Herkes yavaş yavaş çadırlarına giderken ben gitmedim ve dolan gözlerimle yanan ateşi izledim. Ne kadar olanlar geçmişte olsada yakıyordu geçmiş insanın canını. Gözümden birkaç damla yaş süzüldü. Her kadar sessiz olsam da yanlışlıkla bir hıçkırık çıktı ağzımdan. O sırada biri yanımdan peçete uzatmıştı bana. Kim olduğuna bakmak için kafamı o yöne çevirdiğimde bana bomboş gözlerle bakan bir Ejder görmem, o anki tahmin edebileceğim son şeydi. Bana uzattığı peçeteyi alarak göz yaşlarımı sildim ve teşekkürler anlamında kafamı salladım. Yanından geçip gidicekken kolumu tuttu.
'Ağlama melezim ağlamak yakışmıyor sana' dedi fısıldayarak. Gözlerimiz kesiştiğinde hızla kolumu bıraktı ve ormana doğru yürümeye başladı.
Bir an önce ben de toparlanmalıydım. Doğruyu söylemişti, bana ağlamak yakışmıyordu. Derin bir nefes aldım ve burukça gülümseyerek devasa çadırımıza girdim.
*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*
Sabah düdük sesiyle uyanınca küçük bir küfür savurdum ve yatmaya devam ettim. O sırada bana doğru gelen adım sesleriyle gözlerimi ovuşturdum. Ayağa kalkacak halim olmadığı için hala yatakta yatıyordum ve gözlerim kapalıydı. Gözlerimi tam açıcaktım ki kulağımın tam dibinde çalan düdük sesiyle yerimde fırladım ve popo üstü iniş yaptım. Acıyla inlerken beden hocamız Ali hoca bağcılar oturuşu yapmış sırıtıyordu. Gözlerimi çaktırmadan devirdim ve dışarıya çıktım. Herkes hazırlanmış beni bekliyordu.
"Şimdi arkadaşlar, Açelya arkadaşınız da geldiğine göre ısınmaya başlayabiliriz."
Herkes kafasıyla hocayı onaylayıp yavaş ritimlerle koşmaya başladı. Ben de onları takip ettim.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*
Yaklaşık yarım saat boyunca koştuktan sonra herkes nehire gitmişti. Ben de hazırlanıp nehire indim. Biraz nehirde eğlendikten sonra abimler deve güreşi yapmak isteyince kendimi Ejder'in omzunda buldum. Karşımda Meral'le abim dururken Meral'de bu olaya şaşırmıştı.
Onların bu dalgınlığından yararlanarak onu suya itmemle suya çakılması bir oldu. Kahkahalarımı zar zor durdururken Ejder beni sırtından atınca burnuma su kaçmıştı. Hızla kafamı yukarı kaldırdım ve deli gibi öksürmeye başladım. Yaklaşık 2 dakika sonra da öksürmelerim kesilmiş su kusuyordum. Rahatladığımı hissederek öksürmekten dolan gözlerimi sildim ve etrafa baktım. Bizimkiler bana şakasına, tiksinmiş bir bakış attılar.
"Hey tamam iyiyim ölmedim sakin olun! Ayrıca benden bu kadar kolay kurtulamazsınız" ben kahkaha atarken onların bakışlarının bende değil arkamda olduğunu fark ettim. Korkuyla arkamı dönerken devasa bir sudan yılan görmemle gözlerimi ovuşturdum. Hayır, hayır bu şey sahte değildi.
Bana yılanın sudan olanı bile bir işe yaramazdı. Yılanın görüntüsünden korkan bir insandım. Hızla bizimkilere yardım dileyen gözlerle bakmaya başladım. Mert tam gelicekken Ejder onu durdurdu ve bana doğru yüzmeye başladı. Sorun şu ki arkamda olan yılan da bana doğru sürünüyordu. Korkudan ağlamak üzereydim ki kendimi durdurdum ve ben de Ejder'e doğru yüzmeye başladım. Ejder bana sımsıkı sarılırken bir anda su altımızda kaymaya başladı. Ejder beni kucağına aldığında demin ki boğulma olayından dolayı yorulan gözlerimi kapadım ve başımı koluna yasladım.
*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*.*
Uyandığımda odamda olduğumu fark ettim. Hangi ara okula geri dönmüştük?
Yatağın soğuk olduğunu düşündüğüm tarafa gözlerimi kapatarak zıplayınca acı bir erkek inlemesi duydum. Korkuyla gözlerimi açıp geri geri kaçarken Ejder'in odamda ne işi olduğunu düşünmeye başlamıştım. Ejder'in uykulu gözleri beni bulurken rahatladığını gördüm ama ben hala şokla açılmış gözlerimi ona dikmekle meşguldüm. Gözleri gözlerime çıktığında ne olduğunu merak ettiğimi anlamış olamalı ki açıklamaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ezik Melez
Fantasía17 yıllık hayatınızda sürekli ezildiğinizi düşünün. sürekli şişman olduğunuzu ve sevilmediğinizi,hiç bir arkadaşınızın olmadığı bu dünyada yapayalnız kaldığınızı düşünün.Ve bütün yakınlarınızın sizden sakladığı bir sır olduğunu düşünün.Ben kendimi y...