8. Bölüm

12K 821 211
                                    

iyi okumalar...

&&&&

Cemal, ayakta dikilen kıza çevirdi bakışlarını iri gözleri biriktirdiği yaşları yeniden dökmeye hazırdı. Olumsuzca kafasını salladı genç adam ''eye, bawoya bir şey söyle evlenmem ben, istemiyorum!''

Zaten heyheylenmişti yaşlı adam varlığına tahammül edemediği oğlunun sesini duyunca daha da öfkelendi. Dikdörtgen uzanan küçük odanın bir ucundan diğer ucuna doğru kulak kesildi. Doğru mu duydum? dercesine gözünü kısıp baktı. Karısının tüm susturma çabalarına rağmen oğlunun sesini daha da yükselterek '' evlenmem bu çocukla...'' demesiyle nasıl yanına vardığını anlamadan bastı tokadı yüzüne. Mahah, korkuyla gözlerini kapatırken iki elini birden kendi yüzüne siper etti.

Cemal'in başı yana düştü annesi daha sıkı sardı oğlunu ''Yapma yazık! Öldürecek misin çocuğu? ''

Hiddetle elini öne uzatıp oğlunu işaret etti Mustafa efendi ''duymuyor musun evlenmem diyor! Ulan kopek oğlu kopek, çocuksa niye kaçırdın milletin kızını?''

''İyilik ettim eve aldım. Ne etmişim? Sor... sor kıza, bir şey yapmış mıyım?''

''Sus! Besudum! Babamız bize bir şey diyecekti de biz de karşı gelecektik. Hem de kız kaçırdığımız halde! Evlenme lan evlenme. Gider kızı veririm amcasına ne ederlerse etsinler. Seni de gebertip bir çukura atsınlar. ''

Karısı hemen itiraz etti ''Allah korusun!''

Adamın suçlayıcı işaret parmağı yine yöneldi Cemal' e ''Bu bizim imtihanımız. Ve korkarım ki bir köşe de öldürüp bok çukuruna atacaklar kalan üç beş yıllık ömrümüzde ona yanmakla geçecek'' sonlara doğru sesi iyice kederli çıktı, sinirden uzaktı.

Fatma kadın, oğlunun yüzünü okşarken ''Evlen oğlum. Hep biz sağ olup sana hizmet edecek değiliz ya. Kız güzel, yaşı küçük diyorsun olsun! Açılmamış beze. İstediğin şekli ver. Hem sana hizmet eder hem de yaşı geçkin kızdan iyidir, gözü açılmamıştır.''

Mahah, kendisi için yapılan pazarlığa baktı. Biri nikahına al derken diğeri istemem diyordu. Her yerde fazlalık olduğu hissettirilirken kimse ona ne istediğini yine sormadı. Akıllarına dahi gelmedi. Acaba Mahah, bu adamla evlenmek istiyor muydu? Hayır istemiyordu ona ne istendiği sorulsaydı annesi, dedesi, halası ve amcasıyla yaşadığı on yıllık hayatına dönmek isterdi ya da annesi olmasa bile dedesine tek başına hizmet ettiği o altı yıla...

Cemal, hırsla yerinden doğruldu. Bir desteğini daha kaybetmişti. Onsuz tuvalete bile çıkamadığı kasketini almadan kapının önüne çıkarken sessiz hıçkırıklarla ağlamaktan helak olan kıza baktı. Sinirle yüzünü buruşturup çıktı odadan. Aslında siniri kıza değildi adamın, böyle nikahsız şartsız şurtsuz güzel bir ömür sürerdi bu kızla. Ama işin içine nikah girdi mi el kol bağlanacak, bu kıza karşı yüklendiği sorumluluk ayağına pranga takılmış gibi hissettirecekti.

Dışarı adımını atan Cemal, hala merakla evin çevresinde dolanan adamlara baktı umursamadan çöktü kapının önüne, verdi sırtını kerpiç duvara. Cebinden çıkardığı tütün poşetinden sarılı olan sigarasını çıkarıp yerleştirdi dudağının kenarına.

Fatma kadın, yerinden doğruldu hala ayakta olup için için ağlayan kıza yaklaştı. Elinden tutup yerdeki kilime oturttu.

''Kimsin , necisin?''

Burnunu çekip kadına baktı Mahah '' Suriye' denim. Ömer Şerif' in torunuyum.''

Yaşlı kadın tanımış, duymuş gibi başını salladı ''Anan baban yok mu?''

GÜL CEMALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin