17 yıllık hayatınızda sürekli ezildiğinizi düşünün. sürekli şişman olduğunuzu ve sevilmediğinizi,hiç bir arkadaşınızın olmadığı bu dünyada yapayalnız kaldığınızı düşünün.Ve bütün yakınlarınızın sizden sakladığı bir sır olduğunu düşünün.Ben kendimi y...
"Evet Baran burdayız. Evet, yanından erkek sinek bile uçurtmuyorum. Aahh tabii ki de biliyorum sinekler ısırırsa zehi-"
Kapıyı dinleyeyim diyerek yaslandığımda açık olduğunu fark etmemiştim. Yere yapışırken kafamî yukarı kaldırıp sözü kesilen Aras'a baktım.
"Baran seni sonra ararım." Telefonu kapattı ve yerle bütünleşmiş bedenimin yanına eğildi. Gözlerinde alay vardı, gülüşünde olduğu gibi.
"He-hey Ahahahhha kapı dinlemek çok kötü bir davranıştır ufaklık!" Dedi ve beni kucağına aldı. Heey biz ne zaman barışmıştık?
"İndir beni!" Dedim itiraz kabul etmeyen ses tonumla. Gözlerimi bembeyaz dişlerine dikmiştim. Ne güzelde gülüyordu...
"Bakışların hiç öyle demiyor ama güzelim."
Gülümsemesi sırıtmaya döndüğünde sonunda gözlerimi gözlerine dikebildim. Gözlerimi kıstım ve bu sefer alayla bakan taraf ben oldum.
"Ne diyormuş 'bakışlarım'?"
Durdu ve tekrar gülümsemesi dudaklarına yayıldı. Bakışlarım bu sefer kısa süre orada oyalandı.
"Daha çok, ' Sevgilim öp beni. Dudaklarından soluklanayım!' Der gibi bakıyorsun sevgilim."
Yerimde dikleşirken utançla dudağımı kemirdim.
"İnsanlar neyi istiyorsa öyle düşünürmüş. Ayrıca biz sevgilimiyiz be puşt herif!" Dedim ve kalkmak için çabaladım. Belimdeki ellerini daha sıkılaştırırken o devam etti,
"Biz de insan olmadığımıza göre?" Yüzünü yüzüme yaklaştırırken geri çekilmeye çalıştım. Bu sefer kendimi o kadar kolay satmayacaktım.
"Benim iznim olmadan beni öpmezsin değil mi?" Dedim mırıldanan bir sesle. Bunu soruyordum çünkü ona güvenmek istiyordum. Eğer şimdi, beni şurada öpecek olursa ona bir daha güvenemeyecektim.
Bakışları çehremde dolaştı. Gözlerinde ne vardı böyle? Aşk mı?Çok yüksek bir enerji vardı. Sadece bundan emindim.
Dudaklarını dudaklarıma sürttüğünde işte dedim. İşte, bu sonumuz. Sonra yanaklarıma sürterek dudaklarını yukarı çıkardı ve alnıma bir buse kondurdu. Bilmiyorum, belki de dudağımdan öpse bu kadar mutlu olmazdım. Benim için alnından öpülmesi kutsal bir şeydi.
"Sen istemeden sana dokunmayacağım. Kendini ne zaman hazır hissedersen o zaman." Dedi ve beni yere indirerek benden uzaklaştı. Arkasına bakmadan aşağıya indiğinde arkasında bir enkaz bıraktığından haberdar olup olmadını merak ettim. Şuan beni yıkmıştı. Ancak, daha fazla liseli aşıklar gibi orda dikilmeye niyetim yoktu.
Odaya geçtim ve üzerimi değiştirdim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Multi; giyindiği kıyafetler. (Ancak siz sevmediyseniz hayal gücünüzü kullanabilirsiniz.)
Aşağıya indiğimde Aras, bu sefer düzgün bir şekilde kahvaltı hazırlamıştı. Aklımdaki sorular beynimi kemirmeye başlamıştı ve ben ne kadar daha dudağımı kemirerek susabilirdim bilmiyorum.
