ArcEnCiel9 ithafen...İyi Okumalar...
Cemal, büyük bir korku ile çocuğa döndü. Kaşlarını çatıp bakışlarını çocuğun üstünde gezdirdi yalan söyleyip söylemediğini anlamak için. Ama çocuğun ikna edici bir şey söylemesine gerek kalmadan arkada omuzlarında tüfekle art arda verip yürüyen keskin bakışları sağı solu detaylıca tarayan askerleri gördü. Gözlerini yumdu. Sıkıntıyla solumaya başladı. Her şey yeni yeni düzene girmeye başlamıştı. Bawo ile bile arasında bir gönül köprüsü kurulmuştu. İletişim vardı. Şu askerler de nereden çıkmıştı ki şimdi?
Koluna yapışıp sırtına vuran eye ile kapalı gözlerini hızla araladı. Kolunu çekiştirdi bertaraf etmeye çalıştı eyeyi. Askerlerin iyice yaklaşması ile paçaları tutuştu adeta. Elini hızla çekiştirirken ''bawo kurban olayım eyeyi al götür. Benim saklanmam gerek.''
Bawo da büyük bir şokla bir karısına bir oğluna baktı ''nereye kadar kaçacaksın? Git yap şu askerliği kurtul!''
''Bawo şimdi değil!''
Cemal eyeden bir yumruk daha yedi '' kirletme kendini dedim hey haram! Bu çamurlu ayaklarla gireceksin yatağa sonra yıka Fato yıka!''
Genç adam şaşkınlıkla bakışlarını eyeye indirdi ''Ne oldu sana eye? Bawo al eyeyi ben gideceğim'' dedi. Bawo çaresizce karısının kolunu çekiştirdi. Cemal' i ondan kurtardı ama ikisinin üst üste çamurlu toprağa düşmesine mani olamadı. Karısının ''Haram hey haram! '' diye bağırıp kalkmaya yeltendiğini görünce sıkıca kavradı belinden kalkmasını engelledi.
Cemal arkasını dönüp baktı. Geri dönüp onları yerden kaldırmak istedi ama bawo başını olumsuzca salladı. Askerlerin yaklaşması korkusunu arttırdı. Kalbi göğüs kafesini delip dışarı çıkmaya ant içmiş gibi atarken, atış sesi kulağında yankılanıyordu. Bu defa ki korkusu tamamen Mahah' ı ardında yalnız bırakmak ondan ayrı düşmekti. Bu zamana kadar yalnızca kendini düşünen adam bugün üç kişiyi düşünüp ona göre telaş yapıyordu.
''Bawo Mahah yalnızdı. Korkmuştur askerleri görünce, eyeyi al çadıra git. İki canlı biliyorsun!''
Bawo yüzünü buruşturdu altında ezildiği kadının yüküyle . Eye kımıl kımıldı. Bıraksa orada türlü rezalete sebebiyet verirdi.' 'Tamam hadi git!'' dedi . Dişlerini sıkarak kadını iyice tuttu ilerde onları izleyen çocuğa seslendi '' Hamza, gel Fato teyzeni kaldırmama yardım et!''
Çocuk koşa koşa suyun çamurun içine girdi yardımlarına yetişti. Cemal ise su dolu arkın içinden koşmaya başladı ki ayak izi fark edilip peşine düşülmesin. Nefesi tıkanana kadar koştu uzun boylu kendirlerin bulunduğu tarlaya doğru. Bir gözü sürekli arkasındaydı. Üç adımda bir ardını dönüp iyice ufalan görüntüye baktı. O onları görmüyorsa onlarda onu görmüyor olmalıydılar. Nihayet kendirlerin arasına daldığında eğilip iki elini dizlerine koydu. Kesik kesik öksürerek soluklandı. Gözünün önü kararıyordu. Gözlerini yumup açtı. Ne çare! Bu defa da alnından damlayan ter gözüne girip yaktı. Başını çevirip omzuna sildi terini. Doğrulup üç beş adım daha yürüdü. Tarlanın arasından geçen arkın sırtına oturup ayaklarını içine daldırdı. Ellerini de suya daldırıp daha öne uzattı. Avucuna doldurduğu suyu yüzüne çarptı üç beş defa. Kendine gelmeyi gözleri kapalı bir şekilde bekledi. Nefesi hala düzene girmemiş, kulaklarında nerden geldiğini anlamadığı uğultular vardı. Ama o ses kendi bedeninden; kuruyan boğazından , gümbürtüsü dinmeyen kalbinden geliyordu.
Yavaşça gözlerini araladı. Etrafa göz gezdirip kulak kesildi. Ses seda yoktu daha. Sıvadığı pantolonunun çözülüp suya çamura bulanan paçaları Cemal' i buruk bir tebessüme sürükledi. Ellerini tekrar suya daldırdı. Yavaş yavaş paçaları yıkamaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜL CEMAL
Genel KurguEllili yıllarda; Suriye' den Türkiye' ye uzanan, sınır tanımayan bir aşkın hikayesi... Mahah ve Cemal'in hikayesi. işe yaramayan, her pis işte parmağı olan fakat köyün gözde bekarı, bıçkın delikanlısı Cemal... delikanlı dediğime bakmayın otuzuna da...