49.BÖLÜM

2.9K 121 26
                                    


Mezarlık.
Bugüne kadar hiç sevmediğim bir yerdi, o mezarlıkta hiç bir yakınımın olmamasına rağmen hiç sevmezdim. Çünkü bilirdim mezarlıklar hep acı verirdi insana. Öyle acılar verirdi ki insana bir an orada yatanın kendi olması gerektiğini düşünürdü.

Yanımda benimle beraber yürüyen Araf'a baktığımda yüzünde hiç bir ifadenin izi olmadığını gördüm. 

İfadesizdi.

Onun yanına olduğumu hissetmesi için ellerini tuttum.
Sıkıca, hiç bırakmayacakmış gibi.

O da bunu fark etmiş olacak ki elimde ki elimi sıkıca kavradı. Daha sonra adımlarımızı hızlandırarak Araf'ın bugüne kadar hiç bahsetmediği annesinin mezarına doğru ilerledik.
 Adını dahi bilmiyordum. Ama bugün öğrenecektim. Dakikalar sonra duraksadığımız da karşımızda ki mezara uzun uzun baktım. 

Bahar Demirsoy.

Araf, derin bir nefes alıp yutkunmaya çalıştığında anladım karşımızda ki mezarın altında yatanın Araf'ın annesi olduğunu. Mezarla aramızda ki mesafeyi kapattığımızda Araf özenle elinde ki rengarenk çiçekleri mezarın üzerine yerleştirdi. 

"Merhaba anne." Araf'ın fısıltıyla kurduğu bu cümleyi zor bela duymuştum. 

Sonra bana doğru döndü.

"Sana, senden sonra en değer verdiğim kişiyi karımı getirdim."diye mırıldandı, buruk bir ifadeyle gülümser gibi.

"Eğer şu an hayatta olsaydın, hem çok mutlu olur hem çok kızardın bana. Mutlu olurdun çünkü benim mutluluğum seni de mutlu ederdi, kızardın çünkü senden sonra başka birine çok değer vermemi istemezdin." 

Araf'ın kurduğu bu cümleden sonra sesinin titrediğini fark ettim. Kendini ne kadar kötü hissettiğini az çok tahmin edebiliyordum. Ellerimi Araf'ın omzuna koyarak başımı omzuna yasladım. Araf bakışlarını bana doğru çevirdiğinde gözlerinin içinin kırmızı olduğunu gördüm. 

"Araf,"diye fısıldadım kulağına doğru eğilerek.

"Söyle güzelim."

"Yalnız değilsin, biliyorsun değil mi?"

Avuç içleriyle yüzümü kavrayarak gözlerini kapattı.

"Biliyorum."dedi hafif tebessüm eder gibi.

"Her zaman yanımda olacağını biliyorum." Araf'tan ayrılarak mezara biraz daha yaklaştım. Ellerimi mezarlığın üzerinde ki toprakta gezdirirken Araf'ın bakışlarını üzerimde hissediyordum.

"Ben annemi hiç tanımadım."diye başladım konuşmaya.

"Bu yüzden Araf'ın şu an çektiği acının büyüklüğünü anlayamam. Tek bildiğim Araf'ın sizi çok sevdiği," Kurduğum son cümleden sonra Araf başını olumlu anlamda salladı.

"O sizi çok seviyor, bende oğlunuzu. Bugün buraya size teşekkür etmek için geldim. Sizi hiç tanımasam bile teşekkür etmek istiyorum. Araf gibi bir adamın annesi olduğunuz için. Onun yaşadığı tüm kötülüklere rağmen güçlü durmayı öğrettiğiniz için." 

Araf gülümseyerek bana baktığında kollarını açtı. Kollarını bana doğru açmış olan Araf'a sıkıca sarıldım. 

Araf yüzünü saçlarıma gömerken bende onun denizimsi kokusunu içine çektim. Dakikalarca mezarın önünde sarılı bir şekilde durduk. 

Ben kendimi geri çekerken Araf yüzümü inceliyordu.

"Biliyor musun?"diye sordu.

TEHLİKELİ KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin