Özlem

75 8 1
                                    

Sesimi tanıyamayınca, bir daha bağırdım. Bu, gerçekten Colin' di! En son gördüğümden çok daha uzun saçları, masmavi gözleri, hafiften çıkmaya başlamış olan sakalları, ve de sesi ile, Colin' in içindeydim.

Bunu nasıl yapmıştım? Sadece Colin' i düşünmüştüm ve saniyeler içerisinde, buradaydım. Bedenim geride kalmıştı, ama düşüncelerim buradaydı.

" Colin?"

Kapının ardındaki Tom' un sesini duyunca irkildim. Doğru ya, Tom buradaydı! Hemen kapıyı açıp Tom' a sarıldım. Onu gerçekten çok özlemiştim.

" Tom... Burada olduğuma inanamıyorum!"

" Çekilsene!"

İçinde olduğum bedeni hatırlayarak hemen kendimi geri çektim. Tom' a söylediğimde yüzünün alacağı şekli görmeyi sabırsızlıkla bekliyordum.

" Tom, ben-"

" Şapşal şapşal hareket etmeyi bırak. İlacı aldın mı onu söyle."

" İlaç mı?"

Colin ilaç mı alıyordu?

Ben bir süre cevap vermediğimde Tom aklımı okumaya çalıştı. Artık bir alışkanlık haline dönüştüğü için onu engelledim.

" Güzel." Dedi. " Güçlerini geri kazandığına göre gidebiliriz."

" Nereye?"

" Planı sana beş kere anlatmadım mı?! Beni deli etme!"

Tom olanları hala anlayamamıştı, ne yazık ki, ben de hiçbir şey bilmiyordum.

" Tom..." dedim. Sesime hala alışamamıştım.

" Ne var?"

" Ben Colin değilim!"

" Şebeklik yapmayı bıraksan diyorum artık. Gidecek çok yolumuz var."

Ofladım. Ona olanları anlatmanın bir tek yolu vardı.
"" Tom, benim. Beatrice.""

Tom biraz durakladı. Colin' in bedeninin içinde olduğumu anlayınca birdenbire afallamıştı. Böyle bir şeyin olmasını o da beklemiyordu anlaşılan.

" Be- Beatrice?"

" Benim Tom, gerçekten."

Tom' un yüzüne sarhoş bir gülümseme yayıldı. Ve hemen ardından gülümsemesi silindi. İşin soru işareti kısmına geliyordu.

" Bunu nasıl yaptın?"

" Bilmiyorum! Çok heyecanlı değil mi?"

" Hayır, değil! Farkında olmadan çok tehlikeli bir şey yapıyor olabilirsin!"

Ofladım. Bu adam beni gördüğüne sevinmiş miydi, yoksa üzülmüş müydü?

" Ne gibi tehlikeli şeyler yapıyor olabilirim acaba?"

" Sen buradaysan, Colin nerede? Bunu biliyor musun?"

Birden kanım dondu. Dediği doğruydu.

" Hayır." Dedim neredeyse fısıldayarak. Eski neşemden eser kalmamıştı. Şimdi ise, endişelenmeye başlamıştım.

" Yoksa onu öldürdüm mü?"

" Bilmiyorum! Ama öğrenmemiz gerek. Burada seni inceleyeceğim bir labaratuvarım yok, bu yüzden..."

Tom sol elini çenesine götürüp düşünmeye başladı. Aklına sürekli yeni sorular geliyordu.

" Güçlerini kullanmayı nasıl başardın? Ben senin düşüncelerini okuyamamıştım."

NE DÜŞÜNÜYORSUN?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin