BİTTİ!

5.8K 383 175
                                    

Hızla iblis korkutucu büyüsünü mırıldandım ve Bay Çatık aşın yanına gittim. Boğuştuğu iblisler bir anda arkasına bakmadan kaçınca şaşkına dönmüştü. Bir süre daha öylece yerinde kaldı ve bana döndü. Şaşırmadığım üzere kaşları yine çatıktı. Anlamıyorum kötü bir şey diyince de kaşları çatık, iyi bir şey yapıncada. En sonunda anın etkisinden çıkabildim ve umursamaz bakışlarımı takındım. Bu sırada onun gözlerine baktığım için bir an şaşkınlık duygusu gördüm gözlerinde ama kendim de uyduruyor olabilirdim. O da kendini toparlayınca yerinden kalktı ve üzerindeki tozları silkeledi. Tekrardan bakışları bana dönünce konuşma ihtiyacı hissettim.

"Yakınlarda konaklayabileceğim bir yer biliyor musun?"

"Gidiyor musun?" Diye sordu hızla. Bu sefer emindim ki şaşkınlık vardı gözlerinde. Ama yine deminki gibi hızla geldi ve geçti. Kafamı yavaşça yukarı aşağı salladım.

"Madem geldin, burada kalmak zorundasın. Bütün kasaba iblislerle dolu." Kafam ona dönerken hızla iki yana salladım. Burada kalamazdım, hele ki Fundanın o bakışlarından sonra...

"Teşekkürler ama bunu kabul edemem. Bu saatten sonra kendi başımın çaresine kendim bakabilirim. Her şey için teşekkürler ve yaşattığım her şey için özür dilerim" dedim sonlara doğru gerçekten pişman çıkan sesimle. Bana uzun uzun baktıktan sonra omzunu silkti ve evine geri yöneldi. Ben de hızla bahçe kapısından çıkarken ne bok yiyeceğimi düşünüyordum. Bu kadar acıklı bir konuşmadan ve yaşanan olaylardan sonra, yine şanssızlık benimleydi. Bahçe kapısından çıktıktan sonra derin bir nefes aldım. Kendime birkaç güçlü korunma kalkanı büyüsü söyledikten sonra yavaş ve ürkek adımlarla ilerlemeyi sürdürdüm.
Paranoyaya bağlamış olmalıydım ki sürekli takip edildiğim hissine kapılıyordum. Ama her arkama baktığımda ise koca bir boşluk oluyordu. İyicene gerilmeye başlamıştım. Kendimi görünmez yaparak yoluma devam etmek iyi bir fikirdi ama bu enerjimi hızla yok ederdi ve akşama kadar çıkacak herhangi bir tehlikede kendimi savunamazdım. Birinin beni takip ettiğini anlamanın tek bir yolu vardı. İblislerin beyni çok küçüktü ve fazla bir şey akıl edemezlerdi. Hızla küçük çantamdaki aynayı çıkardım. Arkama baktığımda mosmor bir iblis hızla bana yaklaşıyordu. Belimdeki kılıcı hızla çıkardım ve iblisi ortadan ikiye ayırdım. Neyse ki kolay lokmaydı. Birinci seviye iblis. Mor olan iblisler birinci seviye güçte olurlar, mavi olanlar ikinci seviye , kırmızı olanlar üçüncü seviye ve son olarak siyahlar en güçlüleridir. Periler ve iblisler kitabında siyah iblislerin. kaçıncı seviye oldukları tam anlaşılamamıştır ama en az bir yarım melez kadar güçlü olduklarını duydum.

Yoluma içimdeki hafif bir rahatlama hissiyle devam ederken sarı küçücük bir kulübe gördüm. Bu tuhaftı çünkü neredeyse bütün gezegen mosmordu. Burası ya iblislerin mekanıydı ya da tek sığınabileceğim ev. Elimdeki iki büyülü silahla evin içine girdim. Kapıyı açmaya çalıştığımda çok azcık gıcırdamıştı. Kafamı yavaşça içeri soktuğumda ufak çaplı bir şok geçirdim. Burada bir sürü yetişkin insan vardı ve mekan koskocamandı. Yer altında sığınak gibi...

Hızla kolumdaki iblis bulucuyu onların üzerine tuttum. Bütün mekanı iblis bulucuyla kontrol ederken bunların iblis değil, öldüğünü sandığımız aile bireyleri olduğunu anlamıştım. Büyük bir coşkuyla mekana girerken bütün gözler beni buldu. Daha yeni fark ediyordum ki bu mekan çok lükstü. Sanki bir sarayda olan kokteyl partisi gibi. Hepsinin korku dolu gözleri beni bulunca benim bir canavar olduğumu düşündüklerini anlamıştım. Hızla okuduğum bir kitapta yazan, iblislerin söyleyemediği ve bizim iblis olmadığımızı kanıtlamak için bu kelimeyi söyleyebildiğimiz kelimeyi yüksek sesle söyledim.

Şuan ortamdaki gerginlikten eser yoktu. Herkes rahatlamış bakışlarıyla bana bakmaya devam ediyordu.

"Ben, dünyadan gelen melezim. Sakin olun sizi korumak için buradayım. Sizin deyiminizle birkaç ay biz dünyalıların deyimiyle 8 dakika önce buraya gelseydim her şey daha iyi olacaktı. Bunun için gerçekten tüm özürlerimi iletiyorum. Şimdi aranızdan büyücüleri, perileri ve elementi olanları alabilir miyim?"
Salondan çıt çıkmayınca hepsinin tedirgin olduğunu biliyordum. Hâla onlara bir şey yapacağımdan korkuyorlardı ve onlara tamamen hak veriyordum.

Ezik MelezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin