim sana kızacağımı bile bile!"diye tısladı sesini yükseltmeyecek bir şekilde. Bu sorunun cevabını nasıl verecektim? 

"Cevabını bilmediğim ve kafamı karıştıran o kadar şey var ki!"diye mırıldandı. Daha sonra konuşmama fırsat vermeden devam etti.

 "Bunların hepsini kendine geldiğin zaman konuşacağız!"diye açıkladı daha sonra ikinizde odada ki balkona çıktık. Neden bilmem ama burayı çok seviyordum bana huzur veriyordu.Soğuk hava yüzüme çarptıkça kendimi daha iyi hissediyordum. Araf'a baktığımda bakışlarını karşımızda ki manzaraya çevirmiş bir şey düşünüyor gibiydi.

 "Özür dilerim!"diye mırıldandım sessiz bir şekilde. Araf bakışlarını bana çevirip konuşmaya başladı. 

"Ne için?"diye sordu düz bir şekilde.

"Bugün senin iş yemeğini berbat ettiğim için! Ama bunu yapmak zorundaydım Araf! Sana anlatamayacağım şeyler var! Tıpkı senin de bana anlatmak isteyipte anlatamadığın gibi!"diyerek itiraf ettim. Araf bana doğru yaklaşarak aramızda ki mesafeyi kapattı. 

"Aynı şey değil! Senin yaşadıkların ve benim yaşadıklarım aynı değil yağmur! Benim yaşadıklarımı yaşamadan beni anlayamazsın!"diye mırıldandı. Her cümlesi bir bilmece gibiydi bana ipuçları verip o anlatmadan benim anlamamı istiyordu sanki.

 "Bilmece gibi konuşuyorsun!"diye itiraf ettim. Araf koyu kahverengi gözlerini bana sabitledi daha sonra konuşmaya devam etti. 

"O adam sana zarar mı verdi?"diye sordu başımı hayır anlamında salladım. 

"Zarar vermedi! Ama ben zamanında müdahale etmeseydim bugün iş yemeğinde senin yanında değil o adamın yanında yer alacaktım!"diye itiraf ettim başımı öne eğerek. Araf kaşlarını çatmış bir şekilde bana bakıyordu. 

Nasıl?"diye sordu öfkesini kontrol ederek.

 "Daha fazla soru sorma bu kadarını bilmen yeter!"diye mırıldandım. Araf ellerini yüzüme yerleştirerek konuşmaya devam etti. 

"Sende biliyorsun benim bu kadarla sınırlı kalmayacağımı! Sen anlatmazsan gerekirse şimdi onun yanına gideceğim ve gerçekleri öğreneceğim!"diye açıkladı. Bunu yapabilirdi Araf dediği her şeyi yapabilirdi. 

TEHLİKELİ KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin