30.BÖLÜM

4.7K 156 13
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR

  Hayatlar birer hayal kırıklığı olarak yaşanıyordu ve sokaklarımız hiçbir yola çıkmıyordu. Kayboluyorduk kendimizi ararken, her kuytuda kendimizle tanışıyorduk yeniden. Yorucu işti doğrusu, her yenilgiden sonra kendimizle kalıyorduk, bir hayal kırıklığıdır hayatımız, anlıyorduk.  

  Yağmur hızla yağmaya başlamış ben ve Araf bakışlarımızı gökyüzüne çevirmiştik. Araf elimden tutup beni yolcu koltuğuna yerleştirirken o da vakit kaybetmeden sürücü koltuğunda ki yerini almıştı.

 "Sanırım artık dönme vakti"diye mırıldanıp arabayı çalıştırdı daha sonra bizi bu sahilin yanında ki mekandan uzaklaştırmıştı. Yağmur şiddetini hızla arttırmıştı. Araf'ında araba kullanırken zorlandığını fark etmiştim çünkü hava çoktan kararmış her yer karanlığa bürünmüştü. Etrafı aydınlatan tek şey arabanın önünde ki sis lambalarıydı. 

Araf arabayı kenara çekip durdurduğunda bana doğru döndü."Sanırım yağmurun biraz dinmesini bekleyeceğiz yanımda sen varken tehlikeli hiç bir davranışta bulunmak istemiyorum"diye mırıldandı Araf cebinden çıkardığı telefonla. 

Fakat etraf o kadar tenhaydı ki sanırım yanımda Araf olmasaydı korkudan kalp krizi geçirebilirdim. Yağmur hızını hiç düşürmeden yağmaya devam ediyordu. 

 "Yağmur dinmeyecek gibi"diye mırıldandım. 

 "Telefonda çekmiyor"diye ekledi. Daha sonra bakışlarını etrafta dolaştırdı. Bir çözüm yolu arıyor gibiydi. İkimizde kapana kısılmış gibiydik. Elimizden hiç bir şey gelmiyordu. Tuhaf olan ise etraftan kimsenin geçmiyor olmasaydı. 

"Geri dönelim orası daha güvenli"diye mırıldandım. Araf bakışlarını bana çevirerek konuşmaya başladı.

"Geri dönemeyecek kadar uzakta kaldı"diye açıkladı boğuk çıkan sesiyle. Aniden etrafı dolduran gök görültüsüyle küçük bir inilti koptu benden. Sanırım Araf'ta korkmaya başladığımı anlamıştı. 

"İstersen yağmur dinene kadar şu yarım kalan oyunumuzu oynayabiliriz"diye itiraf etti. Az önce oynamamak için direttiği o oyununu şimdi kendisi oynamak istiyordu. Haliyle bu da beni biraz şaşkına çevirmişti.

 "Yarım kalan derken? Ben bittiğini sanıyordum"diye açıkladım.

 "Sen sormak istediğin soruları sordun şimdi sıra bende"diyerek alayla gülümsedi.

"İyi sor bakalım merak ettiğin ne varsa"diye fısıldadı. 

"Mesela ilk soruma Mügeyle ne alıp veremediğini açıklayarak başlayabilirsin"diye mırıldandı. "Bunun cevabını bildiğini sanıyordum"diye açıkladım. 

Araf alaycı gülümsemesini serip söylediklerimi onayladı. 

"Ben bunun cevabını senden duymak istiyordum ama"diye fısıldadı gözlerini gözlerime odaklayarak. 

"Bu soruyu pas geçme hakkım var mı? Cevaplamak istemiyorum"deyip aynı şekilde gülümsedim. 

"Öyle bir hakkın olmadığını biliyorsun fakat seni kırmayıp diğer soruya geçebilirim"deyip yüzünü yüzüme yaklaştırdı.

TEHLİKELİ KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin