GEBER!

4.9K 337 70
                                    

Bu bölümü bu kitabı yazmam da bana yardımcı olan en yakın arkadaşıma ithaf ediyorum. İthaf isteyenler yazabilir bundan sonra ki bölümlerde de ithaf olacaktır.




"N-ne, ne bebeği?" Kaşlarımı çatıp hızla ellerimi karnıma götürdüm.

"Ben hamile değilim. Ne diyor kızınız böyle?!"

Hiddetle ayağa kalktım. Ellerimi saçlarıma daldırdım ve çekiştirdim.

O sırada büyücü de kızını almış bir şeyler konuşuyorlardı 

"Ya bana bir şey söylesenize!" Aklım ermiyordu. Ne olmuştu da bütün bunları yaşamıştım?

"Şöyle ki, melezlerin hamile dönemleri çok büyük sorunlar yaşatır. İsterseniz bebeği ald-" lafını kestim. Ne saçmalıyordu böyle?!

"Hayır, madem yaptım bir hata, bir cana daha kıyamam. Hele ki benden bir cana." Göz yaşlarımı içime attım. Onlar gittikten sonra ağlayacaktım. Elim karnıma giderken titrek bir nefes verdim. Büyücü adam sıkıntıyla kızıyla bir şeyler daha konuştu.

"Al bakalım, bu kolye senin güçlerine kavuşmanı sağlayacak. Biz gittikten sonra takmanı öneririm çünkü içinde diğer melezin gitmeden önce yaptıklarını göreceksin."

Elime bırakılan kolyeye uzun uzun baktım. Parmaklarımı yavaş yavaş sürterek kolyeyi okşadım.

"Ne yani, bu-bu kadar mı? Peki ya ne zaman dönecek Aras?!"

Çocuğumuz vardı ama o yoktu. Ben tek başıma ne kadar bakabilirdim ki bu çocuğa? Üstelik milyarlarca düşmanımız açığımızı ararken.

"Dediğim gibi. Benim büyüyü bulmam lazım. Bu çok uzun da sürebilir, çok kısa da..."

Kapıya yöneldiler. Büyücü ayağa kalktığında oda eski hâline dönmüştü.

Tam kapıdan çıkacaklarken büyücü durdu.

"Bir hafta içinde buradaki düşmanlarını da alıp özel dünyaya gelmen lazım. İsyan çıkacak. Umarım, sen ve bebeğin o savaşta hayatta kalabilirsiniz."

İsyan? İsyan mı çıkacak?!

"Ne isyanı?!"

"Ortada herhangi bir melez yok. Onları koruyabilecek kimse yok. Durumları beter halde. E, sen de burdasın. Düşmalarınız, iblisler, mologlar ve bitasteler bu anı kolluyorlardı. Okulun etrafını çevrelemiş haldeler ve..." dedi ve durdu. Kaşlarımı kaldırdım.

"Ve?" Devam etmesini bekleyen bir bakış attığımda gözlerini yere dikip devam etti.

"Ve son üç günde dışarı çıkan 90 çocuk hayatını kaybetti. Bu yüzden güvenlik önlemleri arttırılması gerekiyor. Ama dediğim gibi, başlarında herhangi bir efendileri yok. Bildiğim kadarıyla büyüyü sadece sen biliyorsun ve özel halk buna karşı çıkacak. Böylelikle hem iç isyan olacak hem de düşmanlar bundan yararlanıp halkın içine sızacak. "

Nefesimi tuttum. Bir an önce Berkeyi ve Hülyayı öldürmem gerkiyordu. Bir an önce...

*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*

Büyücü gittiğinde kendimi koltuğa fırlatıp derin bir nefes aldım. Avucumun içindeki kolye artık elimi terletiyordu. Kalbim ağır geliyordu. Parmaklarımı birkaç kez daha üzerinde gezdirdim ve sıkıntılı bir iç çekerek kolyeyi boynuma taktım.

Gözlerim kararırken kafamı koltuğun başına yasladım. İşte şimdi, onu belki de son kez görüşümdü. Bu anı aklıma derince kazıdım.

Ezik MelezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin