16.BÖLÜM

6.1K 211 27
                                    

Yukarıya havuzun içinden yağmuru izleyen bir adet Araf bırakıyorum.(Nedenini bölümü okuyunca anlayacaksınız) 

Keyifli okumalar herkese♥

  Bir kum saati gibi izliyorum hayatımın ilerleyişini her bir kum tanesi içime dökülüyor ve bir yara izi bırakıyordu bedenimde. Kabuk bağladıkça hafiflese de acısı uzaklarda bir yerde hatırlayınca tekrar sızlıyordu. Birinden gitmek isteyip te gidememek kaçmak isteyip te her seferinde yakalanmak iyileşmek isterken daha da yaralanmak bunun gibiydi işte.İnsan umuda , uçurumun kenarında bir çalıya tutunmaktan daha çok muhtaç.  

  Araf üzerime doğru gelirken yüz hatları gerilmiş fakat o tepkisizliğini koruyor gibiydi."Sen nasıl?!"devamını getirmesine izin vermeden cevap verdim. 

"Babamla konuşmaya geldiği zaman görmüştüm!"diye mırıldandım başımı öne eğerek. Araf başıyla onayladıktan sonra arabaya yaslanmış bizi izleyen adamın yanına gidip kulağına bir şeyler fısıldadığını gördüm daha sonra Araf elimi tutarak beni buradan uzaklaştırdı. 

"Ne oluyor Araf? Ne dedin o adama?"diye sordum. Araf elimi bırakıp duraksadı daha sonra bakışlarını bana sabitleyip konuşmaya başladı. 

"O adama gönderdiği itlerinin yerine bizzat onlara emir veren sahibinin gelmesini söyledim!"diye yanıt verdi.

 "Nasıl bizi takip ettirebilir? inanamıyorum!"diye mırıldandım. Araf derin bir nefes aldıktan sonra sorumu yanıt verdi.

 "Nedeni apaçık ortada! Seni istiyor ve seni almadan peşimizi kolay bırakmayacak!"diye çıkıştı. Başımı öne eğerek konuşmaya başladım. 

"Beni ona verecek misin?"diye sordum.

 Araf öne eğdiğim başımı ona doğru çevirerek konuşmaya devam etti."Buna gerçekten ihtimal veriyor musun? Seni ona vereceğimi nasıl düşünebilirsin? Benim olana ancak ben öldükten sonra sahip olabilir ki bu bile sadece küçük bir ihtimal!"diye fısıldadı. Daha sonra konuşmama fırsat vermeden cümlesine devam etti. 

"Seni kimseye vermiyorum! Çok çabuk unutuyorsun! Ben senin kocanım!"diye mırıldandı.

 "Sen de şunu unutuyorsun! Elbet bir gün bu Evcilik oyunu bitecek! Ve sen istesen de istemesen de ben gideceğim!"diye mırıldandım. Araf aramızda ki mesafeyi kapatarak bana doğru yaklaştı.

 "Eğer böyle giderse benden kurtuluşun yok gibi gözüküyor sevgili karıcığım! Ve ben istemediğim hiç bir şeyin gerçekleşmesine izin vermem!"diye fısıldadı sıcak nefesi boynuma çarparak. Araf'ın denizimsi kokusu burnuma dolarken aramızda ki mesafeyi açıp derin bir nefes aldım. 

"Gidelim mi artık?"diye sordum yutkunarak. Araf olumlu anda başını salladıktan sonra arabaya doğru yöneldik ben ve Araf arabaya yerleşirken Araf'ın bana baktığını hissedebiliyordum. 

"O adamları serbest bırakarak ilk defa beni şaşırttın!"diyerek alayla gülümsedim. Araf arabayı çalıştırırken kısa bir süreliğine bakışlarını bana doğru çevirdi. 

"Benim ceza vermeme gerek kalmadı bu durumda!"diye cevap verdi. Ben anlamamış bir şekilde Araf'a bakarken konuşmaya devam ettim.

 "Nasıl yani?"diye sordum. 

 "Onlara en büyük cezayı sahipleri yani Muhsin verecek!"diye net bir cevap verdi. Araf'ın söylediklerini anlamakta zorluk çeksem de başka bir soru yönelttim. 

TEHLİKELİ KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin