Başkan

18 2 0
                                    

Dört adam siyahlar içinde konuşuyorlar, gece çökmüş... Sular kıyıya vuruyor, oradaki kumlar ses çıkartıyor üzerini nehir suları örttükçe... Nerede oldukları belirsiz lakin ne istedikleri açık... Bir şeyler planladıkları belli! Her biri Mısır'ın makûs kaderini değiştireceklerinden habersiz belki de... Harekete geçmeye hazırlanıyorlar... Başkan'ın, Hazreti Musa için kurduğu tuzaklar Firavun'un konseyi ile hayat bulacaktı eğer Âlim ile yaptığı anlaşma uygulanırsa. ''Dikkat edin,'' dedi Başkan, Âlim'i kastederek. Haman, Karun, Bel'am ve Başkan da bütün planların içinde... Ama birisini istemiyorlar... Her şeye engel olacağını düşünüyor Bel'am...

''Yapma,'' diye bağırdı Haman ama durduramadı olacakları. Bel'am hançerini çekti sakladığı yerden ve bıçakladı Başkan'ı. ''Sen olmadan istediğimiz ne varsa elde edebiliriz,'' diye bastı kahkahayı sonrasında. Başkan yere düşerken ağzından saçtığı kanlar etrafı ıslattı. Haman ve Karun böyle olmasını istemiyordu ama Bel'am bütün gücü eline almak için her şeyi yapardı. ''Artık konseye gidebiliriz,'' dedi Bel'am ve gülümsedi tekrardan. ''Yeni bir krallık bizi bekliyor,'' diye devam etti sözlerine.

Ve vakit kaybetmedi Bel'am. Sandalın kıçındaki koltuğu suya bıraktı. Gözü ipte, küreklere olağanca kuvvetiyle asıldı. ''Ne bekliyorsunuz?'' diye sordu Haman ile Karun'a. Nil Nehri'nde ilerlemeye başladı, gözden kayboluyordu yavaş yavaş. Yaptıkları söylediklerinin teminatıydı anlaşılan.

Dostları da yetişti hemen arkasından. Onlar da bir çırpıda sandala atladı. On dakika sonra arkalarındaki cesedi de görmez oldular. Sis, gitgide bastırıyor, gecenin kasveti üstlerine çöktüğü gibi geleceklerini de söndürüyordu. Beyaz kuşların siyah gölgesi belirginliğini yitirmişti lakin ağaçlar seçilmiyordu.

Uzaktan uzağa insan sesleri geliyordu ama nereden? İlerideki ormanın oradan hayvan tınısı da yitip gidiyordu ardından. Yakınlarda, pek yakınlarında bir hışırtı da duyar gibi oldu Karun ve bu yüzden korktu ama kimsenin duymadığını görünce o da aldırmadı. Ve sessizlik hâkim oldu uzun, dönemeçli Nil Nehri boyunca. Kimse ne konuştu ne bir şey söyledi. Üstlerindeki bir kuş acı acı ötünce dağıldı bütün kasvetli hava ve bu sayede birbirlerini daha çok yaklaştılar, sandalın küçüklüğü yetmiyormuş gibi.

İki küçük dar aradan geçtiler korka korka, uzunca bir yol aldılar ve en sonunda hedeflerine yaklaştılar. Yol boyunca tek uyamayan kişi Bel'am sayılırdı ve güneş ağarmaya yaklaşmışken ''Zengin olacağız,'' diye bağırdı. Zenginlik, bir insanın ömrüne bedeldi oysa. Sese uyanan diğer iki adam da doğruldu yerlerinden. Haman, Karun ve Bel'am... Güce kavuşma hayali kurarken üç adam, Mısır'ın en büyük şehrine baktılar ve sonrasında gözden kayboldular.

Gül Yangını | Musa'nın DirenişiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin