NE DÜŞÜNÜYORSUN?

1.3K 42 8
                                    

Yataktan kalktım. Anlaşılan uzun bir okul günü daha beni bekliyordu. Geciktiğimi fark ederek hızlıca giyindim ve saçlarımı yaptıktan sonra çantamı da alarak odamdan çıktım.

Helen ve Sam kahvaltı yapıyorlardı, onlara takılmadan çıkmak üzere ceketimi giydim. Tam çıkıyordum ki Helen bağırdı:

" Kahvaltı yapmayacak mısın?"

" Hayır, geciktim."

" Sam' in seni bırakmasını ister misin?"

" Hayır, bisikletle gideceğim."

" Tamam o zaman. Sakın bahçeden çıkayım derken begonyalarımı ezeyim deme! Onlar-"

" Biliyorum, çok değerliler. Bir aydır tomurcuklanmalarını bekliyordun. Görüşürüz..."

Kapıyı kapattım. Helen' ın yeni hobisi, çiçekçilik. Gülleri solunca bırakacağını düşünüyordum ama tahminimden de uzun ilgilendi bu yeni işle. Daha önceki hobileri gibi değil.

Bisikletle okula gittiğimde herkes yeni yeni okula giriyordu. bisikletimi bırakıp okulun içine girdim. Bayan Rotts koridorda dolanıp duruyor, öğrencileri sınıflarına tıkmaya çalışıyordu. Ah, liseliler... Bayan Rotts gibi bir öğretmenin sözünü dinlemektense her şeyi yaparlar. Birkaçının içinden küfür ettiğini duyar gibiydim.

Daha doğrusu duyuyordum.

" Hey, günaydın."

Yanımdaki Zoe' ydi. Bir bakıma en iyi arkadaşım. Ve bir bakıma da tek arkadaşım.

" Günaydın."

" Yine hayallere daldın ha?"

" Yoo, sadece, Bayan Rotts' a acıyorum. "

" Ben şahsen hiç acımıyorum. Okulda kendi isteğiyle çalışıyor değil mi? "

" Evet, ama o bu kadar kibar olmaya çalışırken diğerlerinin onun hakkında bu kadar kötü şeyler düşünmesi..."

" Boşversene! Derse geç kalacağız, hadi gel."

Acıma duygusu kendimi bildim bileli bende fazlaca var olan bir şeydi. Kendimi çoğu zaman tutamazdım. Bayan Rotts' un beni kaç kere disipline bıraktığını görmezden gelerek işte yine, ona acıyordum.

Sınıfa girdiğimizde ve yerimize oturduğumuzda, etrafta bir gerginlik olduğunu fark ettik. Cody' nin bakışları da bunu doğruluyordu. Zoe şaşkınlıkla etrafına bakınırken, ben ne olduğunu anlamıştım bile.

" Onu öldüreceğim. Ders biter bitmez. Kız arkadaşıma asılmak ne demekmiş görecek."

Cody' nin kız arkadaşı olduğu u bile bilmiyordum. Herhalde bu okuldan değildi. Kime bu kadar kızgın olduğunu anlamam da çok uzun sürmedi.

" Kesin anladı. Restoranda bizi görmüş olmalı. Dersten izin alıp eve mi gitsem acaba?"

Lawrence mı? Gülesim gelmişti. Lawrence kadar korkak biri neden Cody' nin kız arkadaşına bulaşsındı ki?

" Burada ne olduğunu biliyor musun?"

Zoe' nin sesiyle kendime geldim.

" Hayır, en ufak bir fikrim yok. Ama Cody' nin yine tepesi atmış."

" Bu sefer ne oldu acaba?"

O sırada içeriye edebiyat öğretmeni Bay Leen girdi. Herkes deminki gergin ortamın içinden çıkıp sınıfta olduğunu fark edince, ben de herkesin yaptığı gibi ayağa kalktım ve hocayla selamlaştık. Bay Leen hayatımda gördüğüm en sıkıcı insandı, Sam' den bile daha sıkıcıydı. Verdiği ödevler de cabası. Öte yandan, dün zor bir gün geçirmiş gibi duruyordu.

" Natalie' ye dün yine kumarda kaybettiğimi nasıl söyleyeceğim? Beni hayatta affetmeyecek."

Evlilik sorunları. Helen ile Sam de arada tartışırdı, düşüncelerinde bile. Ama doğrusunu söylemek gerekirse onları hiç dinlemezdim. Sağolsun kulaklıklarım bu sorunu çözmemde yardımcı oluyordu.

" Bir hafta önce verdiğim kompozisyon ödevini çıkarın." dedi Bay Leen. Ve o anda donup kaldım. Koskoca ödevi unutmuştum. Kahretsin.

" Bayan Blueman, ilk siz gelin."

Ne? Bu adam tam bir canavardı.

" İlk ben gelmesem? Heyecanlandım da."

" Yine ödevinizi mi unuttunuz Bayan Blueman? Eğer öyleyse sizi cezaya bırakmak ve başka bir ödev vermek zorunda kalacağım."

" ..."

" Yazık... Bunun bir ayda unuttuğunuz üçüncü ödev olduğunu biliyorsunuz değil mi? Diğer derslerde de mi böylesiniz yoksa? Nasıl iyi notlar alıyorsunuz anlamıyorum."

" Ben, özür dilerim. Bir daha olmayacak."

" Veremeyeceğiniz sözler tutmak yerine ayağa kalkın ve tahtaya gelin."

" Ama, ödevimi unuttum."

" Doğaçlama yapacaksınız. Söyleyin bakalım, kompozisyon konumuz neydi?"

" Şey, ben... Hatırlamıyorum."

" Size bir konu vereyim o zaman. Bana, ailenizi anlatın lütfen. En ufak duraksamanızda puanınızı kırarım."

Yerimden kalktım ve tahtanın önüne geçtim. Bu gibi durumlarda düşünce okumak işe yarasaydı ne güzel olurdu...

" Şey, benim ailem..."

" Şey?"

" Ah. Benim ailem üç kişilik. Ben, Sam ve Helen. Yani üvey babam ve annem. Üvey babam bir şirkette yöneticilik yapıyor, üvey annem ise işsiz. O daha çok kendi hobileriyle uğraşır. Yağlıboya, çiçekçilik, giysi taşarımı yapmak gibi birçok hobisi var. Öyle geçinip gidiyoruz işte."

" Bitti mi? Ailenizin üç kişilik olduğunu söylemiştiniz."

" Ha, bir de ben varım. Burada okuyorum, hayatımdan mutluyum. Belli bir hobim de yok."

" Kendinizi üç maddede mi tanıtıyorsunuz? Bence sınıfta kalmamak için biraz daha uzatın. Mesela, gerçek anne ve babanız hakkında bir seyler söyleyin."

Bunu bilerek yapıyordu. Okuldaki herkes aileme ne olduğunu biliyordu ve tekrar tekrar anlatılmasına gerek yoktu. Ofladım. Bu adamı cidden sevmiyordum.

" Gerçek annem ve babamın adları Annie ve Darwin' di. Annem doktor, babam pilottu. Birlikte tatildeyken bir araba kazası oldu ve arabamız bir tır ile çarpıştı. Ben hayatta kaldım ama annem ve babam benim kadar şanslı değildiler. Bütün bunlar olduğunda on yaşındaydım. Artık yerime oturabilir miyim lütfen?"

Sinirlerim bozulmuştu. Bay Leen' e gününü gösterecektim.

" Zavallı kız."

" İnanamıyorum. İğrenç."

" Şu adam da insanları nasıl üzeceğini biliyor."

" C+ aldın. Çocukça performansına göre iyi bile. Şimdi oturabilirsin."

" Bay Leen?"

" Evet?"

" Dünki feci yenilginizi eşinize söylemede iyi şanslar."

Ve sonunda, sıra bendeydi. Gülümseyerek yerime oturdum. Kimse bir şey anlamasa da Bay Leen' in içinin kıpır kıpır olduğunu biliyordum. Az önce içine düşen kurdu kimse çıkaramazdı. İşte. Benimle uğraşırsa böyle olur.

Zil çaldığında Bay Leen' in garip bakışları üzerimde olduğu halde dışarı çıktım. Az önce en çok unutmak istediğim şeyleri herkesin önünde anlatmak zorunda kalmıştım, üstelik akşam disiplindeydim, ama yine de işler iyi gidiyor gibiydi. Kimse, kimse benimle boy ölçüşemezdi.

Arkadaşlar, bu benim bu sitedeki ilk hikaye denemem olduğuiçin hatalarımı mazur görün lütfen. Uyarılara ve önerilere her zaman açığım;)

NE DÜŞÜNÜYORSUN?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin