Yavaşça kolumdan tuttu ve beni arka bahçenin daha sessiz bir bölgesine götürdü. Ben hâlâ şoktan çıkamamıştım. Yuh yani bu benim meleğim miydi? Beni yavaşça koltuk altlarımdan tutarak kucağına aldı. O an ne olduğunu anlamıştım. Noluyo aq?
"Yaw napıyosun bırak beniğğ!" Demek yerine suratına yumruk geçirdim. Suratı yamuldu. Hayır, Hayır mecazi anlamda demiyorum! Bildiğin çenesi yana kaydı. Ben çığlık atıcakken eliyle ağzımı tuttu ve boynuma yaklaştı. Kokumu içine çeker gibi derin bir nefes aldı burnundan. Ben ürkek bakışlarımı üzerine dikerken yüzü ışıltılar çıkararak düzelmişti. Oha! Beni tekrar kucağına aldı ve kanatlarını çıkardı. Ne kadar güzel ve...siyah? Gece gibi...
Büyülenmiş bir şekilde meleğime bakarken o bana sırıttı ve uçmaya başladı.
Ulan insanlar nasıl bizi fark etmiyor?"Çünkü uçarken normal insanların gözünde karga oluyorum..."
"E yuh!"
Kızım ben ne diyorum ya? Öküzüm ben aq gelin beni alın kurban yapın! Yalandan boğazımı temizledim ve son bir soru soracaktım.
"Ejder sen şuan beni nereye götürüyorsun?" Dediğimde kısa bir süre gözlerimiz çakıştı.
"Yeni okuluna ve yeni evine" dedi sakin bir şekilde. Gözlerimi pörtlettim ama daha soru sormayacaktım gidince anlardım zaten.Yaklaşık yarım saat sonra bir ormana geldik. Meleğim beni nazikçe yere bıraktı ve kocaman bir ağacın yanına geçip garip bir dille birşeyler mırıldandı. Kalbim korkudan ağzımda atarken iç sesim uzun bir aradan sonra ilk kez devreye girdi.
'Sakin ol, sadece yeni bir sayfaya geçiyorsun şuan'
Derin bir nefes verdim ve büyük bir gürültüyle açılan ağaca baktım. Bildiğin kapı gibi açılmıştı. Aşağı doğru inen merdivenlerin sonu karanlık gözüküyordu.Ejder kolunu belime koydu ve dikkatli bir şekilde inmeye başladık. Son 7 basamak kalmıştı.
"Açelya, çok karanlık dikkat et" dedi Ejder.
"Ne karanlığı? Burası basbaya normal bir aydınlığa sahip? Kör falan mı oldun yoksa?!" Dediğimde
Ejder durdu ve bana kıkırdadı."Hayır melezim, senin bir gücün açığa çıktı. Karanlığı görme" dedi açıklayıcı bir şekilde. Aslında çok iyi bir özellikti. Olası bir tehlikede, mesela kaçırılırsam karanlığı görebilme sayesinde kurtarırdım kendimi.
Ejder yapmacık bir şekilde boğazını temizlediğinde ona doğru döndüm."Açelya, okulda bu kadar kibar olmayacağım. Normalde hiçkimseye bu kadar samimi davranmam ama senin meleğin olduğum için zorunlu bir baskı bu. Yani sana özel birşey değil" dedi ve sırıttı.
Nedense üzülmüştüm. Oysa ki kendimi şanslı hissetmiştim, özel...Fakat herkese veriliyormuş bu melek bozuntuları. Bozuntuya vermemeye çalıştım ve sakince 'tamam' dedim. Merdivenlerden onsuz inecektim. Sonuçta okulda olan varlıklar bunu yanlış anlardı. Sanırım soğuk olucaktım varlıklara karşı.
Kapıya geldiğimde bir 'tik tok' sesi geldi ve kapının arkasından bir ses yankılandı. Dikkat kesildim.
"SEVGİLİ ÖĞRENCİLERİM, YÜZYILLARDIR BEKLEDİĞİMİZ MELEZİMİZ GELDİ! HOŞGELDİN SAYIN AÇELYA SUSKUN!"
Kendi ismimi duyduktan sonra kapıyı usulca açtım. Yüzüme umursamaz ve soğuk yüz şeklimi yerleştirdim ve içeriye adımladım.İçeriye girdiğim anda herkes fısıldaşmaya başladı. O sırada bir kızın konuşması dikkatimi çekti. Sanırım bunlar okulun sürten grubu.
'Birdeğ kığz çoğk güzeğl kokuğyor derleğrdiğ! Şunağ bağk koğkusuğ falan yoğk bunuğn' Bekleyin çevireyim size,
-Birde kız çok güzel kokuyor derlerdi! Şuna bak kokusu falan yok bunun!
Dedi ve cırtlak kahkahasını patlattı.Onlara doğru döndüm soğuk bakışlarımla.
"İsmimin anlamı kokusuz demek. Yani sadece benim hayatımdaki gerekli kişiler bu kokuyu tadabilir. Senin için üzgünüm ne benim hayatımda ne de başkasının hayatında gerekli değilsin!" Dedim soğuk bir şekilde.
Okuldakilerden
'Vay be!' 'Çok soğuk biri' gibi nidalar yükseldi. Aralarından meraklı bir kız ortaya çıktı."Peki ne kokuyorsun?" Boğazımı temizledim. Burdakilere bir kez de olsa kokumu hissettirebilirdim. Bunu annem söylemişti.
"İzle ve gör" dedim aynı soğuk kanlılıkla.
Yavaş yavaş göz rengim kırmızılaştı. Dişlerim ortaya çıktı ve ben havalanmaya başladım.
"Aman tanrım şuna bak! Kanatları kıpkırmızı!" Dedi içlerinden biri. Ne yani kanatlarım mı çıkmıştı? Oley be başarıyordum!Kanatlarımı kullanmayı fazla bilmiyordum. Bu yüzden yavaşça çırpmaya başladım.
Bir yandan da istem dışı birşeyler söylüyordum.
"ይህ ሽታ ይፈውሳል, ክፋት ይቀጥላል" dedim bağırarak.Herkesten garip bakışlar aldım.
Anlamını biliyordum! "Bu koku seni iyileştirecek, kötüler kaybedecek!" Anlamı buydu fakat... ben bu dili bilmiyordum ki?Aralarından biri çıktı.
"Aman tanrım onu anladım!"
Herkes ona doğru döndü. Ben daha kokumu vermemiştim onlara son bir hareket kalmıştı.
"Bu koku seni iyileştirecek, kötüler kaybedecek! Dedi" diyince herkes bana döndü. Şuan tek merak ettikleri kokumdu.
Kanatlarımı yavaş yavaş hareket ettirdim kokum şuan açıktı yani tüm okul 15 saniye böyle kokucaktı. Herkes hayranlıkla havayı koklarken diğerleride bana bakıyordu."He bu arada," dedim. Herkes bana döndü.
"Benimle uğraşmayın, içimdeki karanlık ortaya girmesin!" Dedim ve gittim. Arkamdan yine fısıldaşmalar devam ederken sırtımda iki göz hissettim. Bu Ejderdi. Kafamı onaylamazca iki yana sallayıp sırıttım.♡☆♡☆♡☆♡☆♡☆♡♡☆♡☆♡☆
Bütün okulu gezmiştim. Ama şuan ciddi anlamda kana ihtiyacım vardı. Markete giderken size okulu açıklayayım.
Normalde vampirler ve kurtadamlar ayrı okullarda. Ama ben geldiğim için okulları birleştirecekler. Birsürü özel güz odası var. Herkes özel güçlerine göre o derslere giriyor. Okulun bir kapısından içeri girince otel ile karşılaşıyorsun. Öğretmen bana kraliçe dairesinde yaşayacağımi söyledi. Herneyse, en alt katta market var. Şuan vampir okulunda olduğum için menülerde kanlı şeyler var. Ben elimde bir bardak kanla masaya oturdum. Gözlerim hala donuktu. Babamı özlemiştim. O sırada yanımda bir hareketlilik hissettim. Vampirlerden biriydi. Çocuğun iç sesinden fesat şeyler geçince yüzümü buruşturdum."Selam ben Uzay tanışalım mı?"
"Selam ve hayır" dedim masadan kalkarak. Birde sapık erkeklerle uğraşamazdım. O sırada bir kız ve gurubu benim hakkımda konuşurken duydum. Benden baya bir uzaktaydılar ama özelliğim sayesinde yanımda gibilerdi."O sürtüğün babası ölmüğş! Yazık şimdi bu babağ! Diye ağlar!" Dedi ve gülmeye başladı. Gözlerim seğerdi, çenem kasıldı ve gözlerimin rengi değişti. Ama bu sefer kırmızı değildi. Buradakilerin en korktuğu göz rengi olmuştu.
Beyaz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ezik Melez
Fantasy17 yıllık hayatınızda sürekli ezildiğinizi düşünün. sürekli şişman olduğunuzu ve sevilmediğinizi,hiç bir arkadaşınızın olmadığı bu dünyada yapayalnız kaldığınızı düşünün.Ve bütün yakınlarınızın sizden sakladığı bir sır olduğunu düşünün.Ben kendimi y...