BİRİLERİ DEMİŞ ÖLDÜ GÖRSÜNLER EFSANE GERİ DÖNDÜ!

12.8K 689 152
                                    

Bölüm şarkısı; Ihate you I love you

😗

Sabah kalktığımda başımın üzerinde yatan bir abi beklemiyordum açıkçası. Abimin karın kasları yüzünden nefes alamadım ve bütün gücümle abimi fırlattım. Abim duvara fırladı ve kahkaha atmaya başladı. Sanırım ailecek deliriyoruz! Kahkahası sonunda kesildiğinde yerden yavaşça doğruldu.
"Kızım napim seni uyandırmak için bir üstünde tepinmemiştim onu da yaptırdın bana! Neyse okula geç kalacağız 5 dakikaya aşağıda ol!" Dedi ve fırladı.

 Ben de gardolabımdan bugün için seçtiğim kombini aldım . Bugün okulun 12. sınıflar için okulun son günüydü . Her yıl olduğu gibi bu yılda festivaller olacaktı. Şarkı yarışmaları , buz pateni, dans yarışması vs... ben iki tanesine katılacaktım bu yüzden onlar için özel kıyafetlerimi de çantaya rastgele attım. 5. dersten sonra festivaller başlayacaktı. Hızla üzerimi giyindim ve babamın küçükken ısrarlarım sonucunda aldığı ama o zamanlar bana büyük gelen saati taktım.

Hızla aşağı indiğimde abim bana bakıyordu. Motoruna binmişti. Bana göz kırpınca sırıttım. Benim motorum  Kawaski Ninja H2R  idi abimse Energica Eg45 kullanıyordu.

Multi:Açelya'nın  motoru

2. Multi: Baran'ın motoru.


Motorlara atladık ve tabii ki okula drift çekerek girdik. Kızlar bugün okula gelememişlerdi taşınma işleri falan onları çok zorlamış olmalıydı. Ama okuldan sonra olan her şeyi anlatmamı istediler. Okulda herkesin gözleri bizdeydi. Abim kaskını çıkardı ve saçlarını geriye doğru iteledi. Okuldaki kızlar hayranlıkla ona bakarken o ateşe körükle gidercesine çapkın gülümsemesini bahşedince kıkırdadım.

 Hepsi sanki eriyorlardı. Aralarında sadece Hülya ona bakmıyordu. Çünkü Berke'nin  kucağında oturmakla meşguldü kendileri! Bu sefer beni merak etmişti herkes. Bana merakla bakarlarken ben de kaskımı çıkarttım ve bütün okula gözlerimi gezdirdim.  Erkekler bana hayran hayran bakıyorlardı. Kızların yüzü düşmüştü. Sanırım beni abimin sevgilisi falan sanıyorlardı!

 Ben hızla motordan çıktım ve Osman amcadan çantamı okula bırakmasını rica ettim. Okula girerken koridordakiler de bana öküzün trene baktığı gibi bakıyorlardı. O sırada karşımda Berke'yi gördüm. Tam ilerleyecektim ki Hülya orospusu koluma çarparak Berke'nin yanına gitti. Berke  de bana bakarak Hülya'nın dudaklarına yapıştı. Gözlerine odaklandım. Daha önce işe yarayan taktiği uygulamak istiyordum. Evet muhtemelen doğru bildiniz, zihnini okuyacaktım.

 'Acaba ne tepki verecek? Neyse bir iki güne altımda inler bu orospuda! Yuh! Hülya kaşarına bak hele! Nasıl sömürüyor dudaklarımı! Benim çilekli nemlendirici sürdüğümü bilse böyle öper mi acaba?' Dedi iç sesi.

 Ben de onlara bakıp yüzümü buruşturdum. Kafamı sağa sola salladım ve sınıfa girdim. Bu intikam işi benim için kolaylaşmıştı. İnsanların aklını okuyarak sırlarını öğrenebilirdim. Zil çaldığında herkes sıralarına geçti. Bu arada ben buz patenine ve dövüşe katılacağım. Bu okuldaki salakları kesin geçerdim! Hoca sınıfa geldiğinde bana mal mal bakıyordu. Tabii ben ayağa kalkmayınca şaşırdı.

"Çocuğum kalksanağ!" Ahh bu sürtük hoca yok mu bu sürtük hoca! Benimle her zaman dalga geçer ve sınıftakilerin benim hakkımda yaptığı kalp kırıcı sözlere güler bazen eşlik bile ederdi.


Umursamadım ve sırama kafamı gömdüm. Hoca bana bağırarak seslense de siklemedim.
"Sana kalk diyorum kaltak!"

Sinirle kafamı sıradan kaldırdım ve dizinin 2.5 karış yukarısında olan eteği ile bana kaltak diyen hocanın yanına gittim. 
"Kalktım lan oldu mu?!" Bana elini kaldırdı. Sanırım tokat falan atmayı planlıyordu. Elini sertçe tuttum.

"Atatürk'ün bir sözü vardı. 'Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir.' Sen şimdi kendine öğretmen mi diyordun?! Etek boyun kadar zekanla gelmiş burada ukalalık yapıyorsun. İşte bu yüzden para için çalışıp geceleri nerde olduğu belirsiz öğretmenler yerine, hayali öğretmen olan, çocukları her haliyle seven kişiler öğretmen olmalı!" Dedim ve hocanın kolunu sertçe bıraktım. Hoca bileklerini ovaladı ve utançtan yere bakmaya başladı. Ben de sınıfa son bir bakış atıp çıktım.

😗

Sonunda 5. derse girmiştik. Çok sevgili (!) okuluma kim olduğumu gösterme vaktiydi.  Sınırlarımı zorlayıp ses yarışmasına da katılmak istiyordum ama bu beni yorabilirdi. Ve abim yorulursam kana ihtiyaç duyabileceğimi söylemişti. O yüzden önce ses yarışmasına katılıp ingilizce şarkı söylemeye karar verdim. Sonra buz pateni ondan sonra da hazır ısınmışken dövüşe giderim :P
Hopörlerden gelen sesle dikkat kesildim.
"Evet sevgili öğrencilerim; festivaller başlıyor! Yarışmalara kayıt yapmak için katılmak istediğiniz yarışın listesine isminizi yazın!"

Hopörlördeki ses kesildiğinde , oturduğum banktan doğruldum ve ismimi üç yarışa yazdırdım.

Yaklaşık on dakika sonra yarışmalar başladı. En son ben çıktım ve şarkımı söylemeye başladım.
(Medyadaki şarkı)

Herkes büyülenmiş bir şekilde bana bakarken ben göz kırptım ve buz pateninin olduğu salona girdim. Benim başlamama 5 dakika kalmıştı koşarak elbiselerimi giyindim ve ısınmaya başladım. Sıra bana geldiğinde demin olmayan okulun yarısı şimdi meraklı gözlerle buradaydı. Kurnazca gülümsedim ve patenlerimi geçirip gösteriye başladım.

Herkes bana şokla bakarken onları umursamadım ve kabine gidip üzerime spor kıyafetlerini geçirdim. Bu sefer de sıra dövüşteydi. Rakibim pis Berkeydi! Aslında ona olan öfkem sayesinde kazanabilirdim. 
Hızla ringe çıktım ve boks eldivenlerini elime geçirdim. Yarım kurtkadın olmak için bana ekstra güç sağlıyordu. Berke'ye attığım yumruk ile Berke direk yere yığılmıştı. Etraftaki öğrenciler tezahürat yapmaya başlamıştı bile. Berke yerde 10 saniye hareketsiz  bir şekilde durunca bu raundu ben kazandım. Hızla diğerlerinizde yere yığdıktan sonra müdür kürsüsüne çıktı.
"Okulumuza yeni gelen Açelya Suskun bu yılki festival birincisi seçilmiştir!"
Dedi yüksek bir şekilde bağırarak. Beni kürsüye davet edince oraya ilerlemeye başladım. Eşek ölüsü taşımış gibi terlemiştim! Hülya'nın yanından geçerken eski ben ile alakalı yaptığı gıybete kulak misafiri olmuştum.

"Ayy bu ezik Açelya da öldü herhalde!" Dedi ağzını yayarak. Sırıttım ve kürsüye çıktım. Verdikleri para ile ne yapacağımı sordular. Sanane amk! Her neyse!  O paraları yetimhaneye vericektim. Sonuçta bizim paraya ihtiyacımız yok. Belki birkaç çocuğun umudu olabilirdim.
Benimle ilgili sorular sormaya çalışan 10. sınıf öğrencilerine baktım. Şişmanken az çekmemiştim onlardan da! İçlerinden biri;
-Eski Açelyayı tanısaydın Açelya olmak istemezdin! Her neyse kesin ağlayarak ölmüştür o biçimsiz!
Demesiyle sırıttım.
"Ya eski Açelya ben isem?" Dememle Berke arkadan bana hayran hayran bakarak konuştu.
"Saçmalama! Sen o kadar çirkin olamazsın!" Demesiyle kaşlarımı çattım ve bana bakanlara sırıtarak baktım. 


"Ne kadar kolay değil mi birilerine hakaret etmek, onları aşağılamak ve kendinizi üstün görmek. Sen şişkosun, sen çirkinsin, senin burnun büyük, ten rengin itici. Siz çok mu güzelsiniz? Sizin de kalbinizden çalmışlar, ruhunuzdan çalmışlar, gözlerinizden çalmışlar. Yanlış baktığınız o önyargılı gözlerinizden. Çirkinlik estetikle onla bunla gelip geçen şeydir dostlar, peki siz nasıl kalbinizi temizleyeceksiniz?


Dedim ve birkaç insanın düşünceli ve pişmanlık dolu gözlerini gördüm. 

"Ben Açelya Suskun, sizin deyişinizle kıyıya vurmuş balina!"

 Seri adımlarla okulun bahçesinden ayrıldım. Çok yorgundum ve bu kadar macera bana fazlaydı. Umarım en azından bir kişinin bile düşüncesini değiştirebilmişimdir...

Yorgun bir şekilde motoruma atladım ve eve sürdüm. Daha kızlarla bugün olanların gıybetini yapacaktık!

Ezik MelezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin