ARAF

4.3K 386 69
                                    

Elim ayağım boşalırken nefes almakta oldukça zorlanıyordum.

"N-ne?" 

Telefondan kıkırdama sesi geldi.

"Biz artık bir şey yapamayız çünkü o senden bile üstün bir melez. Kendi kendini koruyabilir. Merak etme sadece birkaç dakika daha acı çekeceksin daha sonra karnından akan kırmızı kan simsiyah olacak. O zaman da korkma sakın, bu bebeğinin kendini yenileme sürecinde olabilecek durumlar."

Derin bir nefes verdim. Canım yavaş yavaş acımaya başlamıştı. Büyük ihtimalle birazdan bu acı daha da yükselecek ve katlanılamaz bir hâle gelecekti. Kulağımdaki telefonu tek elimle kendimden uzaklaştırdım ve kapatmam gerektiğini söyleyip telefonu kapattım.

Kendimi odama ışınladım ve zamanı durdurdum. Bu acı geçene kadar dayanmam lazımdı.

Birkaç,dakika sonra tam da tahmin ettiğim üzere acı ikiye, üçe, dörde katlanmaya başladı. Şuan büyük ihtimalle acının son raddesindeydim. Çığlıklarım bütün okulu doldururken nefesim kesilmişti. Sanki karnınıza devasa pençeler girmiş ve orada hızlı bir şekilde sürekli yukarı aşağıya yapıyormuş gibi hayal edin. Karnımda şuan öyle bir acı vardı.

Bir süre sonra büyücünün de dediği gibi karnımdan çıkan kan siyaha dönüştü ve yavaş yavaş acıyı da alıp yok oldu. Şuan vücudumda en ufak bir acı belirtisi yoktu. Ayağa kalktım ve odama çifte koruma kalkanı yapıp zamanı tekrar başlattım. Aklıma gelen fikri eğer hayata geçirebilirsem savaşta hiç yaralı almadan kurtulabilirdik. 

Gizli bölgeye ışınlandım ve orada ki en büyük ve kudretli kılıcı yerinden çıkarmaya çalıştım. Tahmin edeceğiniz üzere büyülü bir kılıçtı. Büyü yüzünden etrafından çıkan mor dumanlar ve üzerinde çizik gibi görünen çatlaklar vardı. Binlerce yıldan beri var olan büyücülerin 200 tanesi toplanmış ve bu kılıcı tam tamına 1000 günde yapmışlardı. Üstelik bu kılıç sayesinde büyü dünyası gelişmiş ve şuan da olduğu gibi biz özellerin hayatını kolaylaştırmıştı. Elimdeki kılıcın benim 2 katım olduğunu düşününce kurt adam güçlerimi kullanıp onu havaya kaldırmayı zor da olsa başardım. Elimdeki kılıçla ilk önce mologlar olmak üzere bitastelerin ve iblislerin de yok olmasını sağlayacaktım. Zaten isyan yüzünden olan kargaşa yıllar boyunca açığımızı yakalamak için uğraşan düşmanlarımızın bu fırsattan yararlanmasına sebebiyet olmuştu. 

İlk önce benim odama koşmak üzere olan mologları daha sonra da büyük başkanı öldürmeye çalışan bitasteleri ortadan yok ettim. Kısa bir sürede bütün yaratıkları yok etmiştim. Zamanı tekrar başlattığımda daha önce ölüm sessizliği gibi olan bütün dünya tekrardan harekete geçmiş ve çok büyük bir baş ağrısına sebep olmuştu. Kurt adam güçlerimi kapatmayı unuttuğumdan dolayı birkaç saniye bile olsa bu acı bana ölüm gibi gelmişti. Hani migreni olan bir insanın yanında yangın alarmı çalarlar ya, bu öyle bir acıydı.  Gelen acıyla dayanamadım ve yere çöktüm. Tiz çığlığım bütün özel dünyayı duyururken. İsyan durmuştu. Çoğu kişi çığlığın nerden geldiğini merak ettiği için buraya doluşacaktı. Onlara kendimi güçsüz gösterirsem bu isyanı alevlendirecekti. Görünmez oldum ve hızla büyük bahçeye açılan kapıdan içeri girdim. İlgiyi üzerime çekmek için büyük bir kule oluşturdum ve en tepesine ışınlandım. İstediğimi elde etmiştim. Halkımın çoğunun ilgisini çekmiş ve büyük bir sessizlik oluşturmuştum. Ses tellerimin ayarını değiştirdim. Şuan bütün özel dünya beni duyabilecekti. 

"Halkım, size önderlik yapmak benim görevim. Kişisel nedenlerden dolayı sadece ufak bir süre içerisinde burada bulunamadım. Fakat bir elim sizdeydi. Aranızdan biri, ben yokken ne gibi büyük bir sıkıntı çıktığını bana söyleyebilecek mi acaba?"

Ezik MelezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin