Medya:Açelya'nın annesi
Yine nefes nefese uyandım. O sırada alarmım çaldı. Ahhh doğru ya bugün karne günü! Hemen kalktım ayağa kalktığım gibi kapıya ışınlandım. BİR DAKİKA IŞINLANDIM MI?!
Olayın şokunu atlatamadım. Odadan çıktım ve dalgın bir şekilde ilerlerken ayağım boşluğa denk geldi. Tanrım merdivenlerden yuvarlanmak nedir yaa! Annem koşarak yanıma geldi ve kolumdan tutarak beni kaldırdı. Ben de ona tutunarak ayağa kalktım. Allah'a şükür hiçbir yerim acımıyordu. Kapıdaki olaya gelirsek... sanırım deliriyorum. Annemin kolundan çıkarak gerindim.
"Günaydın annemmm!" Dedim ve yanağından öptüm. Annem endişeli bir şekilde bana bakıyordu.
"Endişelenme bir yerim acımıyor :)" dedim. Annem endişeli ifadesini sürdürmeye devam ederken yüzüme bakıyordu.
"Ben onun için endişelenmiyorum yavrum. Beynin hasar gördü mü diye korktum sadece!" Demesiyle kahkahayı patlattım. Annem korkmuş bir ifadeyle mutfağa geçerken ben de banyoya girdim ve rutin işlerimi hallettim. Üzerimi de giyindikten sonra kapıya yöneldim. Arkamdan annemin seslendiğini duydum ve kulak kesildim. Yani nolur nolmaz ya önemliyse?
"Okuldan çıktıktan sonra arka sokaktan alır seni şoför! Ordan hava alanına geçiceksiniz." Hızla kafa sallayıp yavaş yavaş aşağı inmeye başladım. Arabamı yine eski yere kadar sürdüm. Sonrasında indim ve okula yürümeye başladım. Rüyamdaki adam ne demeye çalışıyordu? O gerçekten abim mi? Haftaya tekrar gelecek mi? Anlamıyorum ya anlayamıyorum! Rüyalarıma giren abimin sorduğu sorular çok garip gelmeye başladı. Derken okula geldiğimi fark etmemiştim. Hızla sınıfa yöneldim. Kulaklıklarımı taktım ve en sevdiğim şarkılardan biri olan Imagine Dragons: Thunder şarkısını dinlemeye başladım. Şarkıyı son ses açtım ve evet istediğim olmuştu kimseyi duymuyordum. O sırada ayakkabı bağcığımın açıldığını hissettim. Ama göbeğimden dolayı ayaklarımı göremiyordum. Birkez daha şişman olmama lanet ettim. Eğilip bağcıklarımı zor da olsa bağladım ve sınıfa yöneldim. Tam sınıfa girecekken kolumdan biri tuttu ve beni okulun hademe bölgesine götürmeye başladı. İlk başta çok fazla direndim ama bunun bir yararı olmayacağını anladığımda kendimi serbest bıraktım. En azından oraya varınca kafa atarak kaçabilirdim. Adam beni hademe yerine götürdü ve kapıyı arkadan kilitledi. Ben ise çığlık atmaya çoktan başlamıştım bile. Adam hızla beni duvara yasladı ve ağzımı kapattı. Beni nasıl çekti onu bile bilmiyorum. Sanırım baya bi güçlüydü. Adam bana yaklaştı... yaklaştı... nefesimi tutmaya başlamıştım. Kafamı sağa çevirdim çünkü biraz yaklaşmıştık. Eliyle çenemi sertçe sıktı. Ona bakmamı sağladı. Ama ben bir türlü onun yüzünü göremiyordum.
"Korkma benden! Ben senin meleğinim!" Dedi ve bir anda yok oldu. Bunun bir rüya olup olmadığını sorgularken zil çaldı. Ben de koşarak sınıfa girdim. Herkes bana bakıp alayla gülüyordu. Allah aşkına bunun neyi komik ki? Sadece sınıfına giren normal bir kızd-
"Balina is coming, Berke is going!" Dedi düşüncelerimi bölen eski platoniğim. Ona sadece göz devirip ve orta parmağımı kaldırmakla yetindim. Kulaklığımı geri taktığımda herkes bana bakıp gülüyordu. Ne yani ne va-"Açelya müdürün yanına!"
Eyvahh! Fırat hoca! Kesinlikle orta parmak çektiğimi görmüş olmalıydı! u sefer bittim ben... Zayıf ölmek istiyordum oysa ki!Yerimden kalktım ve Fırat hocanın anına gittim.
"Fırat hocam gerçekten özür dilerim:(" dedim mahcup bir sesle.
"Bir daha olursa külahları değişiriz Açelyacığım! Dua et favori öğrencimsin" dedi ve sırıttı.Ben de tebessüm ederek sırama oturdum. Kulaklığı çıkarmamla bir anda tiz bir çığlık duydum. Kafamı hızla o yöne çeviridiğimde sınıftaki herkes normal bir şekilde karnelerini alıyordu. Kafamı çevirdiğimde okulun 1 kilometre ötesindeki otobüs durağını görmem bir oldu. Kız köpekten korkarak kaçarkan bir çığlık daha atmasıyla kafamı sıraya gömdüm. Kulağımı deşen çığlık sesi beni öldürecek noktaya getirdi. En sonunda sıktığım bedenimi rahat bıraktım ve tiz bir çığlık attım. Kulaklarım patlayacaktı ve ben çok kötü hissediyordum. Sınıfta herkes bana garip garip bakarken ben kafamı sıraya vurmaya başladım. O sırada kapı çalındı. Biri sınıfa girdi ve beni kucağına aldı. Sonrası karanlık...
&YAZARDAN&
Ejder, Açelyayı Akasya hanımın (Açelyanın annesi) evine götürdü. Bu kadar ağır kızı taşımak ne kadar zor olsa da Ejder onun meleğiydi ve onu koruması gerekiyordu. Akasya hanım hızla kapıyı açtı. O sırada Ejder hızla Açelyayı koltuğa bırakıp derin bir nefes aldı. Bu kızın zayıflaması gerekiyordu. Hemen Akasya hanıma döndü Ejder.
"Efendim, dışarıdan gelen çığlık kulaklarını patlatmak üzereydi. Sınıftakilerin hafızasından bu görüntüleri silip karnesini aldım. Şimdi kızınızın hafızasından sizin silmeniz gerekiyor." Diye bir açıklamada bulundu Ejder.
Akasya hanım derin bir iç çekti.
"Onu şimdi Amerika'ya uçarak götür. Ben teyzesine haber veririm. 3 ay orada kalacak. Sonra yanıma gelicek ve 2 hafta burada kalıcak. Yani okuluna sadece 2 hafta devam edip sonra sizinle gelicek."
"Efendim. Bu süreçte ya iblisler onun kokusunu alırsa?"
Akasya hanım tebessüm etti.
"Açelya ismini koymamın bir sebebi vardı Ejder. Açelya kokusuz ve bunun sayesinde kimse onu kokusundan tanıyamaz. Sadece iyi niyetli insanlar onun kokusunu alır. Ve Açelyanın gerçek kokusu Manolya çiçeğidir. Elbette özel okulunuzda onun görüntüsüne sahip olmak için büyü yapan şakacı(!) Arkadaşlarınız olabilir. Ve bu sayede Açelyayı tanıyabilirsin. Sana güveniyorum Ejder kızım sana emanet." Dedi ve Açelyanın başına elini koyup bir büyü mırıldandı. Açelya hâlâ gözleri kapalı yatıyordu.
"Efendim bir şey diyeceğim ama kızmayın." Akasya hanım söyle der gibi başını salladı.
"Açelyaya hafifletici büyü yapsanız olur mu çünkü gerçekten ağır!" yüzü düşmüştü Akasya'nın. Sonra hemen kendini toparladı ve kızının saçlarını okşadı. Büyüyü mırıldandı ve soğuk bir şekilde Ejder'e döndü.
"Hızlı ol 1 saat sonra eski ağırlığına gelicek!" Dedi ve kızının yanağından usulca öpüp odasına çekildi. Ejder ise Açelya'yı kucakladı ve Amerika'ya uçmaya başladı.♤Açelya'nın Ağzından♤
Yine mutlu bir sabaha uyandım. Bir dakika ne?! Mutlu bir sabah ve ben? İki alakasız kavram. Buraya geldiğimden beri 1.5 ay olmuştu. Teyzem bana tebessümle baktı ve kampa gitmeye başladık. Zaten kilolu olduğum için hızlı kilo verdim. Abim uzun zamandır rüyalarıma girmedi. Onu düşündükçe içimde kötü hisler oluşuyordu. Bunu şimdilik boşverdim ve geleceğe baktım. Şuan 70 kiloydum. Kampa başlayacaktım ve bu benim için ve kilo verebilmem için daha hızlı bir süreç olucaktı.{ AKŞAM }
Kamp alanındaki ilk akşamımdı. Burada neredeyse herkes şişmandı. Tabii bazılarıda zayıftı ama kilolarından şikayet ediyordu. Burada 2 arkadaş edindim. Onların hayatları benimkinden iyiydi. En azından mutlu aileleri vardı. Çadıra girdim ve uyumaya başladım."Sorularımın cevabını bulabilmen için biraz uzun zaman verdim sana bulabildin mi bakalım?" Derin bir nefes aldım. Uzun zamandır rüyalarıma girmiyordu işte keşke daha uzun bir süre verseydi bana.
"B-bulamadım!" Bana sırıttı.
"Hadi ama kardeşim. Bu kadarcık mı?" Dedi p*ç smile atarken. Ben yine yorgun bir şekilde yere çömeldim. Yanıma geldi ve bana tokat attı.
"Sen hep en özel oldun lanet olası!" Yüzümü buruşturdum.
"8 yaşından beri sürekli bir yerlere gitmeseydin belki sen en özel olan kişi olabilirdin!"
"İstiyerek mi gittim sanıyorsun?!"
"Ben yıllarca sensiz yaşadım! Benimle en fazla 2 diyalog kurmuşsundur! Benden hep tiksindin benden hep utandın! Şimdi çıkıp gelsen umrumda bile olmazsın!""Emin ol çok yakında burada olacağım!"
Dürtülerek uyandım yanımda arkadaşım Mercan vardı. Bana gülümseyerek bakıyordu. Uyku sersemliğiyle ayağa kalkmamla yere yapıştım. Meral ile Mercan kahkahaya boğuldular. Bense göz devirmekle yetindim.
![](https://img.wattpad.com/cover/154036336-288-k467931.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ezik Melez
Fantasi17 yıllık hayatınızda sürekli ezildiğinizi düşünün. sürekli şişman olduğunuzu ve sevilmediğinizi,hiç bir arkadaşınızın olmadığı bu dünyada yapayalnız kaldığınızı düşünün.Ve bütün yakınlarınızın sizden sakladığı bir sır olduğunu düşünün.Ben kendimi y...