13/07/18
iyi okumalar...
&&&&
Patika da günün kazancı keçilerin arkasında yürürken ardı sıra sessiz adımlarla gelen güzel ve ürkek kızın farkında değildi. İri adımlarını sağa doğru attığında başını yerden kaldırmayan kız da onunla aynı yöne adımladı. Ayağına takılan irili ufaklı taşları umursamadan geçen adamın aksine genç kız ayağının çarptığı taş yüzünden yere kapaklanmak üzereyken kendini dizginledi. Dizginledi dizginlemesine de başındaki kum u kontazın ( genç ve bekar kızların baş aksesuarı) altın rışmelerinin (saçak) çıkardığı sesle adamın arkasına dönmesi bir oldu.
Koca cüsseli adam gözlerini büyüterek baktığı kızı ürkütse de geri adım attıramadı. Kız, durduğu yerde adamın hareketiyle hareket etmeyi bekledi.
Adam, bir eliyle kasketini yukarı doğru kaldırıp kafasını havalandırırken diğer elini beline koyarak '' kız! Kız ben sana evine git demedim mi?'' dedi.
Genç kızdan ses gelmeyince daha da öfkelendi ''bela mısın başıma? Saldım seni git işte!'' Genç kız ellerini iç içe geçirerek bakışlarını birbirine sürttüğü lastik ayakkabılarına indirdi. Cemal, yerden aldığı bir taşı kızın ayağına doğru fırlatarak gitmesini ya da tepki vermesini bekledi. Ama olmadı.
''Bak, sen çok küçüksün... ona veremem seni. Git evine daha geç olmadan.''
Mahah, ''Keçilerim olmadan yengem eve almaz beni'' diye mırıldandı ince, naif sesiyle.
Adam önüne katmış olduğu iki hayvana doğru döndü. Almış başlarını gidiyorlardı. Koşa koşa önlerine çıkmaya çalıştığında kız da aynı şekilde koşmaya başladı.
Cemal, derin bir nefes alırken hayvanları yakalamayı başarmıştı. Aklına gelenle arkasını döndü. Kız hala peşindeydi. Pes etti genç adam kızın inadı karşısında.
''tamam al bunları da git!''
Kız sesini çıkarmadan keçilerine doğru yürüdü. Eline aldığı eski bir pamuk sapını sağa sola sallarken ''bırrr! Yeh yeh!'' dedi keçilere.
Adam, tamamen zararla geçen gününün hesabını yapmaya başlayarak göçebe çadırına doğru giden yolda yürümeye başladı. Kısa bir süre sonra kızın yine arkasında olduğunu fark etti.
Bıkkınlıkla döndü ve '' keçilerini de verdim artık düş yakamdan! Bir boktur yedim seni Ferman' a vermedim, pişman etme daha fazla yürü git evine!'' diye gürledi.
''Ben yolu bilmiyorum ki! Ne taraftan geldik? O dut ağacı çayın neresindeydi?''
Cemal, avuç içi ile alnına bir tane vurarak ''şansıma tüküreyim şansıma! Bir çocukla rezil oldum bu yaştan sonra. Hadi düş önüme hava iyice kararmadan seni köyünün yoluna bırakayım. Daha da kız başına dolanma buralarda!''
Mahah, başını sallayarak geldiği yönün aksi yönüne doğru döndü. Bir iki adım attıktan sonra arkasını dönüp adamın gelip gelmediğini kontrol etti. Arkasındaydı. Cemal' in önüne geçmesiyle derin bir nefes alıp adamın peşinden hızla adımlamaya başladı yolu.
Merhabalar! oy ve yorumlarınıza talibim. Zira bu kurgu diğerlerinden farklı olarak oy ve yorum yeter sayısına göre diğer bölüme geçirecektir sizi. niye derseniz, ellili yıllar benim için çok uzak bir tarih , çok araştırma ve emek istiyor. karşılığını almak isterim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜL CEMAL
General FictionEllili yıllarda; Suriye' den Türkiye' ye uzanan, sınır tanımayan bir aşkın hikayesi... Mahah ve Cemal'in hikayesi. işe yaramayan, her pis işte parmağı olan fakat köyün gözde bekarı, bıçkın delikanlısı Cemal... delikanlı dediğime bakmayın otuzuna da...