GEZEGENİM

5.5K 370 17
                                    

Işınlandığım da, direk yere çakılmıştım. Yerçekim'i varmıydı? Acıyla sızlanırken kafamı kaldırdığım da her yerin mor ve lacivert renklerden oluştuğunu gördüm. Çok uyumlu duruyorlardı. Hiçbir kusur yok gibi...

Peki, benden ne istiyorlardı ki? Burası o kadar sessiz ve sakindi ki bunalmıştım. Yavaşça ayağa kalktım ve karşım da ki şehir'e yürümeye başladım. Güneş yoktu. Sanırım geceydi. Yorgun adımlarla şehir'e yürürken gökyüzün'den gelen acı çığlık sesleri ile yerime mıhlandım. Bu da neyin nesiydi böyle?!

Adımlarımı hızlandırdım ve birini bulmak umuduyla bomboş sokaklar da gezmeye başladım. Yaklaşık yarım saat yürüyüş sonucun da tam geri dönmek üzereydim ki arkam da birinin varlığını hissettim. Hızla arkamı döndüğümde küçük bir kız çocuğunun bana kocaman gözleriyle baktığını gördüm. Kolumda ki iblis tarayacasını çalıştırdım ve kıza tuttum. Ne olur ne olmaz. İblisler insan kılığına da girebiliyorlardı bu gezegen de. Bunu bir kitapta öğrenmiştim. Tarama insan olduğunu gösterince derin bir nefes verdim. Küçücük bir kızdan korkar olmuştum.

Yavaşça yanına gittim ve onun boy hizasına eğildim. Eşek gözlü dedikleri bu olsa gerekti. Kocaman siyah gözler...
Korkak bir şekilde gözlerime bakıyordu.

Elimi ona doğru uzattım.
"Merhaba küçük hanım ben Açelya"
Gözleri bir anda parladı. Küçücük dişleriyle sırıtmaya başladı ve o da elimi tuttu.
"Sen kahramanımız olmalısın! Ben de Şirin"
Kahramanımız? Bunu sevdim!
"İsmin gibi çok şirinsin. Şimdi sana birkaç soru soracağım..."
"Tabii" dedi gözlerini bir yere odaklayarak. Kocaman gözlerinde ki yansımaya bakarsak arkamda bir yaratık vardı. Belim de ki uzayan alev kılıcımı çıkardım ve arkamda ki yaratığı ikiye ayırdım. İlk öldürdüğüm yaratığa son kez göz gezdirdim ve  Şirin'in elini tuttum.

Hızla oradan ayrılırken sonun da saklanabileceğimiz bir bina bulmuştum. Şirin'i belinden kavradım ve orta boy duvara tırmanmasına yardım ettim. Bende onun yanına çıkarken sokağın başın da bize doğru son gaz gelen bir yaratıkla telaşa kapıldım. Kendimi tüm gücümle son anda yukarı çektim ve yere yuvarlandım. Neyse ki görünmez kalkanım beni kurtarmıştı. Şirin korkuyla yanıma geldi.

"Açelya iyi misin?" Kafamı evet anlamın da salladım ve istemsizce gülmeye başladım. Büyük ihtimalle benim bir deli olduğumu düşünüyordu ama şuan öyle bir durumdaydım ki benim için onun düşüncelerinin pek bir önemi yoktu. 4 ay önce ne de normal ve sıkıcı bir hayatım vardı...
Oysa ki şimdi öyle mi?!
Aksiyon mu dersin... gerilim mi! Aslında ona bakılırsa 1 saat önce de sevdiklerkmin yanındaydım. Hayat çok hızlıydı ve benim artık ona ayak uydurma zamanım gelmişti.

Ayağa kalktım ve silkelendim. Şirin merakla arkaya bakıyordu. Bu kızın kim olduğunu bilmem lazımdı. Ne kadar iblis olmasa da ve dış görünüşü çok masum dursa da önüme çıkan her varlığa güvenemezdim. Şuan hiç bilmediğim bir gezegendeydim. Ve buradakilerin bana ihtiyacı vardı. Tek hedefim bu bilmediğim Gezegen olmalıydı...
Benim Gezegen'im....

Eveet bölüm bitti. Biliyorum çok kısa bir bölümdü ama çok ekşınlı oldu. Umarım beğenmişsinizdir. He unutmadan söyleyeyim 12 Bin olduk! Her geçen gün kitabımız büyüyor ve ben buna daha çok seviniyorum. Bu kitabı yazarken hedeflerim çok küçüktü ve şuan ki gösterilen ilgi...
Hepinize tekrar ve tekrar teşekkür ederim. HEPİNİZİ ÇOK SEVİYORUM :*

Ezik MelezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin