47.BÖLÜM

3K 121 43
                                    


Kan.
Acı, sızı, sancı!
Alnımdan yanağıma düşen sıvı tenimde ufak bir karıncalanmaya neden oluyordu. Nefesim kesiliyormuş, bedenime keskin bıçaklar sağlanıyormuş gibi hissediyordum. Ben zar zor nefes almaya çalışırken boğazımda bir el beni öldürmüşçesine sıkıyordu. Bu fiziksel olmasa bile bana hissettirdiği bu duygu gerçekmiş gibiydi. 

Tüm bu ağrı ve sızıların arasında kulağıma aşikar olan o sesi duydum.

"Yağmur, aç gözünü güzelim." Duyduğum bu ses için şu an ölmeye hazırdım. Bu yumuşak ve endişeyle çıkan ses Araf'a aitti.

"Güzelim." Bir kez daha duyabilmiştim özlediğim bu tonu. Gözlerim kapalıydı, ama kulağıma aşikar olan bu sesi duyabiliyordum. 

Daha sonra bir daha ses gelmedi huzur bulduğum o sesten. Sadece bir el saçlarımda geziniyordu. Saçlarımda gezen bu el bedenimde ki ağrıların yok olmasına sebep oluyordu sanki.


"İyi misin?"

Gözlerimi açar açmaz duyduğum ilk ses Araf'a aitti. Hemen yanı başımda durmuş bir eli saçlarımdaydı. 

"Ona toparlanması için biraz zaman verin, vücudunda ki ezilmelerin iyileşebilmesi için zamana ihtiyacı var." Ardından duyduğum bu ses beyaz önlüklü kır saçlı adama aitti. 

"Araf." Dudaklarımın arasından dökülen bu kelimeden sonra Araf'ın yüzünü gördüm. 

"Güzelim."dedi tekrar. Bugün bu kelimeyi kaçıncı defa söyleyişiydi bu bilmiyorum ama hoşuma gidiyordu. 

"Senin yanına gel-" devamını getiremedim çünkü sözümü kesmişti.

"Şş şimdi değil, dinlenmen gerekiyor."diye fısıldadı daha sonra hemen yanımda kalan boşluğa sığmaya çalışarak ellerini yüzümde dolaştırdı. 

Onun bana ola şefkatini o kadar özlemiştim ki neredeyse duygusala bağlayıp ağlamaya başlayacaktım. Başımı olumlu anlamda salladım. Ve burnuma dolan denizimsi kokusuyla uykuya daldım.

******


"O arabanın plakasını bulacaksın Eray! Sadece arabanın plakasını da değil onunla beraber direksiyon başında ki o şerefsizi de bulacaksın!" Araf'ın soğuk ve yüksek çıkan sesiyle gözlerimi açtığımda ikisininde bakışlarını bana doğru döndü. 

"Sen çıkabilirsin Eray." Araf'ın verdiği emirle odadan ayrılan Eray gülümseyerek başını öne eğdi. Sanırım bir nevi geçmiş olsun dileklerini sunuyordu.

"Nasıl hissediyorsun kendini?"diye sordu yumuşak çıkan sesiyle. İyi hissediyorum der gibi başımı salladım. 

Daha sonra dudaklarımı aralayarak ilk doğru cümlemi kurdum.

"Hastaneden ne zaman çıkarız?"diye sordum. 

"Bir hafta daha."diye yanıt verdi.

"Ben istemiyorum, hastaneleri sevmediğimi biliyorsun."diye mırıldandım. Araf derin bir nefes alarak konuşmaya devam etti.

"İyi olana kadar buradayız, istesen de istemesen de." Araf'ın kurduğu cümleden sonra ne diyeceğimi bilememiştim. Çünkü söylediklerinde oldukça ciddi ve kararlı görünüyordu.

"Araf."diye mırıldandım yorgun ve bitkin çıkan sesimle. 

"Söyle güzelim."

"Bir hafta sonra ilk kez bu kadar fazla güzelim dedin bana. Bu kelimeyi dudaklarının arasından dökülmesini bile çok özlemişim."diye itiraf ettim. Gülümsedi. Araf'ın bir hafta sonra ilk gerçek gülümsemesiydi.

TEHLİKELİ KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin