OHA!

8.2K 438 81
                                    

Multi;Açelya'nın kıyafeti

Ejder'den

Kamera kayıtlarına baktığım her saniye kendimden biraz daha iğreniyordum. Keşke geçmişe gidip, Açelya'yı kurtarabilseydim.

Burcu pisliğinin Açelya'ya kurtboğan dayaması,
Açelya'nın kimse zarar görmesin diye koruma kalkanı yapıp kendini ölüme terk etmesi...

Üstüne üstlük Açelya'ya bütün bu olanlardan sonra iftiracı muamelesi yapmam...
Stresle elimi saçlarımın arasına daldırdım ve çekiştimeye başladım. OF YA OF! Nasıl telafi edeceğim ben bunu?

"Sağ olasın İbrahim amca." Dedim ve kapıya yöneldim. Aklımdan binbir türlü şeyler geçirirken önümdeki bir erkek çocuğuna çarpmamla durdum. 6-7 yaşlarındaydı yüksek ihtimalle.

"Merhaba küçük bey?"
"M-merhaba ab-i"
Çocuğun korkudan titreyen sesini duyunca yumuşadım ve küçük bir tebessümle onunla aynı boya geldim. Ben bunu yapınca çocuk kocaman bir gülücük bahşetti bana.

"Ne yapıyorsun burada?"
"Ben ablamla abimi arıyorum abi. Benim abim ve ablam çok güçlülermiş biliyor musun?!" Çocuğun büyük bir heyecanla söylediği şeyle gülümsemem büyüdü.
"Hmmm... Annen ve baban nerede bakalım?"

" Ben buraya babamla geldim. Annem nerede bilmiyorum. Sen biliyor musun?"
Kaşlarım çatılırken duraksadım. Çocuk annenin anlamını bilmiyormuydu?

"B-bende bilmiyorum! Hadi gel abinle ablanı bulalım! Sen de onların fotoğrafları var mı?" Konuyu son anda değiştirince kendimle birkez daha gurur duydum.

"Babam tanıyor onları. Bekle ben çağırayım babamı. BABAAA!!" diyerek kumral saçlı mavi gözlü bir adamın yanına koştu. Adam orta yaşlarında olmasına rağmen yapılı ve genç gösteriyordu.

"Baba bak bu abi, abimle ablamı bulmamıza yardım edicekmiş! Hadi fotoğraflarını görsterde bir an önce kavuşayım onlara!!"

Adamın bakışları beni bulurken kısık gözlerle adama baktı. Bu adam birine çok benziyordu ama... çıkaramadım.

"Tamam oğlum." Dedikten sonra yanıma geldi ve elini uzattı.
"Merhaba" adamın kalın sesi ile kendime geldim ve kime benzettiğimi sorgulamayı kesip ben de elini sıkarak,
"Merhaba" dedim. Cebinden son model telefonu çıkarttı ve tahmin ettiğim gibi fotoğraflarını açtı. Ama bu...

 AÇELYA?!
Adam gözlerimin pörtlediğini fark etmiş olmalı ki kaşlarını çattı.

"Onu  tanıyor musun?"
"Evet. K-kendisi be-enim bir arkadaşım"
Yalaan külliyen yalan! Beni düşmanı olarak gören ve benim de ne olursa olsun geri getiremeyeceğim bir kız o!
"Peki o zaman neredeler gösterebilir misin?"
Aklıma gelen fikirle sırıttım.

"Efendim ben sizden bir şey isteyebilir miyim?"
"İste?" Dedi sorgulayıcı bir biçimde.
"Bu akşam arka bahçede kızınızla görüşseniz olur mu? Çünkü benim ona büyük bir özür borcum var." 
Adam biraz düşündükten sonra kafa salladı. Gülümsemem daha da büyürken kendimi hızla toparladım ve sadece tebessüm ettim.

"Efendim şey bir de... kızınızın en sevdiği üç rengi söyleyebilirmisiniz?"

"Kızımı yaklaşık 7 yıldır görmüyorum. En son gördüğümde en sevdiği renkler; sarı, siyah ve mavi."
Kafamı 'teşekkür ederim' anlamında salladım ve o sırada yanımızdan geçen bir büyücünün zihnine konuştum.
'Tamam '  anlamında kafasını sallayınca memnun bir ifade yerleştirdim suratıma. Açelya'nın en güzel gecesi olacaktı bu gece. 

Açelya'nın babası burayı biraz gezmek istediğini söyleyince kafamı salladım. Ben de o sırada diğer işleri hallederdim.

~Akşam 20.00 civarları~

Masadaki telefonu aldım ve Açelya'ya gizli numaradan aşağı inmesini söyledim. Eğer normal numaramdan atsaydım gelmezdi, inadı inattı çünkü.
Hazırladığım bu mükemmel yere bir süre daha baktım. Olum burada evlenme teklifi bile edilir ha.

 Olum burada evlenme teklifi bile edilir ha

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İçeride babası ve kardeşi vardı Açelya'nın. Saat 00.00'da geri haline dönüşecekti bu güzel yer.  Açılan kapı sesini duymamla kafamı hızla oraya çevirdim. Açelya spor bir etek ile t-shirt giyinmişti ama bu haliyle bile mükemmeldi. Ağzı açık bir şekilde yaptıklarıma bakarken,
"OHA!" diye bağırmasıyla bütün bahçe inledi.
Gözleri beni bulunca iyice pörtledi ve 5 dakika boyunca bana baktı.
"Sen mi yaptın burayı?" Dedi sesindeki heyecanı bastırarak.
"Evet."
"SENİ BU KADAR KOLAY AFFEDEBİLECEĞİMİ Mİ SANDIN GERİZEKALI?!" sesi bir anda yükselince gideceğini anladım ve hızla ona doğru yürüdüm.

"Tabii ki hayır. Ne desen haklısın ama lütfen dur. Süprizlerim bu kadar değil." Dediğimde bana döndü ve göz devirdi.

"Cümlen ne acaba çok metak ettim." Peki âla...
Sanırım ilan-ı aşk zamanım geldi.

Eveet bugün yazdığım bölüm çok kısaydı. İlham perilerimde gelince yazayım dedim.

Bölüm soruları;

Acabaa Ejder'in cümlesi nee?

Yazar onları buluşturacak mı??

Açelya ne diyecek?

Tahminlerinizi alalım gençler.
Sizi seviyorum ponçiklendiniz!

653 kelime

Ezik MelezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin