Multi; Bay Çatık Kaş
Onların kucaklaşmasını gözlerim dolu dolu izlerken annemi ne kadar özlediğimi fark ettim. Yüzüm de bir tebessüm oluştu bir anda. Ben kimseyi öldürmemiştim!
"Arasımmm" dedi annesi. Gözlerimi pörtlettim. Bay Çatık Kaş'ın ismi Aras mıydı? Güzel bir ismi varmış. Gerçi bu tipi olan bir çocuğa Muhittin ismi konulsaydı koşarak Dünya'ya ışınlanırdım herhalde. Kendi içimden söylediğime gülmeye başlayınca birkaç kişinin bakışı bana döndü. Ne yapıyor bu deli? Bakışlardan kendimi kurtarınca kafamı yere eğdim. Derin bir nefes aldım ve yanlarına gittim. Ben gider gitmez Aras bana doğru geldi ve sımsıkı sarıldı.
"Şimdi gerçek bir kahramansın."
Yüzüm de aptal sırıtışı engelleyemezken nefes alamadığımı hissettim. Gözlerimi kapattım ve ben de ona sımsıkı sarıldım. Belli bir süre sonra gerçekten daha fazla nefessiz kalamayacağımı anlayınca sırtına vurmaya başladım. Hızla kollarını belimden çekti. Ve yüzüme bakmadan babasına sarıldı. Derin derin nefesler aldım. Bu kadar olaydan sonra boğularak ölseydim kendimi affetmezdim. Gerçi ben ölümsüzüm ya...Sonun da sarılma ve özlem faslı bitince herkes dağıldı. Biz de benim odama geçtik. Aras'tan gözlerimi alamazken kendime bir beddua savurdum. Ve bilin bakalım ne oldu?
Hadi, hadi azcık tahmin edin....Kendime ettiğim beddua tuttu. Yere 2.90 uzanırken acıyla inledim. Sonra kendimi hızla toparladım ve silkelendim. Aras bana bakarak alayla sırıtıyordu. Çok komik hehe! O sıra da konuyu değiştiren Aras'ın annesi oldu. Büyük ihtimalle benim düştüğümü Aras dışında kimse fark etmemişti.
"Şimdi, bu Gezegen bizim elimiz de. Ayrıca Açelya, sana çok teşekkür ederim. Bizi oğlumla kavuşturduğun için"
Hafif bir tebessümle kafamı yere eğdim. Bu benim boynumun borcuydu. Onları zaman kaybıyla nasıl ayırdıysam, barıştırmakta benim görevimdi.
"Önemli değil" dedim. Ve sözlerime devam ettim.
"Evet size katılıyorum. Artık bu Mor Gezegen'i eski renklerine kavuşturma zamanı geldi." Herkes kafasıyla onaylarken bu sefer Aras'ın babası söze atıldı.
"Peki nasıl kurtulacağız?" Dedi sıkıntılı bir nefes vererek. Odada ki herkes düşüncelere dalarken birden ayaklandım."BULDUM!"
*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*
1 saat sonra;
Sığınakta ki herkes bir araya toplanınca sırıttım. Bu iş kesin olurdu! O sırada Aras'ın kolumu dürtüklemesiyle irkilerek ona döndüm.
"İşe yarayacak mı şimdi bu plan?" Diye fısıldadı. 32 diş sırıtarak kafamı hızlı hızlı yukarı aşağı sallayarak onu onayladım. Etraftakiler fısıldaşmaya başlayınca büyük mekan da uğuldamalar oldu. Mikrofona yaklaştım ve sahteden boğazımı temizledim. Fısıldaşmalar durdu ve herkes dikkatini bana verdi.
"Yaklaşık 10 dakika sonra iblisler burada olacaklar. Onlarla sözleşme yapıp Gezegen'i onlara vereceğimizi düşünüyorlar. Hepimiz pusuya yatacağız ve sahte bir kaç tane bize benzeyen robot yaratacağız. Böylece içeri girer girmez bunun bir tuzak olduğunu sanmayacaklar. Ben, bizi koruma kalkanına alırken siz ise onları teker teker indirmeye başlamış olacaksınız. Şimdi, hızlıca söyleyin. Zamanımız kısıtlı. Anlaşılmayan herhangi bir şey var mı?" İlk başta salon da çıt çıkmasa da daha sonradan bir kişi parmak kaldırdı. Söz hakkını ona verdim.
"Bizi koruma kalkanına alacağınızı söylediniz, bu durum da hepimiz aynı yerde mi pusuyacağız? Yerimiz belli olmaz mı?"
"Şimdi de hepinizi teker teker koruma kalkanına alabilirim aslın da.." dedim. Bu zaman alırmıydı ki? İblisler'in negatif enerjisini az çok hissetmeye başlayınca derin bir nefes aldım.
