15.BÖLÜM

6K 217 13
                                    

Herkese keyifli okumalar dilerim♥

  Bir yol düşlüyorum ne başındayım ne sonunda ama içinden çıkamıyorum ne yana dönsem zifiri kör karanlık her tarafım simsiyah birinin beni kurtarmasını bekliyorum ama kimse gelmiyor bu daha çok ölünce cenneti cehennemden izlemek ve bu karanlık yoldan çıkmak için en ufak bir ışığa ihtiyaç duymak gibi.  

  Ben ne yapacağımı bilmez bir şekilde Mehmet'e bakarken benden bir cevap bekliyordu daha fazla dayanamayıp konuşmaya başladım. 

"Mehmet buradan kurtulur kurtulmaz yanına geleceğim! Ama şimdi olmaz! Lütfen anla beni!"diye mırıldandım. Cevabımla birlikte Mehmet'in yüz ifadesi değişmişti. 

"Neden ama yağmur? Yoksa sen bu adamı seviyor!"devamını getirmeden sözünü kestim ve konuşmaya devam ettim.

 "Hayır! Sadece bir anlaşma imzaladım ve bu anlaşma bitene kadar burada kalmak zorundayım! Lütfen sen şimdi git!"diye fısıldadım boğuk çıkan sesimle. Mehmet inat ettikçe ediyordu küçüklüğümüzde ki gibiydi hala her şeye inat ediyordu.

 "Zorunda falan değilsin yağmur! Hadi ver elini! Çıkarıyım seni bu cehennemin içinden!"diye fısıldadı. Ben önce bana uzattığı eline daha sonra kendisine baktım. Mehmet'i tanıyorsam beni buradan almadan girmeyecekti. Fakat diğer tarafta Araf vardı. Uzaktan gelen araba farlarının ışığıyla bu gelen kişinin Araf olduğunu tahmin etmem uzun sürmemişti. Telaşlı bir şekilde Mehmet'e bakıp konuşmaya başladım. 

"Lütfen git Mehmet!"diye mırıldandım yalvarır gibi çıkan sesimle. Mehmet önce sustu daha sonra bakışlarını tekrar bana çevirip konuşmaya başladı. 

"Seni almak için tekrar geleceğim!"diye mırıldandı daha sonra karanlığın içine girerek gözden kayboldu. Araf arabadan iner inmez bana doğru yaklaştı.

 "Bu saatte burada ne yapıyorsun?"diye sordu kaşlarını çatarak. Telâşımı Araf'a belli etmeden bana sorduğu soruyu cevapladım. 

"Seni bekliyordum!"diye bir yalan söyledim. 

"Beni içeride de bekleyebilirdin!"diye tısladı. Derin bir nefes alarak konuşmaya devam ettim.

 "İçeride boğulacak gibi oldum! Hava almış oldum bende bu sayede!"diye mırıldandım başımı öne eğerek. 

 "iyi havanı aldıysan içeri geçelim artık! Hava zaten soğuk!"diye tısladı daha sonra beraber içeri geçtik. Mehmet'in bana söyledikleri aklımı karıştırırken aklıma Araf'ın hasta olduğu gelince elimi hızlı bir şekilde alnına götürdüm. Araf bana her ne kadar kaşlarını çatarak baksa da aldırmadım. 

"iyi ateşin yok!"diye mırıldandım. Araf'ta umursamaz bir şekilde odaya girdiğinde bende arkasından girdim.Ve hiç bir şey demeden büyük ve geniş yatağa uzanıp Araf'a sırtımı döndüm. Mehmet'e de çok ayıp etmiştim. Bugün onun gözlerinde ilk defa hayal kırıklığı görmüştüm ve bunun sorumlusu bendim buradan çıkar çıkmaz ilk işim onun gönlünü almak olacaktı. Fakat gitmeden önce beni almaya tekrar geleceğini söylemişti. Yine gelir miydi? Ya geldiğinde onu Araf görürse? İşte o zaman hiç iyi şeyler olmazdı. Araf'ın bana seslendiğini duymamla Araf'a doğru döndüm. 

"Sana sesleniyorum duymuyor musun?"diye sordu. 

"Hı?"diye mırıldandım. Araf kaşlarını çatarak bana baktı daha sonra konuşmaya devam etti. 

"Çok dalgınsın! Benden sakladığın bir şey mi var?"diye sordu. Bu sorusu karşısında önce yutkundum daha sonra toparlanarak cevap verdim. 

TEHLİKELİ KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin