Multi; Ejder'in Bay çatık kaşı gördüğü anda verdiği ilk tepkisi.
Dünyaya döndüğümüzde ışınlandığımız yer, benim odamdı. Bedenim yorgun düşmüştü. Ayağa kalkmak için büyük bir çaba gösterdim. Gözlerim hemen baş ucumda yere düşen Aras'ı buldu. Şirin de onun üzerine düşmüştü. Rahatlayarak derin bir nefes verdim dışarıya. Doğruyu söylemek gerkirse Şirin'in canı acıyabilir diye çok kormuştum. Ve onların bu geçiş sırasında sağ olmaları da beni rahatlatmıştı. Bizimkiler geldiğimi bilmiyordu. Ellerimde 2 tane organize şefi peri çağırdım ve bahçeyi güzelleştirmelerini istedim. Aslında bizimkilere geldiğimi söyleyecektim fakat hemen vazgeçtim. Hazır herkes uyuyorken gelmişim, emin olmam gerek konuyu da öğrenmeliydim artık.
Özel gücümle Aras ile Şirin'i havalandırıp yatağa yerleştirdim. Son bir kez daha onlara baktıktan sonra uçarak kapıya yöneldim ve kapının ses çıkartmasını önlemek adına duvarın içinde geçtim. Havada süzüle süzüle Ejder'in kapısının önüne geldim.
Şimdi, şuan karar vermem lazımdı. Ya bu kapıyı açıp gerçekler ile yüzleşecektim. Ya da kendi hallerine bırekıp gitme bahanesiyle gerçeklerden kaçacaktım. Bedenim gerilirken zamanın geçtiğini fark ettim.
Kapının içinden geçerken gözlerim kapalıydı. Odanın içine geldiğimden emin olduktan sonra gözlerimi yavaşça araladım. Ejder'in üzerinde bir başka kız koyunkoyuna yatıyorlardı. Fakat bu sefer ilk yaptığım gibi sulu göz olmayacaktım.
İstemsizce bir sinir kapladı tüm bedenimi. Sonradan cayır cayır ateş kapladığını fark ettim. Bedenim benim kontrolüm altında şekilden şekile girerken bu anı hafızamın en kuvvetli bölgesine kaydettim. Şimdi sadece benim değil, onun da sonu gelmişti. Bir Tanrıçayı öldürmüştü. Bir Tanrıçanın kalbini öldürmüştü.
Ejder'in baş ucunda durdum. Yüzüm bebim isteğim dışında korkunç ifadeler alırken kendimden korktum. Güçlerim kontrolden çıkmıştı!
Ejder, beynine yolladığım uyanma dalgalarıyla yavaşça gözlerini açtı. Sonra yine kapattı. Ve çok hızlı bir şekilde tekrar açıp geriye kaçtı. Benden korkmuştu. Benden korkmalıydı..
"Açelya?" Dedi güçsüz ve acizce çıkan fısıltıdan ibaret ses tonu ile.
Cevap vermedim. Cevap verebileceğim bir varlık olmadığına kanaat getirdim.
"B-bak açıklaya bili-bilirim."
Gözlerim hızla onu duvara çarparken gürledim.
"NEYİ AÇIKLAYACAKSIN LAN PEZEVENK?!"
Bu ses benim sesim değildi. Gözü dönmüş azılı bir katilden tek farkım özel güçlerimdi.
Yere düşen Ejder yavaş yavaş ayağa kalkmaya çalışırken gözüm yeni yeni uyanan kıza döndü. Kızı hızla başka bir yere ışınladım. Olacakları görmesi benim zararıma olabilirdi çünkü ben bile neler yapabileceğimi bilmiyordum.Kulaklarımın uçları hızla sivrileşirken azı dişlerim uzamaya başladı. Vicudum tamamen beyaz ve gri tüylerle kaplanırken acı çekmiyordum.
İlk kez bütün vücudumu melez yapmıştım. Kitaptan okuduğum kadarıyla bu bir şartla can acıtmazdı;
Birini öldürecek kadar öfkeliyken.Ejder yavaşça ayağa kalkmaya başlayınca gözlerimle ona acı çektirerek yere geri oturmasını sağladım.
"Açelya, kendine gel birtanem na-AAAĞH!"
Kafasını ters döndürmüştüm. Ama ölmezdi. En fazla ameliyatlık olurdu o kadar.
"Öldüreceğim oğlum seni! Biteceksin HAYATINI BEN KARARTACAĞIM!"
O sırada odanın kapısı gürültülü bir şekilde açıldı ve arkadan belime sarılan güçlü kollar hissettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ezik Melez
Fantasy17 yıllık hayatınızda sürekli ezildiğinizi düşünün. sürekli şişman olduğunuzu ve sevilmediğinizi,hiç bir arkadaşınızın olmadığı bu dünyada yapayalnız kaldığınızı düşünün.Ve bütün yakınlarınızın sizden sakladığı bir sır olduğunu düşünün.Ben kendimi y...