Gözlerimi kapattım ve aklım da kalan bütün koruma kalkanı büyülerini söylemeye başladım. Hepsin de koruma kalkanı olduğunu görünce rahatladım. Hızla Aras'a döndüm. Robotları o hazırlayacaktı.
"Robotlar hazır mı?"
Kafasını 'evet' anlamın da sallayınca gülümsedim ve diğerlerine döndüm.
"İblisler 5 dakikaya burada olurlar! Kendinize hemen saklanacak yer bulun!"
Sessiz kargaşa olur muydu? Evet, şuan tam olarak durum öyleydi. Herkesin kalbi ağızların da atıyordu. Bu hepimizin tek kurtuluş yoluydu...
Ben, hızlıca robotları yerlerine yerleştirdim ve saklanacak bir yer aramaya başladım. Tam o sırada biri kolumdan çekti ve içeri iblisler girdi. Nefesimi düzenledim ve arkam da kimin olduğuna baktım. Aras'tı.
Görebilmem için açılmış küçük deliğe ulaştım ve daha önce hafızama kaydettiğim ses kayıtlarını bütün robotlara aktardım.
Daha sonra iblisler dışın da bütün halka beyin gücümle ne zaman saldıracağımızı söyledim.
Şuan her şey yolun da gidiyordu. İblisler numarayı yemişti. Onlar sandalyeye oturdukları anda intikam alınacaktı. Hepsi teker teker oturdukların da görünmez oldum. Bütün iblisler buradaydı.
Elimde ki tırpanı da görünmez yaptıktan sonra yavaş yavaş adımladım. Sessiz olmaya inanılmaz derece de özen gösteriyordum ki o sıra da aklıma çok mantıklı bir fikir daha geldi. Uçarsam, ses çıkarmazdım. Ayaklarım yerden kesilirken kalbim yine çok hızlıydı. Herhangi bir yanlış, benim ölümüme yol açamasa da halkın ölümüne yol açabilirdi. Kimsenin benim yüzümden ölmesini istemiyordum.
Mor İblisler'in hepsi sıra sıra dizilmişti. Aynı hizadalardı. Şuan en önemli şeylerden biri de benim hızımdı. Hepsi oturur oturmaz sağdan başlayarak hızla boyunlarını kestim. Salon da bu sefer büyük bir kargaşa çıkmıştı.
Ben daha çok enerjiye ihtiyacım olduğu için görünmezlikten çıktım ve diğer ortanca güçlükte olan iblisleri teker teker indirmeye başladım. Tam o sıra da Aras'ın bana doğru atladığını gördüm. Ve kafam da hissettiğim acı sızı. Sonrası karanlık...
*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*
Gözlerimi büyük salon da araladım. En son hatırladığım birinin benim kafam da tabak kırması ve Aras'ın üzerime atlamasıydı. O neredeydi? İyi miydi? Yavaşça doğruldum yerimden. Yerde ki bol miktarda kanı yeni görüyordum.
Korkudan başım döndü. İblisler öldüklerin de kan çıkmazdı. Kül çıkardı. Bu kan...
Benim halkıma mı aitti. SIRF KENDİMİ KOLLAYAMADIM DİYE KOCAMAN BİR HALKI MI ÖLDÜRMÜŞTÜM?!Gözlerim yere daha dikkatli bakınca Aras'ı gördüm. Bembeyaz kazağı kan olmuştu. İlk başta şoktan hareket edemedim. Ölmüşmüydü?!
Gözyaşlarım gözlerime yavaş yavaş hücum ederken hızla yanına koştum. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştım bile.Ben bu vicdan azabıyla nasıl yaşardım?
Ona sarıldığım anda bir şey fark ettim. Kalbi, kalbi atıyordu! Hem de çok hızlı. Yaşıyor muydu?!
Kafam allak bullak olmuştu.Ayağa kalkıp silkelendim. Tam o sıra da yerde ki tüm 'ölü sandığım' insanlar ayağa kalktı. Aras'ta öyle. Hepsinin yüzlerin de içimi huzur dolduran bir gülücük.
Aras'ın sözleriyle demin hüzünden akan göz yaşlarım şimdi sevinçten akmaya başladı.
"Kurtulduk Kahramanım..."
Bölüm sonu. Bu aralar kitabı devam ettiremedim. Sizden çok özür dilerim. Aslında bu bölümü atmamın en büyük sebeplerinden biri de, yeni bölüm atmadığım için beni öldürme korkumdu...
Hepinizi çok ama çoook seviyorum.
1203 kelime 09/12/2018
![](https://img.wattpad.com/cover/154036336-288-k467931.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ezik Melez
Fantasy17 yıllık hayatınızda sürekli ezildiğinizi düşünün. sürekli şişman olduğunuzu ve sevilmediğinizi,hiç bir arkadaşınızın olmadığı bu dünyada yapayalnız kaldığınızı düşünün.Ve bütün yakınlarınızın sizden sakladığı bir sır olduğunu düşünün.Ben kendimi y...