Ben Değildim

141 19 2
                                    

BEATRICE

" Colin?"

İnanamıyordum.  Resmen buradaydı. Gelmişti. Benim için. Bu arada, iki tane iri adamın onu kollarından tutuyor olması hiç önemli değildi. Sonuçta, gelmişti.

Doktor Dawson da buradaydı. Colin' e biraz daha dikkatle bakınca burnundaki yarayı ve morarığı fark ettim. Ne zamandır buradaydı acaba?

Bana şaşkınlıkla bakıyordu. Benim durumum da çok iyi sayılmazdı çünkü. Nasıl göründüğümü görmek bile istemiyordum.

" Beatrice, seninle bir süredir görüşemememin nedenini anlamışsındır. Birileri casusluk oynamak istemiş. Ve şimdi, cezasını çekecek."

İki adam Colin' i zorla önümdeki sandalyeye oturttu. Bir tanesi onu omuzlarından tutuyordu. Diğerinin elinde ise bir ip vardı. O iple yerinde duramayan Colin' in ellerini bağladı.

" Dün yaptığın şeyden haberim var. Kutlarım seni."

Bu adam gerçekten deliydi.

" Senin adamını öldürdüğüm için mi?"

" Tabi ki. Yapabileceğini sanmıyordum, ama başardın."

Moralim bozulmuştu. Kısa bir süre için de olsa doktoru unutmuştum, ve şimdi bana hatırlatmıştı. Gözlerimi yere çevirdim. Kendimden utanıyordum.

" Şimdi... Bu seferki hedefin biraz daha zor. Ve her ihtimale karşı, ben odada olmayacağım. Yapabileceğini biliyorum. Meraklanma, hiç zorluk çekmeyeceksin."

Herkes bana bakıyordu. Colin' den ise ses çıkmamıştı. Bir anda her şey kafama dank etti.

Colin' i öldürmemi istiyorlardı.

Yutkundum. Bunu yapmayacağım kesindi. Peki karşılığında ne kadar canım yanacaktı? Peki ya Colin? Ona ne olacaktı?

Korkuyordum. Colin' e zarar veremezdim. Asla.

" Hayır." dedim. " Bunu yapmayacağım."

" Sen yapmasan da ölecek zaten. Bunun için, denemeye başla."

Doktor Dawson bunu söyledikten sonra odadan çıktı. Öylece Colin' e bakıyordum. O da arada hareketlense de, gözlerini bana kilitlemişti.

"" İyi misin?""

Benimle konuşuyordu. Bunu duyunca fark etmeden gülümsedim. Acaba ben de onunla konuşabilir miydim?

"" Evet.""

Colin' in de gülümsemesiyle beni duyduğunu anladım. Ve o anda aklıma, başkalarının da bizi duyabileceği geldi. Etrafa bakındım. Odaya dünki çocuklar ve bir iki tane doktor gelmişti. Colin de onların bizi duyabileceklerini anlamış olmalıydı ki, beni engelliyordu. Ben de onları engelledim. Yanımdakilerden biri " Hadi." dedi. Başlamamı istiyordu. Bunu yapmayacaktım.

" Beni zorlayamazsınız." dedim. Sakin olmalıydım, yoksa yine elimden bir kaza çıkabilirdi.

" Bal gibi de zorlarız."

Doktorlardan biri masanın başına geçti. Tabi ya. Bana işkence kısmını unutmuştum. Sakin kalmam çok zor olacaktı.

**************************

" Lütfen, durun!"

Ama durmadılar. Beynim havaya uçacak gibiydi. Çok fena ağrıyordu. Colin de bağırıyordu, ama doktor ikimizi de takmıyordu.

Bir kurtuluş yolu yoktu. Colin' i öldürene kadar burada acı çekecektim. Bayılmak istiyordum. Bayılırsam beni daha fazla zorlayamazlardı. Ama malesef, insan öyle her istediğinde bayılamıyordu.

" Yapmayın, ne olur..."

Konuşacak gücüm kalmamıştı. Colin ise o kadar çok çırpınıyordu ki bir ara onu tutan adamı yere serecek sanmıştım. Ama yapamamıştı.

" Bırakın onu! Hey!"

Her şeye rağmen, beni korumak istemesi güzeldi.

Canım yanıyordu, ama sakindim. Bugün kimse ölmeyecekti. Kısa süre sonra, yine dayanamayıp ağlamaya başladım. Sükunetimi kaybediyordum.

Oda tam bir kargaşa içindeydi. Colin iplerden kurtulmaya çalışıyor, yanımdaki doktor bana bir şeyler söyleyip duruyordu. Çocukların ise tek ihtiyacı patlamış mısırdı. Sakin olamalıydım. Gücümü kontrol edebilmeliydim. Derin derin nefes aldım, ama ağladığımdan bu nefes pek işe yaramamıştı. Eğer sakinleşmezsem çok kötü şeyler olabilirdi.

Bunu yapmalıydım.

Bir anda, başımın ağrısı kesildi. Etrafımdaki herkes durmuştu. Hayır. Yine yapmış olamazdım. Bunu yapmış olamazdım.

Colin.

Herkes teker teker yere düşmeye başladı. Etrafıma dehşetle bakıyordum. Odada Colin dahil altı kişi vardı. titremeye başladım.

Colin, ayaktaydı.

İplerinden kurtulmuştu.

Diğerlerine baktım. Yerdelerdi. Hıçkırdım. Kusmak istiyordum.

" Beatrice! "

Colin yanıma geldi ve koltuktaki kemerleri çözmeye çalıştı. Hepsini çözdüğünde hala oturuyordum. Gözlerimi bile kırpmadan. Colin beni zorla kaldırdı ve yüzüme baktı.

" İyi misin? Beatrice!"

Beni sallayınca kendime geldim. Çok korkuyordum. Hemen Colin' e sarıldım ve hıçkırıklara boğuldum. Colin beni kollarına aldı.

" Merak etme, hepsi geçti."

" Onlar... Onları öldürdüm. Hepsini."

" Hayır, öldürmedin. Dinle."

Dinledim. Herçekten de, düşüncelerini duyuyordum. Ölmemişlerdi. Şaşkınlıkla Colin' e baktım.

" Bu... Bunu yapan ben değildim."

" Sen yaptın. Bizi kurtardın. Hadi gel, buradan çıkmalıyız."

Bir şey demeden Colin' in elini tuttum ve birlikte odadan çıktık. Kapı kilitli değildi. Yavaşça dışarı çıktığımız anda ikimiz de şaşkınlıktan donakalmıştık.

Bizim dışımızda herkes yerdeydi. Herkes. Bunu nasıl yapabilmiştim?

Ben bunu düşünürken Colin beni çekti ve koşmaya başladık. Zaten zar zor yürüyordum, koşmak beni iyice zorlamıştı. Tam kapıdan çıkıyorduk ki Colin durdu. Tam önümüzde, Lou yatıyordu.

" Hadi gidelim." dedim.

" Ona gününü göstereceğim."

" Tamam, ama sonra. Lütfen."

Nefes nefese motora vardık. Dışarısı çok güzeldi. Bir buçuk haftadır ilk defa güneşi görüyordum. Yorgunluktan ölmek üzereydim. Kaskı takıp motora bindikten sonra Colin' e yaslanıp gözlerimi kapattım.

Kurtulmuştum.

NE DÜŞÜNÜYORSUN?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin