5.Bölüm

12.5K 834 162
                                    

İyi okumalar...

     kubk4353      İthafen...

&&&&

Akşam karanlığına kalmışlardı. Çayın üstünden geçerken geri dönüp Mahah' ın elinden tutmak istedi. Kız aniden duran adama çarpınca korkuyla irkildi. Zaten tanımadığı bir adamın peşine takılmış olmanın verdiği endişeye ''yavaş le erebe (Arap kız! (aşağılama değil, seslenme)) önündeki adamı da mı görmüyor koca gözlerin?'' diyen kaba seste eklenince akıtmaya başladı iri taneli incilerini yeniden.

''Çok düşünme yaşlanırsın çok ağlama kör olursun!'' dedi Cemal.

Başına ne geleceği hakkında hiçbir fikri yoktu. Eve dönersem amcam eve alır mı? diye içinden geçirirken ''nereye gidiyoruz?'' diye sordu.

''Ben düşünme diyorum o ne soruyor?''

''Beni kaçırdın sonra bıraktın, sonra evime kadar girdin yine kaçırdın. Herkes beni nasıl hatırlayacak biliyor musun?''

Cemal elinden tutup çaydan geçirdi kızı, kısa bir yürüme mesafesinden sonra ''burada kimse seni tanımadığı için hatırlamaz da. Ben seni bir defa kaçırdım ikincisi yardımdı onda da başıma kaldın.''

Genç adam iyilik yaptığını düşünüyordu ama kızın daha çok ağlamasına sebep oldu ''bir amcam kalmıştı o da senin yüzünden yok artık. Beni gözetleyen o kart adamı mı vereceksin?''

İç çekti Cemal, veririm demedi ama vermem de diyemedi ''hepsi senin suçun. Kız başına çobanlık yapıyorsun yetmiyor bir de uyumuşsun. Ben vicdanlı adamım da bir şey yapmadım sana.'' Elbette ki vermeyecekti! Bu küçük (!) narin, gözleri ömre bedel kız verilir miydi evli barklı adama? Vermek gibi bir hata yaparsa her iki cihanda da cehennem azabı yaşardı Alim Allah!

''Nasıl? Kaçırdın işte. Keçilerimizi bile çalmışsın daha ne yapacaktın?''

''Le erebe, yürü yürü! Gerçekten çocuksun sen. Boy tam akıl noksan!''

''Arap değilim ben, niye öyle hitap ediyorsun?''

''Suriyeli değil misin erebe?''

''Evet ama...''

Kıs kıs güldü Cemal, konuyu değiştirip kızın o an ki sıkıntısını almak istiyordu. Birden ciddileşip ''adın ne peki?''

'' Mahah' ım ben Mahah Şerif.''

İç geçirdi genç adam, ellerini belinde birbirine kenetleyerek omuzlarını dikleştirdi ve yürümeye başladı ''Mahah... güzel Mahah... '' diye kendi kendine mırıldandı. Mahah, yürümeye başlayan adamla tekrar peşinden koşturdu. Cemal, önden giden hayvanlar ve ardı sıra gelen kızla beraber yavaş yavaş yürüdü köyüne doğru.

Allah' tan köydeki çoğu ev taşınmıştı. Etrafı kolaçan etti kimseler yoktu ortalıkta. Kerpiç duvara doğru uzanan tahta kapının çengelini kaldırıp hızla içeri girdi. Arkasını dönüp, olduğu yerden dikilen kıza ''hadi gelsene!'' dedi. Genç kız, titreyen adımlarıyla içeriye doğru yürüdü.

Cemal, karanlıkta etrafına bakınarak gaz lambasını aradı. Bulamadı! Annesi eski yeni dememiş her şeyi götürmüştü kendisiyle. Yanaklarını şişirerek ofladı ''Sen açsındır da şimdi!''

Mahah' dan ses çıkmadı. Ama Cemal anladı. O bile acıkmışsa bu kız nasıl acıkmasın bu saate kadar? ''Sen korkmadan bekle beni burada, sakın çıkma '' dedi ve dışarı çıktı. Köy meydanına doğru indi ağır adımlarla, fiyakasından asla taviz vermezdi. Emo' nun evinden zayıfta olsa bir ışık süzülüyordu. Anlaşılan evdeydi, uyumamıştı.

GÜL CEMALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin