51.BÖLÜM

2.8K 110 39
                                    

DUYURU

Bölümü okumadan önce kısa bir duyuru yapmak istiyorum.

Bu bölümden sonra hikayeye bir kaç hafta ara vermek istiyorum. Bunu sebebi hikayeyi daha düzenli bir hale getirmek ve size daha iyi sunmak.

Kısaca yapacağım bir kaç değişiklik yüzünden bir kaç hafta bölüm atamayacağım.

Anlayışınız için şimdiden teşekkür ederim.

KEYİFLİ OKUMALAR.

"Benim o büyülü iki kelimeyi duymaya ihtiyacım yok, gözlerine baktığımda o iki kelimeden daha fazla duyguyu görüyorum zaten."

Öfke. 

Araf'ın yüzünde ki ifade yalnızca öfkeden ibaretti. Bakışlarımı Araf'tan çekerek sakin olmasını işaret eder gibi beklemediği bir anda elini tuttum. Araf elinde hissettiği elimle bakışlarını Demir'den ayırıp bana çevirdi.

"Sakin ol."diye fısıldadım yalnızca onun duyabileceği bir şekilde. 

"Ne işi var burada?"diye sordu hala öfkeli çıkan sesiyle. Araf'a geri bir yanıt vermeden konuşmaya başlayan demire doğru döndüm.

"Yanında ki beyefendi-" Demir devamını getiremeden Araf sözünü kesti.

"Kocasıyım ben, sen kimsin?"diye soran Araf'ın hemen ardından araya girdim. 

"Hicran nenenin oğlu, bahsetmiştim ya daha önce unuttun mu Araf?"diye sordum gülümsemeye çalışarak. Araf'ın Demir'i tanıdığını zaten biliyordum ama neden şu an tanımamazlıktan geldiğini anlayamamıştım. 

"Ben yine de kendimi tanıtayım ben Demir. Demir Gündal." Demir kendini tanıttıktan hemen sonra Araf'a elini doğru uzattı. Araf Demir'in elini sıkıp sıkmama konusunda tereddüt etse de sonunda eline karşılık elini sıktı.

"İçeri geçelim mi?"diye sordum her ikisine de. Demir sorduğum soruya gülümseyerek karşılık vermiş Araf ise ifadesiz gözlerle bana bakmıştı. 

Bir sorun çıkmadan üçümüz de nişanın gerçekleşeceği mekana doğru giriş yaptık. Demir onun yanına doğru gelen bir kaç önemli iş adamıyla sohbet ederken ben ve Araf köşede bir masaya geçmiştik. Derin bir nefes alıp etrafımı incelediğimde edanın bizim yanımıza doğru geldiğini gördüm, onca olayın içinde ona haber vermeyi unutmuştum.

"Her ikiniz de neredeydiniz? Öldüm meraktan." Edanın yanımıza varır varmaz kurduğu ilk cümle bu olmuştu. 

"Geldik işte, merak edilecek bir şey kalmadı değil mi?" Araf'ın öfkeli bir şekilde kurduğu cümle edayı kısa bir şoka geçirmişti.

"Neyin var senin kuzen? Bu öfken kime?"diye karşılık veren edayla arada ki gerginliği yok etmek istedim.

"Öfkesi bana eda, senlik bir durum yok."diye mırıldandım. 

Kurduğum hemen cümleden sonra Araf'ın bakışlarını üzerimde hissettim. Eda dudaklarını aralamış yeniden konuşmaya başlayacaktı ki bir alkış tufanı koptu. Üçümüzün de bakışları sesin geldiği yöne döndüğünde Muhsin ve rüyanın el ele sahneye giriş yaptığını gördük. 

Onların içeri geçmesiyle klasik bir müzik yankılandı mekanda. Müziğin etrafa yankılanmasıyla başta eda ve Muhsin olmak üzere diğer bir kaç çiftte sahneye doğru yöneldi. Gülümseyerek dans eden çiftleri izlerken gözüm yanımıza doğru yaklaşmakta olan demire kaydı. 

TEHLİKELİ KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin