44.BÖLÜM

2.6K 118 48
                                    


Özlemek.
Yıllar önce bana bunun anlamını sorsalardı hiç bir şekilde açıklayamazdım, çünkü insan hissetmediği bir şeyi açıklayamazdı. Ama bugün bu cümlenin ne anlama geldiğini çok iyi biliyordum.
Bence yaşadığımız her duygudan daha ağırdı özlemek duygusu.

YAZAR ANLATIMI

Genç kız sevdiği adama doğru yaklaşırken kalbinin duracağını hissetti. Öyle yoğun duygular hissediyordu ki şaşkındı, karşısında sevdiği adamı görmeyi beklemiyordu. Peki genç adam onun sevdiği kadından ne farkı vardı? Yüreği acıyordu, sevdiği kadının ona attığı her adımda.

"Araf!"diye mırıldandı genç kız göz yaşlarını umursamadan. Nihayet sevdiği adamın tam karşısında durduğunda karşısında ki adamın hayal değil de gerçekten orada olduğunu anladı. Genç adam ifadesiz bir şekilde bakıyordu genç kıza.

"Buradasın."diye fısıldadı genç adama bir adım daha atıp aralarında ki mesafeyi kapatarak. Genç adam konuşmuyordu, en son konuşmalarının üzerinden yedi gün geçmişti. Belki genç adam yakalanmanın verdiği şaşkınlıkla cevap veremiyordu karşısında ki genç kıza.

"Bir şeyler söyle Araf, Seni affetmeyeceğim de, bu yaptığını sana ödeteceğim de! Seni çok özledim de! Ama ne olursun bir şeyler söyle." Genç kızın sesi yalvarır gibi çıkmıştı. Bir şeyler söylemesini bekliyordu genç adamdan. 

Onun sessizliği sadece sevdiği kadını yaralıyordu.

"Özlemek."diye başladı söze genç adam. Sesin de hiç bir duygu yoktu. ifadesizdi yalnızca.

"Beni özlediğini mi düşünüyorsun?"diye sordu. Genç kız karşısında duran genç adamın sorduğu soruyu idrak etmeye çalıştı. 

"Özlediğimi düşünmüyorum, seni çok özlediğimi biliyorum."diye yanıt verdi genç adama.

"Bu yüzden mi buradasın? Bu yüzden mi kaçıyorsun? Bu yüzden mi beni sensiz yaşamaya alışmaya bıraktın?" Genç adamın sesi giderek yükseldiğinde söyledikleri genç kızın göz yaşlarının artmasına sebep olmuştu. 

"Kaçmıyorum, karşına çıkacaktım! Ama korktum Araf, beni nasıl karşılayacağını bilmediğim için bu fikirden defalarca kez vazgeçmek zorunda kaldım."diye itiraf etti genç kız. 

"Korktun öyle mi? Karşıma çıkmaktan korktun?"diye sordu genç adam alayla gülümserken. 

"Neden her şeyi anlatmak yerine kaçtın? Belki de anlatsaydın bir çözüm yolu bulabilirdik! Ama sen en kolay yolu seçtin! Kaçmayı!"diye bağırdı genç adam öfkesine kontrol edemeyerek. Genç kız sevdiği adamın böyle bir tepki vereceğini daha önce de tahmin etmişti ama söylediği sözlerin onu bu kadar yaralayacağını tahmin etmemişti.

"O gün yalnızca beni o Park'ta bırakmadın! Elif'i edayı hepimizi yok saydın."diye karşı çıkmaya devam etti genç adam. İçinde öyle bir öfke büyütmüştü ki o öfke şimdi kendini belli ediyordu.

"Ben sizi bırakmadım, gelecektim size olan özlemim daha ağır bastı! Doğru zamanda dönecektim!"diye karşı çıktı genç kız. 

Ağlamaktan gözlerinin içi kırmızıya dönüşmüştü. 

"Doğru zaman ne zaman olacaktı? Sen gittikten sonra Elif'in kaç kez seni sorduğunu biliyor musun? Peki benim onun üzülmemesi için kaç kez kandırdığım dan haberin var mı? Her sabah senin yanına gitmek istediğini söylediğinde benim nasıl hissettiğimi biliyor musun? Her sabah uyandığımda seni yanımda göremediğim an o hissettiğim duygunun beni kaç kez yaraladığını hiç düşündün mü? Sen sadece kaçmadın, beni bizi, aileni geride bıraktın! Şimdi de karşıma geçmiş özlediğini söylüyorsun!"diye bağırdı sesi o kadar yüksek çıkmıştı ki genç adamın, nefes alamadığını hissettiği genç kız. 

TEHLİKELİ KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin