25.Bölüm

9.6K 645 443
                                    

goknurercan ithafen.....

İyi okumalar...

&&&&

Mahah, kayınpederinin karnını iyice doyurduğunu görünce mutlu mesut bir şekilde ayaklandı. Mustafa efendi, başını kaldırıp fidan gibi gelinin gülen güzel yüzüne baktı. Bu kadar iyi kalpli olması adamın içini bir hoş etti. Onu düşündüğünü göstererek mutlu etmişti. Fato olsa bırak aç kalsın derdi kesin! Ama Mahah öyle miydi ?Peki bawo bunu hiç karşılıksız bırakır mıydı? Hayır! Kızın zayıf noktası Cemal' di. Ve elbette oradan yürüyecekti. Elini öne doğru uzatıp irice bir koyunu işaret etti.

''Mahah, bizim hayırsız sağ salim kurtuldu diye şu hayvanı keselim diyorum.''

Genç kadının gözleri kocaman oldu bir anda. Duyduğu şeye sevinmişti ama kendisinin ona hediye ettiği hayvanı işaret ettiğini sanınca bir garip hissetti.

''Bawo, kara koyunu mu diyorsun?''

Yaşlı adam, sarı dişlerinin etleri görünene kadar ağzını açıp güldü. Kendini zor da olsa toparladıktan sonra ''he ya, onu keselim dedim. ''

''Ama onu bana... tamam bawo nasıl istersen öyle yapalım.''

Yaşlı adamın gülmesi hırıltılı öksürüğü ile kesildi. Derin bir nefes aldı, yaş akan gözlerini sildi. Mahah onu ilk defa böyle gördüğünden şaşkınlıktan şaşkınlığa sürükleniyordu. Hem Cemal için kurban keseceğini söylüyordu hem de gözünden yaş akacak kadar gülüyordu.

''Kızım, o küçük hem de senin. Ben şu arkasındakini diyorum. İyileşsin de kessin dağıtalım şunu konu komşuya dehf-el bela için.''

Gülümsedi Mahah, ''Tamam bawo'' deyip etekleri zil çala çala evin yolunu tuttu. Bawo, Cemal' i seviyordu. Şeytan tüyü vardı bu adamda hiç sevilmez miydi ya? Tamam bawo kızmış olabilirdi ama sevmiyor anlamı çıkarmamak gerekiyormuş bundan. Kocası, yaşlı adamı hep yanlış anlamış, anlatmıştı. Bunu kendisine hemen haber vermeliydi. Çadırların başına geldiğinde süt sağmak için otlağa giden kızlarla karşılaştı. Adımlarını yavaşlattı. Kendisine verilen selamları aldı selam verdi. Köylü iyiden iyiye benimsemeye başlamıştı onu. Esma bile kötü kötü bakmıyordu artık ona. Ne mutlu bir gündü bu böyle?

Eve vardığında Cemal yatağında uzanmış dizlerini de karnına kadar çekmişti. Yüzü allak bullaktı. Hiçbir anlam veremedi genç kadın bu durumuna. Sonradan aklına dank edenle, acaba bawonun yanına gittiğim için mi böyle davranıyor?, diye içindeki huzur yerini telaşa bıraktı. Eyenin dışarı çıkmasıyla gidip Cemal' in baş ucuna oturdu saçlarını okşadı usul usul. Bir çocuğun başını okşar gibi bir şefkatle.

Ama Cemal, başını kaldırıp kadının yüzüne bakmadı. Gülümsemedi. Kızmadı. Çok dalgın görünüyordu. Mahah, yanına uzandı. Yüzünü okşadı bu defa ''Cemal, bir yerin mi ağrıyor? Bawoyu çağırayım mı? Belki hastaneye götürür seni '' artık kadın iyiden iyiye telaşlanmaya başlamıştı. Adamı tanıdığından beri böyle sessiz görmemişti.

Cemal, 'Bawo' sözüyle göz kapaklarını iyice açıp karısına baktı. Mahah bir şey anlamadı ama Cemal, içten içe ''bawo Emo' nun ortaya attığı yalanı duyarsa ağzıma sıçar'' diyordu. Sonra yüzünde garip bir ifade peyda oldu. Bir hesap yapar gibi kaşları bir iniyor bir kalkıyordu. Gözlerini kapatıp derin bir soluk aldı. Cemal, yok saymaya çalışıyordu ama ya kadın gerçekten gebeyse? Bunu nasıl açıklardı el aleme? Tam bir düzen kurmuştu kendine, olacak şey miydi bu? Neden Mahah değildi gebe olan? Elini kafasına götürüp tatlı tatlı kaşıdı düşünürken.

GÜL CEMALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin