İyi Okumalar...
&&&&&
Evinden içeri adımını atar atmaz , çektiği sancıya rağmen eteğini yukarı sıyırmış olan genç kadın, başını eğip lastikli donuna baktığında bebeğinin durumunun hiçte iç açıcı olmadığını anlamıştı. Onunla bir geleceği yoktu. Cemal'e müjdeli haberi vermek için çıktığı yatağına geri döndü, kahrolmuş bir halde. Adam bebeği kabullenmemekle kalmamış ona dilenci muamelesi yapmış yarım çuval sadaka unu ile geri yollamıştı. O yükü de sırtlandıktan sonra bebeğin hayatta kalmak için hiçbir şansı kalmamıştı. Yaklaşık bir haftadır serili döşeğinden zaruri ihtiyaçlar dışında kalkmayan Emo, tahta kapının art arda tıklatılmasıyla güçlükle yerinden doğruldu. Beli iki büklüm olmuş , kamburu çıkmış, soluk teni, kapakları kırgın gözleri amansız bir hastalığa yakalanmış görüntüsü vermişti.
Tahta kapıyı yan duvardaki çiviye bağlayan ipi çözüp kapıyı araladı. İçeri süzülen ışıkla gözlerini kırpıştırarak başını önüne eğdi. Karşısında duran adamı ayaklarından tanıdı. Tanıdı tanımasına da ihtimalde vermiyordu kapısına kadar gelmiş olmasına. Eğik başını yavaş yavaş yukarı doğru kaldırdı. Göz göze gelmeye korktuğu gözlere bakmak zorunda kaldı bir anda. Adam onun her hareketini sessizce ve dikkatle izliyordu.
Derin bir nefes alıp kendini toparlamaya çalıştı ''neye geldin? '' diye sordu.
Kadın kaşlarını çatıp en kırgın sesiyle de olsa konuşmasaydı ,Cemal karşısındaki kadının Emo olduğuna inanmazdı. Tedirgin yüzünü biraz daha endişe sardı. Bu kadın beş altı yıl önce kiralık eski bir ciple kimsesiz gariban Haşim' in evini şenlendirmeye ona yuva olmaya gelen kadın değildi sanki. O zamanlar gelini al duvağın altından görmeye çalışan orta yaşlı kadınların ''Allah kimsenin bahtını tamamen karartmaz, yıllarca çekti kimsesizlikten. Kimse kız vermedi. Demek ki kaderinde kısmetinde ta kaç günlük yoldan gelen bu dilber varmış'' dediklerine şahit olmuştu. Çoğu adam kıskanmıştı Haşim'i, nasıl oldu da bu ayı gibi adama böyle bir kız verdiler, diye konuşmuşlardı. Genç kadınlar ise, vardır bir bit yeniği! kim kızını bu sersefil adama verir, kesin altında bir şey vardır , diye kendilerini avutmuşlardı. İşin aslını ne merak etmiş ne de duyduklarına kulak asmıştı Cemal. Çok sonradan, Emo ile yoldaşlık yaptığı son iki yılda, anlamıştı durumunu. Emo da hem yetim hem öksüzdü. Ağabeylerinin eşleri kendi aralarında anlaşmazlığa düşmüşlerdi. Emo hangi evde kalacaktı? Kimse istemedi, bir boğazı daha beslemek ağırlarına gidiyordu. Bu yüzden ilk defa bir olup bir karar aldılar ve büyük yengesinin köylüsü Haşim' in kız aradığını duyunca çağırıp vermişlerdi.
Haşim saftı, iyi niyetli bir adamdı. Çocuğu olmamasına rağmen Emo ile arası da çok iyiydi, mutluydu. Ama ne var ki yakalarını bırakmayan yokluk yüzünden karısından ayrı düşmek zorunda kaldı. Haşim, birkaç köylüsünün peşinden Suriye' ye kaçağa gidip gelmeye başladı. Oradan süslü kadın yelekleri , elbiselik kumaşlar , hazır fistanlar ve şehr (kofinin altında bağlanan kalın büyük eşarp) getirirken buradan yağ, davar, çanak çömlek götürüyordu. İlk aylar günü birlik gidip gelirdi. Sonra haftalarca kalmaya başladı ve en sonunda gidip dönmedi. Ne iyi ne kötü haberi de gelmedi. Başlarda çıkan söylentilere, Haşim, Emo' dan çocuğu olmadığını görünce kendine Suriye' li birini buldu. E kadınları da bakımlı, hiçbir iş yapmıyorlar. Onlar gibisi de yanlış ama erkek işte, Haşim de olsa erkek! Kandırdılar herhalde, inanmadı Emo. Ama her geçen gün umudunu yitirmesine sebep oldu. Ve tam da en karanlık günlerinde ışığı olmuştu Cemal. Hainlikle yanına yaklaştığını anlamamıştı ve Cemal de Mahah 'ı nikahına alana kadar kadına öyle yaklaştığını hissetmemişti. Yiyeceğini giyeceğini veriyordu. Koruyup kolluyordu. Nikah olmasa da karısı gibiydi. Nikah kıyıp alenen başına bela etmek istemiyordu. Emo da, onun nikahtan korktuğunun farkındaydı ara ara dillendirse de ısrarcı değildi. Adama her dem kapısı açıktı. Netice de her ikisi de mutluydu. Ama bugün her şey alt üsttü. Emo, bugünkü kadın, Cemal'in iki yıldır evinden çıkmadığı kadın gibi de değildi. Çökmüştü! Kocası gittiği ilk dönem bu haldeydi. Sonra gün be gün toparlanmış kendine gelmişti. Ama o zaman desteği vardı şimdi ise....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜL CEMAL
General FictionEllili yıllarda; Suriye' den Türkiye' ye uzanan, sınır tanımayan bir aşkın hikayesi... Mahah ve Cemal'in hikayesi. işe yaramayan, her pis işte parmağı olan fakat köyün gözde bekarı, bıçkın delikanlısı Cemal... delikanlı dediğime bakmayın otuzuna da...