45.BÖLÜM

2.7K 123 37
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR HERKESE.

"Özlemle baş edemeyince hırçınlaşır kadın, acısını da özlediğinden çıkarır; özlenenin vay haline." - Love a Lot

Bazen bazı duygularının sanki elinden alınmış gibi hissedersin, öyle ki bu duyguyu yeniden hissetmek için elinden geleni yaparsın, bende öyleydim benim değil belki ama en sevdiğimin bana olan eski duygularını geri istiyordum. Araf'ın Önce güvenini sağlayacaktım, bu her be kadar zor olsa da bunun için elimden ne geliyorsa yapacaktım. Sonra bana eksisi gibi bakmasını sağlayacaktım. Bana karşı umudunu kaybettiği her duyguyu yeniden canlandıracaktım. Karşıdan bize doğru gelmekte olan Araf'ı inceliyordum.

 Öfkeliydi, bunu alnının ortasında belirginleşen kalın damardan anlamıştım. Yanımıza doğru geldiğinde birden beni geri çekti. Daha sonra Muhsin'in tam önünde durdu. 

"Bizim konuşmamız gereken önemli bir şey var."diye tısladı öfkesini belli etmemeye çalışır gibi. Öfkesini kontrol etmesinin tek amacı bizi izleyen edanın olmasıydı.

"Bunu dans bittikten sonra konuş-" Araf Muhsin'in cümlesini tamamlamasına izin vermeden konuşmaya devam etti.

"Önemli!"dedi üstüne basa basa. Daha sonra şok bir hareketle elimden tutup dışarı çıkardı. Ben elimde ki eliyle kısa bir şoka uğrasam da tenimde ki temasla kısa bir huzurun tadını çıkarmaya çalıştım. Onunla temasa geçmek kalp ritmimde ki düzeni bozuyordu. Ama bir o kadar da güven veriyordu.

 Dışarı çıktığımızda elimi bıraktı. Daha sonra derin bir nefes alarak bana baktı.

"Gidiyoruz."dedi öfkeli dolu çıkan sesiyle. Bana kızmadı, neden o adamla dans ettin diye hesap sormadı ama bu bile bana yeterdi. Beni o adamdan alması bile benim için dünyanın en güzel hareketiydi.

"İçeridekilere ne diyeceğiz?"diye sordum.

"Gidiyoruz lafının neyini anlamadın?"diye tersledi öfkesini kontrol etmeye çalışarak. Cevap vermeden sürücü koltuğunun yanında ki yolcu koltuğuna yerleştim. Yol boyunca ikimizde konuşmamıştık. Ben üzerimi değiştirirken Araf mutfaktaydı, dakikalar sonra işim bittiğinde kapıya doğru yönelmiştim ki Araf elinde bir içki bardağıyla geri döndü.

 Yüzüme bile bakmadan odamızda ki terasa çıktı. Onun hemen arkasından bende yanına gittim. Hala öfkeli olmasının nedeni bendim, ve bu ilk defa beni mutlu ediyordu. Araf'ın bana olan öfkesi beni mutlu ediyordu, daha önce böyle bir şeyin olacağını söyleseler inanmazdım. Ama bugün bana öfkeli olması beni mutlu etmişti.

"Neden öfkelisin Araf?"diye sordum. Ben bu sorunun yanıtını zaten biliyordum ama ondan duymak istiyordum.

"Değilim, öfkeli falan değilim."diye mırıldandı bana bakmadan. 

"Bu yüzden mi az önce Muhsin'e her an saldıracakmış gibi baktın? Bu yüzden mi yemekte olmamız gerektiği yerde buradayız?"diye sordum. 

Kaşlarını çatarak bana baktı. 

"Yemekte mi olmak istiyorsun? Söyle eğer istiyorsan hemen bırakabilirim."diye tısladı dişlerinin arasından. Bunu istemediği yüzünden o kadar iyi anlaşılıyordu ki bunu anlamak için ayrı bir çaba sarf etmeme gerek kalmıyordu.

"Bunu istemediğimizi ikimizde biliyoruz."diye mırıldandım. Yanıtımla beraber Araf yeniden bakışlarını kaçırdı. 

"Neyi isteyip istemediğimi madem çok net biliyorsun, şu an ne isteyip istemediğimi de bilmen gerekiyor! Ne istiyordum biliyor musun? Yalnız kalmak. Senden uzak durmak." Araf'ın itirafıyla yutkundum, ben ondan uzak duramazdım! Sadece bir hafta ondan uzak durmak bana bir işkence gibi gelmişken şimdi ondan uzak durmamı bekleyemezdi.

TEHLİKELİ KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin